Sinemada bu hafta: ‘İlgi Manyağı’ modern insan!

- Güncelleme:
Sinemada bu hafta: ‘İlgi Manyağı’ modern insan!
Kültür - Sanat Haberleri

“İlgi Manyağı” filmi, beğenilme arzusuyla giderek her şeyi yapabilecek bir hâle gelen modern insanın hâlini kara mizahla işliyor. Ancak hepimize ayna olan eğlenceli eserin eksik tarafları da var.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ

Bir yanda kafede kasiyer olan başarısız Signe, diğer yanda etraftan çaldığı nesnelerle çağdaş sanat yapan Thomas… Bu ikili, “tencere kapak” misali birbirini bulmuş narsist kişiliklere sahip bir çifttir. İnsanların alakalarının devamlı kendileri üzerinde olmasını bekler ve bu yüzden birbirleriyle çekişirler. Thomas şehrin prestijli bölgesindeki galerilerden birinde sergi açmayı başarınca Signe’nin yetersizlik hisleri de depreşir. Hayatta neredeyse hiçbir başarısı olmayan genç kadın, alaka toplamak için kendisini acınacak duruma sokmaya başlar. Bir yemek masasında fıstığa alerjisi olduğunu söyler ve bayılır. Köpeklerin kendisini ısırması için saçma işler yapar. Nihayetinde cildinde büyük tahribat meydana getirecek bir ilaç kullanmaya karar verir. Bu ise hayatında büyük değişimlere kapı aralar…

Bu sene Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Norveçli yönetmen Kristoffer Borgli’nin “İlgi Manyağı” (Syk Pike), böyle bir hikâye üzerinden ilerleyen sosyal hicivlerle dolu, sıra dışı bir eser. Filmde; Kristine Kujath Thorp ve Eirik Sæther’ın yanı sıra Elisabeth Bech Aschehoug, Bjørnar Bruun ve Francesca Brænne gibi isimler rol alıyor.

Sinemada bu hafta: ‘İlgi Manyağı’ modern insan!Filmdeki çifti canlandıran Kristine Kujath Thorp ve Eirik Sæther tesirli bir kimya yakalıyor.

 
NARSİZM ÖLDÜRÜR

Bir yerinde “Asıl başarılı olanlar narsistlerdir” ifadesinin geçtiği filmde toksik bir münasebet merkeze alınarak, egoların şişirildiği modern dünyada, beğenilme arzusu artan, “like” meraklısı herkesin kendinden bir şeyler bulacağı hâller, “noir” unsurlarla işleniyor. Yönetmen Kristoffer Borgli, yükselen narsizmi, bedenleri ve toplumları bozan ölümcül bir hastalık olarak önümüze koyuyor.

ÇAĞDAŞ SANATIN GARİPLİKLERİ

“İlgi Manyağı” çağdaş sanat piyasasındaki gariplikler ve modanın beden istismarına dair derinlikli okumalara yapmaya fırsat sunacak sekanslar da barındırıyor. Bazı mesajlar, kıyafet üzerindeki yazılarla aktarılıyor. Dolayısıyla Batı’nın dilemmalarla dolu medeniyetine içeriden ve tesirli bir bakış sunuyor.

GÜÇLÜ MİZAH

Üstelik bütün bunlar “arthouse” ama oldukça keyifli bir hikâye anlatımıyla seyirciye sunuluyor. Bazen hakikat ve rüyanın birbirine karıştırıldığı eserde, oldukça güçlü mizahi anlar meydana geliyor.
Fakat tempo problemleri olan film, son çeyreğinde tekdüze bir yola giriyor ve beklenen bir nihayete kavuşamıyoruz.

KAN KARTI

Evet, artık sık işlenen bir mevzuya odaklanan eserde, sıkıcı tekrarlar ve aşırı karikatürize durumlar da yok değil. Yönetmen bazen maksadı uğruna kan ve hazzı kart olarak kullanmaktan çekinmiyor. Kör bir kadının durumu da mizahın bir parçası hâline gelebiliyor.

Bütün bu eksilerine rağmen kara komedi türündeki eser, eğlenceli bir “sosyal ayna” olma vazifesini başarıyla yerine getiriyor.

***

"HAZİNE"
TOPRAKTAN HIRS ÇIKTI

Haftanın diğer kara komedi filmi Türkiye’den… Canbert Yerguz’un yönetmenliğini yaptığı “Hazine” annesinin cenazesini defnetmek için memleketine giden bir adamın başına gelenleri merkezine alıyor... Filmde Çağlar Çorumlu, Boran Kuzum, Serkan Keskin, Şükran Ovalı, Hasibe Eren ve Bülent Çolak gibi isimler rol alıyor.

Eserde geçen hikâye şöyle: Devlet memuru Mesut, tam sevdiği kadına açılmaya başlamışken evinde annesinin ölüsünü bulur; defin için memleketine doğru yola çıkar. Ancak vardığında annesinin naaşı ortada yoktur ve erkek kardeşi ile kaçak define kazısı işine karışır. Kazıda bir ölüme şahitlik eden Mesut, içinden çıkamayacağı bir sarmala girmiştir…

Sinemada bu hafta: ‘İlgi Manyağı’ modern insan!

Yerli arthouse sinemadaki “taşra sıkıntısı” trendi malum. “Popüler” bir film olarak dizayn edilen “Hazine” ise bu yönelişi kara mizahla gerçekleştiriyor. Eserde nispeten yenilikçi bir anlatım tekniği kullanılarak -sathi taraflarına rağmen- merak kamçılayan bir hikâye vadediyor. Fakat bu yenilikçi bakışa rağmen, özellikle karikatürize edilen bazı karakterler noktasında yerli sinemanın alışılmış “kötü âdetleri” devam ettiriliyor.

Eserin alt metinlerinde ise “define” metaforuyla insanın açgözlülüğünün kötülüğüne vurgu yapılıyor ve bunun zincirleme şekilde cemiyeti saracağı çarpıcı şekilde ortaya konuyor.

Çağlar Çorumlu yine oldukça ustalıklı bir performansla filmi sırtlarken, Boran Kuzum “taşralı” karakterinde başarılı.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

> “Mahalleden Arkadaşlar”
> “Kâbus Gecesi: Diriliş”
> “Hep Yek 5”
> “Kestik!”
> “Astronot Köpekler: Tropikal Macera”

EN ÇOK SEYREDİLENLER

> “Aslan Hürkuş Görevimiz Gökbey” 156 bin 338
> “Black Adam” 100 bin 428
> “Bandırma Füze Kulübü” 31 bin 513
> “Aya Sihirli Yolculuk” 30 bin 102
> “Şeytan Kapanı” 17 bin 703
*28-30 Ekim Box Office Türkiye

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...