Sürgünde bile para için hat yazmadı

Sürgünde bile para için hat yazmadı

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Resimleriyle tanınan Abdülmecid Efendi’nin hat sanatı merakının kökenleri Sakıp Sabancı Müzesindeki sergiyle ortaya konuyor. SSM Müdürü Nazan Ölçer “Abdülmecid Efendi, sürgündeyken bile eserlerini para için yapmamış” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Dedesi Sultan II. Mahmud, Rakım Efendi’nin yetiştirdiği usta bir hat sanatçısıydı, babası Sultan Abdülaziz ise hat merakıyla tanınan bir padişahtı. Dahası amcası Abdülmecid Han’ın hat eserleri de çok kıymetliydi. Böylesine köklere sahip olan Abdülmecid Efendi’nin, o meşhur resimlerinin yanında az bilinen hat eserleri de vardı... Daha 8 yaşındayken darbe sonrası trajik bir şekilde babasını kaybeden Abdülmecid Efendi, uzun yıllar Feriye Sarayı’nda kapalı ve korunaklı bir hayat sürdü. Kendisini yetiştirecek usta hattatlardan uzak kalsa da, eski sanatçıların eserleri şehzadeye yol gösterdi. Onları tekrar tekrar yazarak -tıpkı resimde olduğu gibi- neredeyse hat sanatını kendi başına öğrendi. 1908’de eserleriyle sanat çevreleri arasına katılıp, 1922’de “halife” ilan edilse de, iki sene sonra diğer hanedan mensupları gibi sürgüne gönderildi. Abdülmecid Efendi, gurbet ellerde teselli için hat sanatına daha çok sarıldı. Ancak onun hatları, sansasyonel ilk dönem resimleri kadar alaka görmedi...

Sürgünde bile para için hat yazmadı

İşte Abdülmecid Efendi’nin az bilinen ve geleneklere bağlılığını ortaya koyan hat eserlerinin kökenleri, bugünlerde Sakıp Sabancı Müzesinde (SSM) açılan “Şehzade Abdülmecid Efendi ve Hat Sanatı” adlı sergiyle sanatseverlerin seyrine sunuluyor. Sergide II. Mahmud, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid’in eserlerine odaklanılıyor.

KABİLİYETİ TESADÜFİ DEĞİL

Sorularımızı cevaplayan SSM Müdürü Nazan Ölçer “Abdülmecid Efendi, daha çok ressamlığıyla tanınıyor ama pek çok konuda büyük bir kabiliyeti var. Nereye elini atsa başarılı olmuş, diyebiliriz. Onun hat sanatına dair çalışmalarına eğildiğimizde ise kabiliyetinin tesadüfi olmadığını görüyoruz. Hatla uğraşan babasının yanında dedesi Sultan II. Mahmud da gerçek bir hat sanatçısı kadar önemli eserler bırakmış. Zaten Osmanlı sultanlarının hemen hepsinin hatta bir sanat olarak rağbeti var” diyor.

HATTI KENDİ BAŞINA ÖĞRENDİ

Abdülmecid Efendi’nin hat sanatına alakasının ilk çocukluğunda başladığını kaydeden Ölçer “Babasını kaybettiğinde zaten sekiz yaşında... Ondan sonra kendi başına kalıyor. Sanatta biraz otodidakt diyebiliriz. Kendisi büyükleri gibi üstadlardan ders alma şansına sahip olamamış. Babası Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi, o dönenim siyasi ortamı ve bir köşede hayat sürmesi, buna imkân tanımamış. Fakat etrafındaki mevcut eserler, kendisine rehberlik yapmış. Çok sayıda kopya ettiği yazı var. Nispeten kapalı yaşadığı dönemde, usta hattatların eserleri ona yol göstermiş. Kabiliyeti de onu geliştirmiş. Zaten her türlü güzelliğe meraklı bir kişi. Kendisi çok mektup yazıyor, imzası bile âdeta bir tuğra şeklinde tasarlanıyor. Kitap düşkünlüğü de malum...” diye konuşuyor.

Sürgünde bile para için hat yazmadı

"HAT ESERLERİ İYİ BİLİNMİYOR"

“Hat sanatı merakı, Abdülmecid Efendi’nin geleneklere bağlılığını da gösteriyor” diyen Nazan Ölçer sözlerine şöyle devam ediyor: Dinine ve geleneklerine bağlılık hayatında büyük bir rol oynuyor. Nasıl bağlı olmasınlar ki! Onlar geleneklerin titizlikle korunduğu ortamda yetiştiler. Fakat dünyadaki gelişmelerin de farkındaydılar. Hele Abdülmecid Efendi’nin ilgi alanları oldukça genişti... Fakat Abdülmecid Efendi’nin hat eserlerinin iyi bilinmediğini vurgulayan Ölçer “Abdülmecid Efendi, sürgünde olduğu yıllarda zannediyorum vatan hasretiyle daha çok hat eseri üretmiş. Fakat sürgündeyken bile eserlerini para için yapmamış, dostlarına hediye etmiş. Bu hatların bir kısmı vefatından sonra kızı Dürrüşehvar Sultan’a kalıyor. Eserler, şimdi Londra’daki varisinde. Fakat ne yazık ki yurt dışındaki hat eserlerine ulaşamadık” diye konuşuyor.

YENİ ESERLERİ ORTAYA ÇIKACAKTIR

Nazan Ölçer “Abdülmecid Efendi’nin hat merakı üzerine eğilecek uzmanlar yeni şeyler çıkaracaktır. Geçmişte fermanlar hakkında sergiler yapmıştık. Ondan sonra bize unutulmuş o kadar çok evrak geldi ki... Bunda da eminim öyle olacaktır” ifadelerini kullanıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...