Sanat mahzene indi

Sanat mahzene indi

KÜLTüR - SANAT Haberleri

İki buçuk asırlık Nuruosmaniye Camii’nin karanlık ve rutubetli mahzeni; klasik sanatlara dair “renkli” fakat “aykırı” 16 esere ev sahipliği yapıyor.

MURAT ÖZTEKİN

İstanbul’u bir aydır klasik sanatlarla kuşatan 2. Yeditepe Bienali, Süleymaniye Külliyesinden sonra Fatih Cam Küp Galeri ve Nuruosmaniye Camii’nin altındaki mahzende devam ediyor… Tarihî Kapalıçarşı’nın göbeğinde 1755 yılında açılan mabedin karanlık ve rutubetli mahzeninde odağına klasik sanatları alan ama modern bakış aşçısıyla şekillendirilmiş; üç boyutlu eserler, video ve enstalasyonlardan meydana gelen “renkli” fakat “aykırı” 16 çalışma görülebiliyor.

Sanat mahzene indi

DAMLALARLA ESER OLUŞACAK

Sanatçı Aslı Bugay’ın “Yeknesak” adlı enstalasyonu, mahzendeki en dikkat çeken çalışmalardan biri… Bugay’ın sanattaki sınırları anlatan eserine, mahzendeki rutubetten oluşan damlalar toplanarak akıtılıyor. Böylece çalışmanın 46 gün boyunca deforme olup akan mürekkeplerle yeni bir esere dönüşmesi bekleniyor.

‘SINIRLAR BİZİ ÖZGÜRLEŞTİRİR’

Mekânın her bir kısmında ayrı fikirde bir eser sizi karşılıyor. Sanatçı Ali Ulvi Mıhoğlu ise Bugay’ın aksine klasik sanattaki “sınırların” önemine dikkat çekiyor. Klasik sanatlarda eserleri çevreleyen çizgilere verilen ad olan “tahrir” üzerine odaklanan sanatçı Mıhoğlu, video eserlerini anlatırken “Tahrir hürleştirmek, özgür kılmak manasına geliyor. Geleneksel sanatlar, tahriri olmayan sanatı bitmemiş sayar. İnceleyince anladım ki, bu sanatlar tıpkı toplumda olduğu gibi sınırını bilmeyeni fert kabul etmiyor ve onu sınırlara çekiyor. Çünkü toplumun ahengi kişinin sınırını bilmesiyle sağlanıyor” diyor.  Sanatçı, çalışmalarının diğer kısmında ise boya ve mürekkep dolu kovalara boş kâğıtları uzatmış. Mıhoğlu, insan olmadan sanat üretilemeyeceğini gösteren enstalasyonunu bize anlatırken “Artık sanat eserlerinin şekline bakmaktan neyi anlatıyor olduğunu ıskalıyoruz” diyor. Dinî kaynaklardan beslenen sanatların bu hâli sizi düşünmeye itiyor.

Sanat mahzene indi

ÖTEKİLEŞTİRİLEN SANATLAR

Mahzende ilerlerken gördüğümüz İrem Büşra Özliyen ve Yıldıray Özliyen sanatçı çiftinin “Sana Gül Bahçesi Vadetmedim” eseri ise vakumlanmış çalışmalarla Türkiye’de klasik sanatların belirli çevrelerce ötekileştirilmesine dair mesajlarının yanında bir “arada kalmışlık” hikâyesi barındırıyor. Biraz ilerlediğinizde karşınıza çıkan Leyla Kara’nın eseri ise sanatseverlerle ev şekillerinden kendi şehirlerini dizayn etmesine imkân tanıyor ve bunlar kamera ile kayıt altına alınıyor.
Mekânın bir kısmını isimsiz bir sanatçının “Gevher-i Kan” isimli ışık çalışması aydınlatıyor. Nesimi’nin bir beytinden ilhamla oluşturulan eser, ışıklı bir küre üzerine işlenmiş hat eserinden meydana geliyor. Faruk Kırlı’nın Osmanlı saray düğünlerinden yola çıkarak meydana getirdiği “Sultanın Çeyizi” isimli yerleştirme eser de üzerinde video mapping yapılan vazolarla seyircisini dün ve bugün arasında yolculuğa çıkarıyor…

Cumhurbaşkanlığının himayelerinde, Klasik Türk Sanatları Vakfı ve Fatih Belediyesinin iş birliğiyle yapılan 2. Yeditepe Bienali, yarın Yedikule’de açılacak yeni bölümüyle devam edecek…



 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...