Cemal Hünal: 'Gerçek er meydanı tiyatro sahnesidir'

"2'si 1 Arada" isimli oyunda bir hırsızı canlandıran ünlü aktör Cemal Hünal, "Tiyatro bambaşka. Seyirci karşısında yaptığın şeyin işe yarayıp yaramadığını anında hissediyorsun. Aslında gerçek er meydanı" dedi.
Kübra ŞAFAK
Issız Adam filmi ile hafızalara kazınan Cemal Hünal, şu sıralar "2'si 1 Arada" isimli tiyatro oyunuyla gündemde. Moi Sahne’de sahnelenen eserde izleyicilerinin karşısına hırsız rolüyle çıkan Hünal ile evlilikten, oyundan ve projelerinden konuştuk.
Neden bu oyunu tercih ettiniz? İlk teksti elinize aldığınızda neler hissetiniz?
Oyunu tercih etmemin en önemli sebeplerinden biri değerli oyuncu kadrosu; Ruhi (Sarı), Neslihan (Yeldan), Duygu (Şen). Hepsi ile çalışmayı seviyorum.
Oynadığınız karakterden biraz bahseder misiniz?
Karakter aslında yüzsüz bir hırsız. Yanı sıra yazarlık yapıyor, halk kütüphanesine gidiyor. Biraz tuhaf bir karakter.
Sizin karakterinizle örtüşen yanları var mı?
Evet. Aile babası bir hırsız. Oyunumuz tek perdelik, yüksek tempolu bir komedi. Doğaçlamaya çok açık. Bazen 1 saatlik oyunu 1 buçuk saate uzattığımız da oluyor. Ama özellikle kendimle özdeşleştirdiğim bir karakter olduğu için seçmedim.
Peki kaç defa sergilendi?
Altmışı geçtik galiba...
Hiç sıkılmadınız mı?
Hayır, niye sıkılayım ki? Kamera karşısındayken kamera için oynamanız gerekiyor. Kameranın farklı, acımasız bir gözü var. Dolayısıyla sadece oyunculuğu değil nerede duracağınızı, nereye bakacağınızı bilmek zorundasınız. Fakat canlı şekilde, seyirci karşısında yaptığın şeyin işe yarayıp yaramadığını anında hissediyorsunuz. Aslında gerçek er meydanı sahne.
Oyunculuk sizce doğuştan gelen bir yetenek mi? Yoksa sonrada çalışarak olabilecek bir şey mi?
Bence her sanat öğrenilebilir. Tekniğini bilmek, eğitim almak gerekli. Ancak herkesin belli şeylere de yatkınlığı var. İnsanlar yetenekleriyle uyumlu meslek seçerse hem kendileri daha mutlu oluyor hem yaptıkları işten daha iyi çözüm alıyor.
Peki sizce güldürmek mi kolay ağlatmak mı?
Gerçekten hangisini hissettirebiliyorsan o anda o geçerli.
Hayatınızda iz bırakan projeniz hangisi?
Tabii ki hayatımda iz bırakan bir kere Issız Adam... Hem bana kariyer kazandırdı hem uluslararası festivallerde ödül getirdi. Çok fazla şey öğretti bana. O yüzden benim için farklı bir kıymeti var. Her işten aslında çok haz aldım.
Yeni dizi, tiyatro ya da film var mı?
Tiyatro seneye... Dizi için havada uçurtma çok, hangisinin ipi nereye bağlı bilmiyorum. Onun için bir şey diyemeyeceğim. Film için de teklifler var, değerlendiriyorum. Bir şey söylemem mümkün değil
şu anda.
MUTSUZLUĞUN FORMÜLÜ HAYATTAN ÇOK ŞEY İSTEMEK
40 yaşındaki Cemal Hünal, 5 yıldır oyuncu Lale Cangal ile evli. Çiftin 2 yaşındaki oğulları var. Evlilikleri, magazin dünyasında nadir görülen şekilde istikrarlı sürüyor. Usta aktöre bunun sırrını da sorduk...
Mutlu evliliğinizin sırrı nedir?
Valla çok şanslıyım bir kere. Eşim de sanatçı olduğu için mesleğimin getirdiği problemleri çok daha iyi anlayabiliyor. Çok fazla kendimi açıklama ihtiyacı da hissetmiyorum.
Doğru ilişkinin kriteri nedir?
Karşılıklı sevgi ve saygı önemli. Karşıdaki insanın sesini duymaktan ziyade dinleyebiliyor olman lazım. İnsanlar problemlerle yüzleşmek istemiyor, birbirlerini dinlemiyor. Ben bu çağa "Alınganlık çağı" diyorum. Herkes her şeye çok alınıyor. Bir şeyler duyuyorlar ve anlamadan dinlemeden hemen savunmaya geçiyorlar. Anında kişiselleştiriyorlar. İnsanların hayattan beklentileri çok yüksek, çok fazla şeyler istiyorlar. Onları elde edebilmek için de çok fazla hırçınlaşıyorlar. Bu yüzden sevdiklerinin, yakınlarının ihtiyaçlarını duyamamaya başlıyorlar. Bence mutsuzluğun formülü bu.
Oyunculuk için en büyük yaptığınız fedakârlık nedir?
Kötü filmlerde oynamak...
Ailenizle vakit geçirememe problemi yaşadınız mı?
Oğlumun doğumundan beri 2 film yaptım. Yaklaşık 1,5-2 aylık süreçlerde hiç evde yoktum. Oğlumu ben kendi ellerimle doğurttum. Oradaydım yani. Herhâlde dünyada hiçbir güç beni oradan uzak tutamazdı. O anda daha önemli bir şey yoktu benim için.