Sinemada bu hafta | 11 Mart

Sinemada bu hafta | 11 Mart

KÜLTüR - SANAT Haberleri

“Memoria”, duyduğu garip sesin peşine düşen bir kadının metafizik dünyaya uzanan hikâyesini işliyor. Varoluşa dair sorular soran film, herkese hitap etmekten çok uzak...

MURAT ÖZTEKİN

DENEYSEL BİR DRAM: MEMORIA
BİR SES DUYDUM SANKİ!

Mistik ve belirsizliklerle dolu filmleriyle tanınan Taylandlı yönetmen Apichatpong Weerasethakul, seyircilerini iki zıt cepheye itecek bir filmle karşımızda… Yönetmenin başrolüne tecrübeli İngiliz aktris Tilda Swinton’ı koyduğu “Memoria”, duyduğu garip sesin peşinden metafizik dünyaya uzanan Jessica’nın hikâyesine fokuslanıyor. Eserin oyuncu kadrosunda Swinton’ın yanında Elkin Díaz ve Jeanne Balibar da var.

Sinemada bu hafta | 11 Mart

İskoçya kökenli Jessica, botanikle uğraşan, içine kapanık bir kadındır. Bir solunum rahatsızlığı yüzünden hastaneye düşen kız kardeşi Karen’i görmek için Kolombiya’nın başşehri Bogota’ya gelir. Ancak Jessica, bu tanımadığı ülkede garip şeyler yaşamaya başlar. Orta yaşlı kadın, bir şey düşmüş gibi gürültülü bir sesle uykusundan uyanır. Önce ürkütücü sesin bir inşaattan geldiğini zannetse de kısa zamanda öyle olmadığı anlar. Artık bu garip sesi aralıklarla duymaktadır. Bu yüzden ses prodüktörü Hernan adlı bir adamdan yardım ister ve sesin bir benzerini efektlerle meydana getirirler. Sonra bu adam ortadan kaybolur ve öldüğünü sandığı birinin aslında ölmediğini öğrenir. Sorular sorular… Tabii, bir doktora gitse de “derdine” deva bulamaz. Duyduğu sesin kaynağını öğrenmeyi kafasına koyan kadın, sonunda şehir merkezinden Amazonlara doğru bir yolculuğa koyulur. Derken karşısına balık temizleyen gizemli bir adam çıkar. Bu adam, ona nesnelerdeki hafızayı anlatır ve eser metafizik bir dünyaya açılır…

DERİNLEŞİRKEN KOPAN BAĞLAR

Eserin ilk yarısında ses metaforu ve eksik çizilen karakterlerle esrarengiz bir atmosfer meydana getiriliyor ve seyirci sürükleniyor. Ancak ana karakter Jessica’nın kırsala açıldığı ikinci kısımda, film derinleşirken seyirciyle olan bağını koparıyor. Yönetmen Weerasethakul,  sinemacıların kurguda attığı birçok şeyi eserine dolduruyor. Sabit kamerayla dakikalarca süren sahneler, sıkıcı bir pastoral tabloya dönüşüyor. Weerasethakul, sinemanın temel prensiplerini kasten hiçe saydığı bu deneysellik içerisindeki âdeta meditasyona benzeyen bir sükûnette fikirlerini dolaştırıyor. Onların en başında da insanın varoluşuna dair kendince sorduğu sorular yer alıyor. Tabii, Batılıların Güney Amerika’da yaptığı sömürüye dair mesajları da belirgin… Bunlar farklı arkeolojik kalıntılarla sezdirilirken hafızanın insana has bir şey olmadığı da vurgulanıyor.

HERKESE GÖRE DEĞİL

Ama bütün bunların herkese hitap edecek bir tesirde yapabildiğini söylemek bence zor. Kapalı bir kutu gibi olan filmi açmak hiç kolay değil. “Memoria” şüphesiz sinemanın özel meraklıları dışındakilerin hazzetmeyeceği bir eser.

YERLİ AKSİYONA YENİ ÇITA: “ADANIŞ"
KAVGA BÜYÜDÜ

Yönetmen Emir Khalilzadeh, Tevfik İleri’nin 27 Mayıs’ta sürgün edilişini anlattığı “Elli Kelimelik Mektuplar”dan sonra bir aksiyonla seyirciyi selamlıyor...  “Adanış Kutsal Kavga” adlı eser, efsanevi bir haritanın etrafında dönen hikâyeyi işliyor. İsmail Filiz, Esra Bilgiç, Baki İlhan ve Serdar Deniz filmde başrolü paylaşıyor.

Sinemada bu hafta | 11 Mart

Günümüzde geçen eserde, dinî kaynaklarda yer alan“Ahit Sandığı” üzerinden bir hikâye kurgulanıyor. Filmdeki anlatıya göre bu sandığın haritasının yarısı İstanbul’un fethiyle birlikte onu muhafaza edecek “Adanmışlar” olarak adlandırılan bir nesebe geçmiştir. Peşlerinde ise haritanın diğer kısmına sahip ezoterik yapıya sahip Julius ailesi vardır. Son Adanmış olan İlhan’ın yıllardır kayıp olan abisi Gölgesiz, bir çarpışma sonunda yaralanır ve emaneti İlhan’a devreder. Artık Julius ailesinin hedeflerinde İlhan ve mevzuya dâhil olan istihbaratçı Cemre vardır...

“Adanış Kutsal Kavga” din ve tarih üzerinden çıkış noktası bulan, “Hollywoodvari” bir aksiyon filmi... Nispeten büyük bir bütçeyle çekildiği anlaşılan eser, sinematografisi ve ilk sekanslarındaki dövüş koreografileriyle yerli benzerlerinin birkaç gömlek üzerine çıkıyor. Eserde, “Matrix” ve “John Wick”le benzerlikler yakalanıyor. Ancak hikâye ilerledikçe Adanmışlar’ın kadim diye tarif edilen dünyası etkili bir şekilde tasvir edilemiyor. Böylece harita kovalamacası ve peşindeki “dış güçler” sathi birer unsur olarak kalıyor; zaman zaman bir TV dizisi tadı aldığımız sekanslar oluşuyor.

Fakat eser, seyircisine sık kırılma anları ve sürprizler vadediyor.115 karakterin öldüğü film, potansiyelinin altında kalsa da popüler sinema seyircisini nispeten tatmin edeceğe benziyor. “Adanış Kutsal Kavga” -eksiklerine rağmen- yerli sinemadaki aksiyon türünü bir tık yukarıya taşıyor.

CEVİZ AĞACI'NIN DALLARI

Yönetmen Faysal Soysal’ın “Ceviz Ağacı”, üç senelik festival yolculuğundan sonra bu hafta vizyona giren filmler arasında yer alıyor… Edebiyat vurguları yoğun olan eser; taşrada yaşayan Hayati adlı bir yazarın dertleri üzerinden tarihî ve sosyolojik tablolar çiziyor. Filmde; Serdar Orçin, Sezin Akbaşoğulları, Kübra Kip, Mert Yavuzcan ve Şebnem Dilligil gibi isimler rol alıyor.

Sinemada bu hafta | 11 Mart

Mazide geçen hikâyede Hayati, kitaplar yazan kendi hâlinde bir edebiyat öğretmenidir. Ancak artık “yazamama hastalığına” yakalanmıştır. Zira evlendiği Yaprak’la bir türlü mutluluğu bulamamış, ilişkileri kopma noktasındadır. Bunun üzerine annesinin ölümcül hastalığının mesuliyetleri de ilave olup, karısı hakkında bir hakikati öğrenince hayatı altüst olur.

Yönetmen Soysal, kadın meselelerine bir erkek karakteri odağına alarak bakıyor. Hayati’ye büyük dertler yükleyerek, konuya dair farklı bir okuma yapma fırsatı sunuyor. Ancak tereddütlü çizilen portre ile mevzu, bir 12 Eylül dramıyla birleştirilip, dağınık bir hikâye meydana getiriyor. Üstelik bu anlatım birtakım tutarsızlıklar da barındırıyor. Vasat üstü oyunculuklara rastlanan eserde, özgün fikrî potansiyeli yeterince kullanılamıyor.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...