Yalın şiir, kısa ömür: Orhan Veli Kanık

Yeni şiir tarzıyla çok konuşulan, çok eleştirilen bir şair olan Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914’te Beykoz’daki bir konakta hayata gözlerini açtı.
Babası musikişinas olduğu için şiire çok uzak bir çocukluk yaşamadı. Ama çocukluğu hastalık ve belalarla geçti; beş yaşında yanma tehlikesi geçirdi, on yedi yaşında ise kızıl hastalığına tutuldu. Edebiyatla tanışması ise daha ilk mektep sıralarında oldu. Kanık’ın ilk hikâyesi Çocuk Dünyası isimli dergide neşredildi. Orta mektepte iken de Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday ile tanıştı. Şansa bakın ki lisedeki edebiyat hocası da Ahmet Hamdi Tanpınar’dı. Bu devirde aruz vezniyle şiirler yazdı, dergi çıkarttı. Bir ara tiyatro da oynadı ve bazı yabancı oyunları tercüme etti. Derken eskiye ve eski edebiyata dair her şeye acımasızca savaş ilan etti. Kafiye, mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları lüzumsuz buldu, dahası sürekli alay etti. Seçtiği yalın şiir üslubu Avrupa’da terk edilirken, o Garip adlı şiir kitabında bu tarz şiirler neşretti ve Türk edebiyatında yeni bir çığır açtı. Şiirlerinde de görüldüğü üzere sıkı bir “akşamcı” olan Orhan Veli’nin hayatı kısa sürdü. Henüz 36 yaşında, kendinde değilken, çukura düşen Orhan Veli, bir müddet sonra beyin kanaması geçirdi. Tarihler 14 Kasım 1950’yi gösterirken, yani tam 66 yıl önce bugün vefat etti...