Uydurma kelimelerle Türkçeye kastedildi

Uydurma kelimelerle Türkçeye kastedildi
KÜLTüR - SANAT Haberleri

Türkçe, geçtiğimiz asırda belki de hiçbir dilin uğramadığı değişime maruz kaldı… 1930’larda başlayan ve 1960’larda süratlenen “Öztürkçecilik” adlı cereyanla Arapça ve Farsça kökenli kelimeler atıldı, yerlerine yeni “sözcükler” uyduruldu. Sonra Türk edebiyatının klasikleri bile o kelimelerle âdeta tekrar yazıldı ve artık ortada çok az kimsenin anladığı bir Türkçe vardı.

MURAT ÖZTEKİN

George Orwell’in “1984” eserindeki “Yenisöylem” benzeri bir durum yaşanıyordu. Öyle ki, vakt-i zamanında ders kitapları bile sözlüklerle okundu. Şimdilerde ise yayınevleri, oldukça sade kelimelerle yazan Sait Faik gibi yazarların eserlerini bile onlarca dipnotla okuyucuya sunmak mecburiyetinde... Türk dünyası ve lisana dair kaleme aldığı yazılarla tanınan araştırmacı Numan Aydoğan Ünal ise, yıllardır “Uydurukça”ya dair araştırmalarda bulundu. Yazar, kitap sayfaları ile dergi ve gazete sütunları arasındaki konuya dair yazıların peşine düştü ve “Türkçeye Sûikast” adlı eseri ortaya çıkardı. Ünal kitabında; Peyami Safa’dan Necip Fazıl’a Attilâ İlhan’dan Samiha Ayverdi ve Yılmaz Öztuna’ya kadar onlarca edebiyatçı ile yazarın Türkçe üzerine kaleme aldığı yazıları bir araya getiriyor. Derleme eser, hem dilde yapılan değişimlerin menfi  neticelerini ortaya koyuyor hem de lisanın esas “beka” meselesi olduğunu...

ATTİLÂ İLHAN, ARAPÇA VE FARSÇA OKUTULSUN DEMİŞ

Attilâ İlhan’ın “Türkçeye ne yaptınız!” diyerek Paris’te kendisine kızan Türkolog Prof. Carlier’la hatırası ve ondan Arapça ve Farsça kelimelerin ayıklanmasının bir sömürgecilik politikası olduğunu dinlemesi kitaptaki enteresan kısımlardan. Eserde İlhan’ın okullarda Arapça ve Farsça dersi okutulması teklifi  de yer alıyor. Azerbaycanlı yazar Anar’ın “Bu ne yaman tezat. Ben Yunus Emre’yi anlıyorum ama önsözünü anlayamıyorum” sözleri ve Türk dünyasından diğer yazarların makaleleri, kelime değişimiyle Türk dünyasının kültürel birliğinin ve anlaşma imkânın da zarar gördüğü ortaya koyuyor.

AYDINLAR İTİRAZ ETMİŞ

Enteresandır bugün dilimize yerleşen pek çok kelimeye münevverlerin daha evvel itiraz ettiği görülüyor. Mesela Peyami Safa, “ya da”nın çirkin ve uydurma bir edat olduğunu savunuyor. Orhan Fuat Köprülü ise “Türkçe ‘sal’a bindirilip, sele bırakıldı” ifadesiyle yeni kelimelerden yakınıyor. Akif Emre “hayat” kelimesine karşı uydurulan “yaşam”ın sığlığından bahsediyor. Halistin Kukul “bireysel”in ucube olduğunu vurguluyor. Prof. Serdar Akın ise “d” harfi yle biten kelimelere olan düşmanlığı ele alıyor. Şair Necip Yıldırım’ın lisan şiiri de eserde dikkat çekiyor.

UYDURUKÇA AKIMI BİTMEDİ

Hâsılı KTB Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluşan “Türkçeye Sûikast”, birçok kitap ve yayından seçilen mühim isimlerin yazılarıyla, uydurukça cereyanının bugün de farklı kelime ve usullerle devam ettiğini bize hatırlatıyor. Eserde geçen 1960’lı yıllarda tercüme edilen “100 Temel Eser”in yakın zamanda tekrar tercüme edildiği bilgisi, bize bu durumu ispatlıyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...