Başbakan: Marmaray ayarında olacak

“İzmir’in Marmaray’ını, tüp geçidini bu sene ihalaye çıkarıyoruz. İzmir’e gerdanlık takacağız. Çiğli’den Narlıdere’ye 6 dakikada geçeceğiz.”
Nuri Elibol İZMİR
Başbakan Binali Yıldırım İzmir Körfezi’nde ulaşıma büyük rahatlık getirecek ‘rüya’ projenin detaylarını açıkladı. Gündeme ilişkin gazetemizin sorularını cevaplandıran Yıldırım, projenin toplamda 12.6 kilometre olacağına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Araç da geçecek, tramvay da geçecek. Dolayısıyla hem toplu taşımaya hem hususi taşımaya, yani Körfez’i boydan boya çevreyoluyla veya altın yol dediğimiz sahil yoluyla gitmek ihtiyacı olmayacak. Aşağı yukarı 6-7 dakikada Çiğli’den hemen Narlıdere’ye gelecek, oradan isterse Aydın yoluna gidecek, isterse çevreyolundan Aydın, Denizli, Ankara, İstanbul veya Çeşme nereye isterse geçecek. Öbür tarafa geçecek Menemen, Aliağa, Bergama, Çanakkale yahut Balıkesir oradan İstanbul otoyoluna bağlanacak.”
Projeyi ‘İzmir’in rüya projesi’ olarak değerlendiren Başbakan Yıldırım, “İzmir’e bir çok proje kazandırdık ama bu İzmir’in bir anlamda mega projesi. İstanbul’un Marmaray’ı ve Avrasya Tünelleri var. Bu ikisini bir arada yapan şeydir. Karşıdan Çiğli tarafından köprü olarak gelecek, Körfez’in bir yerinde yapay bir ada oluşturulacak oradan Körfez’e gemi trafiğini sağlamak için yer altına inecek denizin altına tünel şeklinde dönecek. Mühendislik bakımından çok teknolojik üstünlüğü olan proje. Bir o kadar da zorlu olan bir proje. Yap-İşlet-Devret ile ihaleye çıkacağız” dedi.
Projenin maliyetini yaklaşık 2 milyar dolar olarak açıklayan Yıldırım, “Bu tünelde süre ne kadar” sorusuna da “Bunun yapım süresi yaklaşık 4-5 yıldır. Aşağı yukarı bu Marmaray’ın ayarında bir iştir” cevabını verdi. “2023’e yetişecek mi” sorusuna ise Yıldırım, “Rahat yetişir, bir problem olmaz” karşılığını verdi.
HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIK
Kerkük’e Kürt bayrağı çekilmesini “hayal kırıklığı” olarak değerlendiren Yıldırım özetle şunları kaydetti:
“Bizim için orada bir hayal kırıklığı var. Bölgede yaşanan hızlı değişimleri, bir otorite boşluğunu fırsat bilip bir yandan Musul’da DEAŞ’la amansız bir mücadele devam ederken Kerkük’te bir oldubitti yapmak asla kabul edilemez bir şey. Cumhurbaşkanımız da açıkladı biz de açıkladık. Bu yetmezmiş gibi bayrak çekmenin ötesinde referandum yapmak bunun tercümesi Kerkük’ü Kuzey Kürt Bölgesel Yönetimi’nin parçası haline getirmek. Bu Kerkük’ün statüsüne aykırı, Irak anayasasına aykırı, Irak Merkezi Hükümeti’nin buna rızası yok, İran’ın rızası yok. Türkiye’nin rızası yok. Kuzey Irak Kürt Yönetimi neye güvenerek bunları yapıyor? Derhal bu yanlış işten dönülmesi icap eder.”
SUÇA ORTAK OLMAYIN
Başbakan Yıldırım, rejimin kimyasal silahlarla katliam yaptığı Suriye için BM Güvenlik Konseyi üyelerine “suça ortak olmayın” çağrısında bulundu. Yıldırım özetle şunları kaydetti:
Suriye’de çok ağır işler oluyor. Suriye’de gerçek bir insanlık dramı yaşanıyor. Artık daha neyi bekleyeceğiz. Öyle toplanıp konuşup biri çıkıp veto edecekse o zaman zaten itibarı dibe vurmuş bir BM’den bahsederiz. Trump’ın açıklamaları da bunun tercümesidir. Diyor ki bak bu aleni bir iştir, burada korumacılık yapmayın. Bu suça daimi üyeler ortak olmasın. Şimdi bu suçun arkasında Güvenlik Konseyi’nin beş biraderden biri ne gerekçeyle veto verecek? Bunu hangi vicdan kabul eder.
Bu işlerin bedelini de Türkiye ödüyor. Her türlü yükü biz çekiyoruz. Dolayısıyla Türkiye bu işin dışında kalamaz. Fırat Kalkanı’nı bunun için başlattık. Bu ve buna benzer ihtiyaçlar istemeyiz ama önümüzdeki günlerde de olabilir.
Rus Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü kimyasal silah kullanıldığı kararı BM güvenlik Konseyi’ne gelirse veto edeceklerini açıklamış. Bunun arkasında durmak sadece BM güven sorunuyla sınırlı değil. Bu gücü gücüne yetene prensibinin hayata geçtiğini gösterir. Burada da barış biter.