Sinemada bu hafta | 4 Şubat

Sinemada bu hafta | 4 Şubat

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Yönetmen Guillermo del Toro, “Kâbus Sokağı” filminde, insanların zihinlerini okuyup ölülerle irtibata geçtiğini söyleyen bir “hokkabazın” dünyasını beyazperdeye taşıyor.

MURAT ÖZTEKİN

KABUS SOKAĞI
Yalan Karnavalı

Tabiatüstü varlıklarla dolu filmleriyle tanınan Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro, bu defa metafizik durumlara tam tersi bir cepheden bakıyor... Yönetmenin son filmi “Kâbus Sokağı” (Nightmare Alley) kelime oyunlarıyla zihinleri okuduğunu ve ölülerle irtibata geçtiğini söyleyerek insanları aldatan bir “hokkabazın” dünyasını beyazperdeye taşıyor.

Aslında William Lindsay Gresham’ın romanına dayanan (1947 yılında beyazperdeye taşınmıştı) filmde; Bradley Cooper, Rooney Mara, Cate Blanchett, Toni Collette ve Mary Steenburgen gibi oyuncular buluşuyor.

Sinemada bu hafta | 4 Şubat

SAHTEKÂRLIK KARNAVALI

Eserdeki hikâye ABD’nin kalitesiz karnavallarından birinde başlıyor. Stan Carlisle, mazisinde karanlık şeyler olan ve belli ki bir müddetliğine ortadan kaybolması gereken bir adamdır. Canlı canlı tavuk yiyip “insansı” diye tanıtılan adamlar, başından elektrikler çıkıyor denilen kadınlar ve zihin okuduğunu iddia eden kişiler... Beş parasız hâlde çeşitli hokkabazların sarhoşları kullandığı bir karnavala gider. Burada üç beş dolar kazanabileceği işler ve kalacak bir çatı bulur. Stan’in Zeena adlı falcı kadın ve alkolik eşi Pete ile tanışması ise hayatını değiştirir. Onlardan nasıl insanların zihinlerini okuyormuş gibi yapabileceğini öğrenir. Yaşlı Pete ona “Kişi erkekse babasıyla problemleri olmuştur, yaşlıysa bir yakınını kaybetmiştir” deyip bunları sahnede kullanmasını söyler. Ve ekler: “İnsanlar sana kim olduklarını söylemek için can atıyorlar!” Stan, zekâsıyla her şeyi kaparken, panayırdaki Molly adlı kadınla tanışır ve birlikte yollara düşerler. Artık beraber lüks mekânlarda elit insanların zihnini “okumaya” başlarlar... Basit bir panayır oyunu olarak başlayan serüvende Stan’in birçok ünlünün bilgilerine sahip meşhur bir psikologla tanışması ise şeytanla ittifakını kuvvetlendirir. Böylece ruhlarla irtibata geçtiğini söyleyerek içinden çıkmayacağını bir durumu başlatmış olur...

SINIRSIZ GÜCÜN ESARETİ

Yönetmen Guillermo del Toro, 1947 yılında Edmund Goulding tarafından çekilen filmi, bugünün dünyasına yaklaştırıyor. Meraklandıran, sürükleyen ve kendince dersler barındıran bir eser bu… “Kâbus Sokağı” merkezindeki Stan karakteri ile sınırsız gücün insan ruhunu nasıl esir aldığını göstermekle beraber, materyalist alt metinler de taşıyor. “Kandırma” metaforu üzerine kurulu hikâye aslında tersten okunduğunda insanların inanma ihtiyacını ve istismarın sadece dinle ilişkili bir durum olmadığını da gözler önün seriyor. Temelleri Amerikan karnavallarında atılan ve medyaya ilham kaynağı olan “hokkabazlık kültürünün” başımıza açtığı dertlere dair de “Kâbus Sokağı”ndan ders çıkarmak mümkün.

SİLİK KALAN YERLER VAR

Öte yandan oyuncu kadrosu zengin olan filmin oyunculuk performansları ise öyle değil! Bradley Cooper’ın kadın oyuncularla kimyası vasat sınırlarında. Eserde Molly gibi silik kalan karakterlerin yanında karanlığa hapsolan durumlar da var. Mesela Stan’in sırlı mazisi, yeterince aydınlanmıyor.
Bütün bu eksiklerine rağmen “Kâbus Sokağı” hem çarpıcı hikâyesi hem de “dersleriyle” akıllara kazınacak filmlerden biri oluyor. Ama yabancı basının esere beş yıldızlı not  vermesi doğrusu biraz abartılı…

DİLBERAY'IN 'ÇOK ACILI' DÜNYASI

Türk sinemasında son yıllarda sanatçı biyografileri öne çıkmaya başladı... 2018’de yönetmenler Ketche ve Can Ulkay’ın çektiği “Müslüm” filminin 6,5 milyonluk gişe rakamıyla geniş kitlelere ulaşmasından sonra telif davalarıyla anılan “İki Gözüm Ahmet” (2020) vizyona girdi. Ancak Ahmet Kaya’nın hayatının işlendiği film, beklenen rağbeti görmedi. Şimdi yine hayatı acılarla dolu başka bir arabesk sanatçısı olan Dilberay’ın biyografisi beyazperdede... Yönetmenliğini Ketche’nin yaptığı “Dilberay” adlı film, yoğun dramıyla dikkat çekiyor. Başrolünde Büşra Pekin’in yer aldığı eserin oyuncu kadrosunda ise Ayberk Pekcan, Nursel Köse, Zeliha Kendirci ve Selen Uçer de var.

Sinemada bu hafta | 4 Şubat

ODAK NOKTASI YOK

Sekiz çocuklu bir ailenin kızı olarak çadırda büyüyor, yirmilerine geldiğinde üç defa evlilik yapıyor, şehirler arasında sürükleniyor, acılar çekiyor ve sonunda kendini ışıltılı ama karanlık bir sahne hayatının içinde buluyor... Üç sene önce vefat eden Dilberay’ın böylesine zorlu ve oldukça dikkat çekici bir hayat hikâyesi var. Ancak bu hayatın kronolojik şekilde aktarıldığı filmde, temel bir odak noktası bulmakta zorlanılmış. Zaten oldukça dramatik olan hayat hikâyesi, daha dramatik hatta zaman zaman ajitatif kılınmış. Buna rağmen filmde, emek dolu dönem tasvirleriyle ortalamanın üzerinde bir sinematografi yakalanmış. Genel Türk seyircisinin beklentilerini karşılayacak bir eser olan “Dilberay” sanatçının hayranlarını da kendine çekecektir.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

> Moonfall
> Afacanlar: İş Başa Düştü
> Kürtaj
> Arekalar

EN ÇOK SEYREDİLENLER

> “Kesişme - İyi ki Varsın Eren” 151 bin 827
> “Aslan Hürkuş Kayıp Elmas” 117 bin 567
> “Kaptan Pengu ve Arkadaşları 2” 100 bin 83
> “Anka” 71 bin 711
> “Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok” 68 bin 206


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...