Sinemada bu hafta | 25 Mart

Sinemada bu hafta | 25 Mart

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Yedi dalda aday gösterilerek Oscar’ın favori filmlerinden olan “Belfast”, yönetmeninin hatıralarıyla şekillenen, çocuksu üsluba sahip ama sathi bir eser...

MURAT ÖZTEKİN

BELFAST
SİYAH BEYAZ ÇOCUKSU BİRAZ

Siyah beyaz filmlerin Batı’da ve Hollywood’da sayılarının artmaya başladığı bir zamandayız. “Roma” ve “Mank”, yakın zamanda Oscar’a uzanmışlardı. Bu sene de iki siyah beyaz film Oscar adayları arasında... Onlardan olan İrlandalı yönetmen Kenneth Branagh’ın “Belfast” filmi, bu hafta Türkiye’deki sinemalara misafir oluyor. “Nil’de Ölüm”ü geçen ay seyirci karşısına çıkaran yönetmen Branagh, bu defa hayatından derin izler taşıyan bir filmle geldi. Eser, kargaşalı memleketinden ayrılma endişesi yaşayan Buddy adlı bir çocuğun merkezinde olduğu, nostaljik ve “çocuksu” bir hikâye işliyor. Filmin oyuncu kadrosunda; Jamie Dornan, Caitriona Balfe, Judi Dench ve Jude Hill gibi isimler yer alıyor.

Sinemada bu hafta | 25 Mart

KAVGA BÜYÜRKEN BÜYÜMEK

Aslında filmdeki hikâyenin arka planında, İngiltere’deki Kuzey İrlanda Problemi var. Katolik İrlandalılar ile İngilizlerle bağları olan Protestanların ırkçılık temelli kavgası bu... Eser de bu kavganın büyüdüğü 1960’ların Belfast şehrinde geçiyor. Protestanlar ve Katolikler sulh içerisinde yaşayan gruplar olarak tasvir ediliyor. İşçi bir baba ile ev hanımı annenin dokuz yaşındaki oğlu Buddy de sokaklarda hoplayıp zıplamaktayken bir gün zorba adamlar gelip, Katoliklerin evlerine saldırıyor. Buddy’nin ailesi Protestan olmasına rağmen bu şiddete karşı çıkıyor ama kötü adamlar, kendilerini taraf olmaya zorluyor. Zaten borçları yüzünden başları derde girince, babaları bir “sürgün” planlıyor. Bütün bunlar olurken Buddy, okulda birini sevip, garip suçlara dâhil oluyor ve çocukça dertler ediniyor. Memleketi karışıp, ailesi zor durumda olsa da Belfast’i terk etmek istemiyor. Ancak sokaklar giderek daha çok karışıyor...

Sinemada bu hafta | 25 Mart

ÇOCUK GÖZÜYLE DÜNYA

Oscar’a, yedi dalda aday olan eser, büyüklerin, büyük dertler yaşadığı dünyaya bir çocuğun gözünden bakmaya çalışıyor. Yönetmen, Van Morrison şarkıları eşliğinde anlattığı hikâyede kendi nostaljisinin içerisinde kalıp, “saf” bir üslup yakalıyor. Bu üslup tercihi de, kendine has ama derinliksiz bir eseri beraberinde getiriyor. Ama çocuksuluk, eserdeki ölçülü mizahı tesirli kılıyor.

POLİTİK DEĞİL AMA...

Filmde politik bir duruştan uzak durulmaya çalışılsa da, çarpık bir ideolojik bakış var. Mesela ekonomik ve ırki sebepleri de olan Kuzey İrlanda Problemi, sadece din üzerinden şekillenmiş bir sıkıntı gibi ele alınıyor. Bu sebeple Hristiyanlık, daha doğrusu din, toplumsal barışa karşı bir tehlike unsuru olarak sunuluyor! Ağzından tükürükler sıçrayan bir papaz ve mutaassıp yaşlı bir kadın bunun karakter enstrümanları olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan tamamına yakını siyah beyaz olan filmde, çarpıcı kadrajlar ve ustalıklı oyunculuklar yakalanıyor. Hassaten Buddy rolündeki çocuk oyuncu Jude Hill, harikulade bir performans sergiliyor. Hasılı eser, ne beklenildiği kadar
politik ne de seyirciye tesir edecek kadar hissi... Böylece bir çocuğun hatıra defteri gibi kalıyor. Fakat Cuaron’un “Roma”sıyla benzer bir yoldan giden eseri Akademi çok beğenmişe benziyor ve pazar gecesi takdir görmesi kuvvetle muhtemel...

EIFFEL
DEMİR KULENİN DERTLİ DOĞUMU

Dünyanın en ikonik yapılarından biri olan Eyfel Kulesi’nin hikâyesi, komedi filmleriyle tanınan Fransız yönetmen Martin Bourboulon tarafından beyazperdeye taşındı... 300 metreyi aşan uzunluğuyla 42 sene boyunca dünyanın en yüksek binası unvanını koruyan eserin inşasının arka planındaki imkânsız aşk hikâyesini merkezine alan “Eiffel” adlı eserde; Romain Duris, Emma Mackey, Pierre Deladonchamps ve Armande Boulanger rol alıyor... 1880’lerin Paris’inde geçen hikâyede Fransız hükûmeti, Özgürlük Heykeli’ni tasarlayan mimar Gustave Eiffel’den kendileri için de bir abide yapmasını talep ediyor. Önce işe niyetli olmayan Eiffel, geçmişinden gelen bir kadınla karşılaştığında unutmaya çalıştığı sevgisinden ilham alarak bir kule dizayn ediyor. Ancak bu zorlu projeyi tamamlarken karşısına insanların fikirlerini alıyor..

Sinemada bu hafta | 25 Mart

KAYIP ŞEHİR
KİTAPTAKİ MACERA GERÇEK OLURSA

Yönetmen Nee Kardeşler (Adam Nee ve Aaron Nee) popüler macera filmleri “Kayıp Şehir”de Sandra Bullock, Channing Tatum, Daniel Radcliffe ve Brad Pitt’i bir araya getiriyor. Eserdeki hikâye şöyle: Zeki yazar Loretta Sage, hayatını yakışıklı model Alan’ın yer aldığı popüler romanlarında egzotik yerler hakkında yazarak geçirmektedir. Loretta, Alan ile birlikte yeni kitabının tanıtım turnesinde çıktığında, eksantrik bir milyarder tarafından kaçırılır. Zira bu adam, kitapta geçen antik kayıp şehrin hazinesini bulmayı ummaktadır. Sadece kitaplarda değil, gerçek hayatta da bir kahraman olabileceğini ispatlamak isteyen Alan da onu kurtarmak için kolları sıvar. Destansı bir orman macerasına atılan bu garip çiftin Kayıp Şehir’de hayatta kalmak için birlikte çalışması gerekmektedir.

Sinemada bu hafta | 25 Mart

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

> Araf 5: Aile
> Şans Tanrıçası
> Kocaayak ve Ailesi

EN ÇOK SEYREDİLENLER

> “Bergen” 720 bin 96
> “Kırmızı” 105 bin 732
> “The Batman” 105 bin 549
> “Adanış Kutsal Kavga” 57 bin 936
> “Neşeli Kanatlar” 25 bin 348


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...