Sinemada bu hafta | 'Yang’dan sonra' Yapay zekâ ‘masalı’

Düzenleyen:
Sinemada bu hafta | 'Yang’dan sonra' Yapay zekâ ‘masalı’

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Yönetmenliğini Kogonada’nın yaptığı “Yang’dan Sonra”, yapay zekâlı robotun bozulmasının ardından gelişen hadiseleri işleyen, fikrî yönü ağır bir bilim kurgu.

MURAT ÖZTEKİN

İnsanoğlunun gelecekteki hayatının nasıl olacağına dair bugüne kadar sinemanın enteresan tasvirleri oldu. Ve bilim kurgu janrının sonraları hakikate dönüşen pek çok “hayali” vardı. Türün en usta örnekleri de, bilim ve teknolojide en ileri olan ülkelerden çıktı. Akıllarda “Bilim, ne kadar kurgu?” sorusu hep dolaşırken, artık beyazperdede konuşan, üzülen ve âşık olan yapay zekâlarla android’ler yer alır oldu.

FARKLI BİLİM KURGULAR

Bir noktada geleceği resmetmeye çalışan janrda, son yıllarda “Ex Machina” ve “Her” gibi arkasında derin fikirler taşıyan, ağır eserler öne çıktı. 
Yönetmenliğini Kogonada’nın yaptığı “Yang’dan Sonra” (After Yang) da bozulan bir insansının ardından gelişen duygusal hadiseleri merkezine alan böylesi bir film… Başrollerde ise Colin Farrell, Jodie Turner-Smith, Malea Emma Tjandrawidjaja, Justin H. Min ve Orlagh Cassidy var.

Sinemada bu hafta | 'Yang’dan sonra' Yapay zekâ ‘masalı’

ANDROID’LER EVLERDE

Amerikalı yazar Alexander Weinstein’ın kısa hikâyesinden sinemaya adapte edilen film; çok uzak olmayan ama belirsiz bir gelecekte geçiyor. Artık “teknosapiens” olarak anılan yapay zekâlar tıpkı insan kılığında, “çocuk” ve “eş” olarak evlerdeler. Farrell ve Turner-Smith de çay dükkânı işleten Jake ve eşi Kyra’yı canlandırıyorlar. Karı koca, daha evvel Çinli küçük kız Mika’yı (Malea Emma Tjandrawidjaja) evlat edinmişler ve ona kendi kültürünü öğretmesi için aynı kültürden bir android satın almışlar. Bu yapay zekâlı makinenin adı ise Yang… Minik Mika’ya en yakın arkadaşlığı yapan Yang, bir gün arızalanıp “uykuya” dalıyor. Baba Jake ise onu yeniden hayata döndürmek için elinden geleni yapıyor. Ancak tamircilere kadar uzanan bu uğraş, ailesine ilgisiz kalan Jake için yeni ufuklar açıyor. Yang’ın kurtarılan hatıraları da garip iç dünyasını gözler önüne seriyor...

PEMBE TABLOLAR

“Yang’dan Sonra” kimlik kazanmak ve hafıza hakkında düşünmeye sevk eden, bazı sahneleri  ise meditatif olan masalsı bir bilim kurgu… Yeni teknolojilerin insanlığı sürükleyebileceği negatif noktaya değil, yapay zekâlı makinelerin ne kadar duygusallaşabileceğine odaklanılan eserde, bunun üzerinden varoluşa dair uç meseleler ortaya atılıyor. Ağaç aşılama metaforuyla da aile olmak üzerine, modernist yorumlar öne çıkarılıyor.
Teknolojiyi elinde tutanların ticari maksatlarla insanların mahremiyetlerini ihlal edebilme fikri de ajite edilerek, “tamirci” şahsın karakteriyle çılgın birer komplo teorisine dönüşüyor. Böyle suni bir temel üzerinden duygusal atmosfer oluşturulmaya çalışılıyor.

ABD-ÇİN SAVAŞININ İZLERİ

Eserin silik politik tarafları da var. Mesela, ABD ile Çin arasında olup bitmiş bir savaş ve Çinli çocukların, evlat edinilmesi zayıf bir şekilde ima ediliyor. Hikâye ise devamlı beklenmedik taraflara kayıyor. Bazı sahneleri iki farklı zihinden tekrar görmek de şaşırtıcı oluyor.  
“Yang’dan Sonra” aynı zamanda minimalist sinematografiye sahip, yavaş tempolu bir eser. Sade dekorlarla yeşil ve daha iyi bir dünya resmediliyor. Başta Colin Farrell’ınki olmak üzere oyunculuk performansları ustalıklı.
Nihayetinde “Yang’dan Sonra” basit ve güçlü olmaktan ziyade biraz silik ve soğuk kalıyor. Evet, düşünmeye sevk eden ve bazen hislerinize dokunan anları var ama bunlar filmi tesirli kılmaya yetmiyor.

EN BÜYÜK BELAYI ÜZERİNE ÇEKTİ!

Kökleri ilk defa 2010’da beyazperdeye gelen “Çılgın Hırsız” serisine dayanan “Minyonlar” animasyon serisinin ikinci solo filmi sinema salonlarına misafir olmaya başladı... Yönetmenliğini Kyle Balda ve Brad Ableson’ın yaptığı “Minyonlar 2: Gru’nun Yükselişi” adlı eser, bu defa 12 yaşındaki Gru ile hep kendileriyle birlik olmak hayalini kurduğu dünyanın en kötüleri olarak adlandırılan “Hırçın Altılı”yı karşı karşıya getiriyor… Filmdeki hikâye şöyle: “Hırçın Altılı”, bir hazine operasyonu sonrasında liderleri olan dövüşçü Will Kemikkıran’ı hileyle aralarından uzaklaştırıyor. Yerine ise yeni bir üye aramaya başlıyorlar. Küçük Gru ise o yeni üye olmak için görüşmeye gidiyor ama aşağılanınca, “Hırçın Altılı”nın elindeki değerli hazineyi kaçırıyor. Böylece kendini en kötülerin ölümlü düşmanı olarak buluyor. Fakat yanında bu defa Minyonlarla birlikte Will Kemikkıran da yer alıyor. Yine gerçeğe yaklaşan üst düzey animasyonlarıyla dikkat çeken eser, yenilikçi olmasa da seyirciyi kendi hâline bırakmayan hareketli bir hikâye sunuyor. Ancak eser, “hırçın” alt metinleriyle dikkat çekiyor. Mesela “Hırçın Altılı” olarak ortaya konan grupta bir rahibe de yer alıyor!


 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...