Yeşilçam’ın iğneleri! | Sinemada bu hafta

Bir Yeşilçam jönünün yıllarca ihmal ettiği kızıyla çıktığı yolculuğu merkezine alan “Sevda Mecburi İstikamet” hisli bir hikâye anlatırken, Yeşilçam’ı da iğneliyor...
MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ
Çağan Irmak, Yeşilçam’dan ilham alarak popüler yerli sinemanın içerisinde yeniliği arayan bir yönetmen… “Yeşilçam” isimli bir diziye imza atan Irmak, son filmi “Sevda Mecburi İstikamet”te de bir Yeşilçam oyuncusunun yıllar sona kızıyla buluşmasını merkezine alıyor. Türk sinemasının acı tatlı taraflarının arka plana konulduğu eserde, dokunaklı bir hikâye anlatılıyor...
Filmin başrolünde Selçuk Yöntem, Selin Şekerci, Günay Karacaoğlu, Kubilay Aka, Nergis Öztürk ve Hilmi Cem İntepe gibi isimler yer alıyor…
SUÇLU MUYUM EY SEYİRCİ!
Eserin merkezinde Selim Erensoylu (Selçuk Yöntem) adlı bir Jön var. Önce yaşlı hâliyle tanıştığımız oyuncu “Suçlu muyum siz karar verin?” diye soruyor ve hikâye akmaya başlıyor… Yıllarca Yeşilçam’da rol alan Selim, artık gözden düşüp oynadığı TV dizisinde bile “öldürülmekten” kurtulamıyor. Buhran içerisindeyken karısı Sevda’nın ölüm döşeğinde olduğunun haberini alıyor. Yanına gittiği eşi, gözlerini son defa kapamadan evvel ona otistik kızı Suna’yı (Selin Şekerci) emanet ediyor.
Zaten sinema kariyeri dibe vuran Selim, her şeyi bir kenara bırakıp yıllardır ihmal ettiği kızının ve bakıcısının hayatına dâhil oluyor. Elindeki kamerayla durmadan etrafı videoya alan kızı Suna ise yıllar sonra çıkıp gelen bu “adama” çok sıcak davranmıyor. Fakat Selim, oyunculuk yapmayıp natürel olmayı öğrendikçe durum değişiyor. Birlikte çekmeye başladıkları dokümanter film ise hem Selim ve kızını daha çok yakınlaştırıyor hem de mazinin eski defterlerinin açılmasına sebep oluyor. Bu arada Selim, genç hâlinin hayaliyle devamlı mücadele ediyor...
BASİT AMA HİSLİ
Yönetmen Çağan Irmak “Sevda Mecburi İstikamet”te özellikle yerli sinema seyircisinin beklentilerine hitap eden basit ama hisli bir hikâye meydana getiriyor. Filmde flashback’lerle geçmişe gidiliyor ve jön Selim ile Sevda’nın hayatının girift noktalarıyla hikâye genişletiliyor. Yönetmen Irmak, sathi bir nostalji yapmak yerine, Yeşilçam’ın ölümcül günahlarını da ince bir üslupla resmetmeyi ihmal etmiyor. Mesela evlenen oyuncuların “seksepalitesi düşüyor” denilerek kenara itilmesi, berbat set ortamları ve kibirli oyuncuların hâlipürmelali, esere realist bir şekilde yansıyor. Tabii Yeşilçam’ın zor günleri de arka planda yer alıyor. Bu noktada beklentileriyle sinemayı yönlendiren seyirci de iğneleniyor.
Otizmli insanların ve ailelerinin yaşadıklarıyla seyirciyi empati kurmaya iten eserde, Selim karakterinin yapaylığı üzerinden de hakikat ve natürellik vurgusu yapılıyor.
FİLM İÇİNDE FİLM
“Sevda Mecburi İstikamet”te film içinde film çekilirken, sıra dışı kamera teknikleriyle başarılı bir anlatım yakalanıyor. Buna rağmen, filmin temposunun aksadığı ve sahiciliğin zayıfladığı sekanslar da oluyor. Bazı görsel unsurlar ise ne yazık ki TV dizisi estetiğinde kalıyor.
Eserdeki oyunculuklar ise gelgitli: Selçuk Yöntem, Selim karakteri içerişinde ekseriyetle başarılı olurken, Selin Şekerci’nin canlandırdığı otistik kız karakterinin seyirciye dokunamayan tarafları var. Bu ise filmin temel vurgusuyla tenakuza taşıyor.
Bütün bunlara rağmen “Sevda Mecburi İstikamet” yenilikçi anlatım teknikleri, maziye bakışı ve uyandırdığı hislerle Çağan Irmak’ı yeniden yukarıya taşıyor. Şahan Gökbakar, Ata Demirer gibi isimlerin filmlerini dijital platformlara verdiği bugünlerde sinemalara gelmesi de ayrı bir cesaret…
YÖNETMEN SPIELBERG SİNEMA YOLCULUĞUNU FİLM YAPTI
Paramparça hayat…
“Jaws”, “Schindler’in Listesi”, “E.T.”, “Azınlık Raporu”, “Jurassic Park” ve niceleri… Usta yönetmen Steven Spielberg, onca hikâyeden sonra kendisine odaklanmaya karar verdi ve “Fabelmanlar” adlı film işte böyle doğdu. Yönetmenin şahsını Sammy Fabelman olarak ete kemiğe büründürdüğü ve çocukluğundan sinemaya adım attığı ilk gençliğine kadar yaşadıklarını anlattığı filmde, ailesinin ızdıraplarını da resme dâhil ediyor. Senaryosunda Spielberg’ün yanı sıra Tony Kushner’ın imzası olan eserde; Michelle Williams, Paul Dano, Seth Rogen, Gabriel LaBelle, Jeannie Berlin, Julia Butters, Robin Bartlett, Keeley Karsten ve Judd Hirsch rol alıyor.
Amerikalı modern bir Yahudi ailesi olan Fabelmanlar, içlerine dönükler ve etrafta çok fazla düşmanları olduğunu düşünüyorlar... Sammy de bu evin asosyal çocuğu. “The Greatest Show on Earth” ile ilk filmini seyredip dehşete düşünce annesi onun korkularını yenmesi için kamerayla video çekiyor ve hikâye başlıyor. Artık kamerayı elinden düşürmeyen Sammy, daha okul günlerinde kovboy filmi yapıyor. Ancak babasının işi yüzünden devamlı taşınmak zorunda kalıyorlar ve annesinin ihaneti hikâyeyi başka bir noktaya taşıyor…
ÇOK DETAYLI VE HANTAL
Spielberg, hayatı hakkındaki bu dikkat çekici filmde; merak uyandırıcı bir hikâye anlatıyor. Filmde John Ford, genç yönetmene “Bu iş seni paramparça edecek” diyor ve film de bu parçalanma ve yalnızlık hisleri üzerine kuruluyor. Fakat Spielberg kendisi için özel olan hikâyede çok detaycı davranıyor. Bu ise eseri hantal bir hâle sokuyor. Zaman zaman aile melodramına dönüşen eserde, yönetmenin hayatı odak noktasından çıkabiliyor.
Öte yandan oyunculukların üst düzeyde olduğu filmde, Fabelmanlar’ın gördüğü baskılar üzerinden ABD’deki antisemitizme vurgu yapılıyor; hatta ajitatif sahneler meydana getiriliyor. Spielberg, Hristiyanlık söz konusu olduğunda ise alaycı bir üsluba geçiyor!
Netice olarak “Fabelmanlar”, dağınık hikâyesi yüzünden “Keşke Spielberg’ü daha fazla tanısaydık!” diyeceğiniz ama çyine de çoğu zaman seyir zevki veren bir film oluyor…
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
> “Rafadan Tayfa: Galaktik Tayfa”
> “Düşeş 1 - Mafya Sızıntısı”
> “Metronom”
> “Evlad-ı Cin”
EN ÇOK SEYREDİLENLER
> “Avatar: Suyun Yolu” 189 bin 258
> “Çakallarla Dans 6” 35 bin 701
> “Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu” 30 bin 409
> “Lanetli Göl” 13 bin 706
> “Ayı Kardeşler: Dünya’ya Dönüş” 10 bin 106