Yunan değil Anadolu

Düzenleyen:
Yunan değil Anadolu

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Fahri Işık Hocaya göre, “Avrupalı arkeologlarda bir Helenleştirme gayreti var” Oysa Likya kentlerinin Yunanla alakası yok. Bir kere adı Hititçe Patar’dan gelir. Burası bir Anadolu medeniyeti. Sadece Helen harfi kullanılır o kadar.

İrfan Özfatura

Patara Akdeniz’in önemli kentlerinden biri. Gemiler limana incecik bir boğazdan girer, hem dalgalardan, hem düşmanlardan korunurlar.  
Hanlar, hamamlar, tayfalar, hamallar. Atlar, arabalar, çuvallar, fıçılar... Hareketli bir şehir, ticaretin nabzı burada atar. 
Hangi yıllarda? 
Çok önce diyelim, 4000 yıl belki daha fazla... Lâkin 
Lâkin bir yandan Eşen ırmağının getirdiği alüvyonlar, bir yandan rüzgarın sürüklediği kumlar boğazı doldurmaya başlar. Körfez iç göle döner zamanla. İskeleyi sazlıklar sarar, çamur, kamış, kındıra… 
Yılan çıyan mesele değil de ah o sivrisinekler. Bulut bulut saldırırlar insana.
Yoksa bolluk bereket yurdudur. Sadece yabani meyve yiyerek yaşayabilirsiniz burada. 
Evet, coğrafya faslı bu kadar, şimdi gelelim tarih safhasına. 
Günümüzde Teke Yarımadası olarak adlandırılan bölgede Likyalılar vardır zamanında. Homeros İlyada destanında Likyalıların Glaukos ve Sarpedon önderliğinde Troialıların yanında yer aldığını anlatır ki Akhalara karşı bir Anadolu dayanışması görülür açıkça. Yunanistanın zaptı için Pers Kralı Harpagos’a 50 gemiyle destek verirler (M.Ö.545) hatta. Yıllar geçer, Makedonyalı İskender Persleri yenince gelir dayanır kapılarına. Kolay teslim olmaz, kılıca sarılırlar. Bunu nereden anlıyoruz, o devre ait yangın izleri var zira. İşte arkeolojik kazıların önemi de burada zaten, tarihi yeniden yazdırır adama. Demek ki teslim oldu diyenler yanılmakta. Bu hususta yayınlanmış 130 makale var, meraklısına…

İŞGALLER İSTİLALAR
Mısır sultası, Suriye hakimiyeti derken geliriz M.Ö 167 yılına. Başta Ksanthos, Patara, Pınara, Olympos, Myra ve Tlos olmak üzere 23 şehir devleti (site) birleşir bir birlik kurarlar. 
Likya birliğinin dışa açılan kapısı Patara'dır. Bir meclisleri vardır, küçük beldeler de delege yollar, temsil edilirler mutlaka. 
Bir ara Sezar’a donanma desteği verirler. Sonra Brütüs musallat olur “gelin takılın ardıma” Ona def-i belâ kabilinden bir para (bayağı bi meblağ) çıkarır başlarından savarlar. 
Patara Rodos hegemonyasına karşı koysa da Roma istilasına dayanamaz. İmparator Vaspasianus, Likya’yı Pamfilya ile birleştirir, Patara’yı eyalet merkezi yapar. (MS 43)
Dalaman çayından tutun, taaa Alanya’ya. Ünlü kentlerden Perge ve Side de bağlanır Patara'ya. İşte Likya Yol Kılavuz Anıtı, Deniz Feneri, Büyük Hamam, Onur Takı gibi eserler o sıra yapılır. Taşlar Mısır ve Bergama’dan taşınır, gemi boldur nasıl olsa. 

ABD'NİN MAYASINDA...
Likya meclisinde başkanlar (Dukia )bir yıllığına gelir, süre dolunca bırakırlar. Halbuki Atina başkanları (Argeon) bir ömür iktidarda kalır, kazık çakarlar koltuğa. 
Likya’da delegelerin hepsi sivildir, asker siyasete karışamaz. 
Birliğin kasasına limandan muazzam vergi akar. Paraları tutmaz, çalıştırırlar. Mesela bir iş adamının hibe ettiği 250 bin dinarı aktarıp dönderir 340.534 dinar yaparlar. İşçi yevmiyesi bir dinar olduğuna göre… Büyük para.
Bir dinar,4 sektals, 16 asya. Diyelim yıkanmaya gittin çeyrek asya verirsin hamamcıya. İncir, üzüm, zeytin, turunç, hurma sudan ucuz. Okkası 3 asya. Ama bir keçiyi 100 dinara alamazsın, et el yakar.
Roma ordusunda bir lejyonerin yıllığı 325 dinardır. Bu paraya öldülerse, gittiler bedavaya. Demek iş yok ortalıkta. 

HER KEMÂLİN ZEVÂLİ
Bizanslı yıllarda Patara’nın bahtı kararır. Veba salgınları, iktisadi sıkıntılar. Acze düşer, korsanları bile kovamazlar. Şehir yarı metruk bir haldedir ki Türk atlıları görünür ufukta. Fatih’in komutanları Rodoslularla konuşmak için geldiklerinde hayat emaresi yoktur ortalıkta. Kum, şehri gece gibi örtmüş, sadece bir iki burcu kalmıştır dışarıda. Haftada yarım milim toz yağdığını farzedin, iki parmak eder yılda.  
Halbuki Patara’nın güçlü bir kalesi, iç suru ve bey sarayı vardır. Limanı agoraya bağlayan caddenin iki yanında dükkânlar, sütunlar, kanallar… 
Şehre karayoluyla girdiniz diyelim sizi 10 metre yüksekliğinde 19 metre uzunluğunda bir tak karşılar ki su kanalını omuzlar aynı zamanda. Merkez Hamam, Küçük Hamam, Ortaçağ Hamamı, Liman hamamı ve bir de Vaspasianus'un yaptırdığı Nero hamamı.
Bu kadar hamamı beslemek için ciddi bir su mühendisliği olmalı. Sular 20 km uzaktaki pınardan künklerle, kemerlerle akıtılıp getirilir, bağları, bahçeleri suladıktan sonra lülelere verilir. Suları bir maksemde toplayıp, ivme kazandırırlar. Sarnıçlar doludur daima.

PATARA KÜTERE
Patara adeta unutulmuştur ki Fahri Işık Hoca tayin edilir sahaya. Uzun yıllar bürokrasiyle boğuşur, betonlaşmasın, yağmalanmasın diye nöbet tutar adeta. 
Derken Havva Hanım desteğe gelir. İki arkeolog geceli gündüzlü çalışırlar. Sabah birlikte, akşam birlikte... Bir gün Fahri Hoca “Ya Havva” der “biz evlensek ya!” 
İş öyle çok, vakit o kadar dardır ki sade bir merasimle otururlar nikâh masasına. Nerede biliyor musunuz? Yine kazı sahasında. 
Patara uzun yıllar gömülü kalsa da kumun altından temiz taşlar çıkar. Meclisin çatısı zemin hizasındadır, TBMM destek olur, tekrar kurarlar.
Şimdi Nero hamamını ayaklandırmaya çalışıyorlar. Taşlar ait oldukları duvarın dibinde dursa mesele yok, nasıl bir zelzele yaşanmışsa ipi kopan gerdanlık gibi dağılmışlar. 
Arkeoloji hakikaten yorucu meslek. Bir kiremit parçası bulacağım diye saatlerce eşelersin ağzına burnuna kum dolar. Güneş altında kavrulur kararırsınız, avuçlarınızı nasır sarar. Parayla olacak iş değil, sevmeyen dayanamaz. 

YUNAN DEĞİL ANADOLU!
Fahri Işık Hocaya göre “Avrupalı arkeologlarda bir Helenleştirme gayreti var” Oysa Likya kentlerinin Yunanla alakası yok. Bir kere adı Hititçe Patar’dan gelir, Havalide Hint Avrupa menşeli Likçe konuşulur ve Heredot, halkın Luvi soylu olduğunu yazar. 
Burası bir Anadolu medeniyeti. Sadece Helen harfi kullanılır o kadar. 
Tamam mimaride benzemeler (İon etkisi) var ama sanatkârlar buradan gider Yunanistan’a.  
Buluntular içinde mühürler, sikkeler, masklar ve bir sürü kap kacak. Ufak altarlar İtalya’daki ev şapellerini hatırlatırlar. Demek Hıristiyanlığa giren alışkanlıklar var. Küçük desticikler esans kabı ya da gözyaşı şişesi olabilir. Senin için bu kadar ağladım deyip bırakırlar mezara. 
Çıkan parça pincik kırıntılar ince ince temizlenir, hususi solüsyonlara yatırılır ve yapıştırılır itinayla. 
Yamaç villalarını bulmuş ama tekrar kapatmışlar. İşin kaidesi bu "ya kazmayacaksın yada restore edip müzeye kaldıracaksın." İlgilenemeyeceksen yerinde dursun, toprak koruyor nasıl olsa.
Arkeolojide her bilgi ufuk açar. Ne yiyor, nerde yatıyor, nasıl yıkanıyorlar? Ulaşım, temizlik, zenaat, ziraat? Ele geçen kemikler, tohumlar da çok şey söyler uzmanına. 

ÖMÜR TÖRPÜSÜ
Fahri Hoca ve Havva Hanım 29 yıldır zemini eşiyor, çok da keyif alıyorlar. Çok değil mi diye sorduğumuzda "Efes 122, Bergama 136, Pompei ise tam 269 yıldır kazılıyor, bitmedi hâlâ. Biz henüz başındayız, çok iş var daha. Onur takı. Liman Hamamı derken 4. bin yıla kadar indik. Kumu kaldırıp limanı tekrar şehre bağlayacak, feneri kuracağız sil baştan. Yeri gelmişken söyleyelim, Patara Feneri ne dünyanın ilk feneri, ne de en büyük feneri. Ama orjinal taşlarıyla kurulabilir rahatlıkla. Mahalli idareci çok önemli, 20 sene evvel böyle bir vali gelseydi, çok başka olurdu manzara" diyorlar. 
Tiyatro’dan 7 bin kamyon toprak atılmış, Meclis Binası için 6500 blok kaldırılmış. 
Sur duvarları iki tarafa dökülmüş. Teorik olarak yukarıdaki taş daha ötede olmalı ama zelzele dağıtmış sağa sola. Bazen hamamdan taş söküp surda kullanmışlar. İşlemeler izlenmeli, defalarca ölçülüp biçilmeli ve nihayet ait olduğu duvara... 
Devasa bir yapboz düşünün, her parça yerine oturmalı mutlaka. 

Yunan değil Anadolu

Yunan değil Anadolu

Bu çatal 2400 yıllık, belki 100 nesil geçmiş aradan. Kırk kere "dedemin dedesinin dedesinden" derseniz varabiliyorsunuz o yıllara. 

Yunan değil Anadolu

Yunan değil Anadolu

Yunan değil Anadolu

Patara kumsalı girdiği yarışmalarda birinci oluyor. Deniz kaplumbağaları da yumurtalamak için burayı seçiyor. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...