Naht sanatı antik şehirde küllerinden doğuyor

Naht sanatı antik şehirde küllerinden doğuyor

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Türkiye’de naht sanatını icra eden tek icazetli sanatçı olan Mesut Dikel, Efes antik şehrinin hemen yanında sergi açtı. Nahtın küllerinden doğması için çaba gösteren Dikel “Bizim kültür birikimimizin yalnızca antik Yunan’ın kalıntılarından ibaret olmadığı Efes’te de görülmeli” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Ahşabı kıl testereyle oyarak meydana getirilen ince bir sanat olan naht Türkiye’de küllerinden doğuyor... Hocası Mehmet Zeki Kuşoğlu’ndan sonra Türkiye’de bu sanatın icazetli tek ismi olan Mesut Dikel, nahtı sedef ile buluşturan nevi şahsına münhasır bir sanatçı... Talebeleriyle naht sanatını yeniden canlandırmaya çalışan Dikel’in eserleri başta Katar Emîri Temim bin Hamed Âl-Sani ve Ürdün Kralı Abdullah olmak üzere mühim koleksiyonlar arasında yer alıyor. Sanatçı Dikel, bu defa talebesi Osman Tavtay ile birlikte yaptığı çalışmalarını Efes antik şehrinde görücüye çıkarıyor. Selçuk Efes Müzesi Hikmet Gürçay Sanat Galerisinde açılan “Geleneğin İzinde” isimli sergide İslam sanatlarının ihtişamı, tarihî sütunların yer aldığı antik şehirde arzıendam ediyor. Biz de Dikel’le 4 Ağustos’a kadar açık kalacak sergisini konuştuk…

¥ Siz modern sanatlarla uğraştıktan sonra klasik olanlara yöneldiniz. Ne buluyorsunuz bu klasik İslam sanatlarında?
Bugüne kadar yirmiden fazla sanatla meşgul oldum. Temas ettiğiniz gibi önceden resim yapıyordum. Hoca’m Mehmet Zeki Kuşoğlu’nun yönlendirmesiyle, gelenekle tanıştım. Hat ve tezhip sanatında icazet aldım. Nahtta ise icazetli tek sanatçıyım. Bence kültürümüzle irtibatlı olan klasik İslam sanatları, diğerlerinden çok daha elit. Bu yüzden beni kendilerine çektiler.

Naht sanatı antik şehirde küllerinden doğuyorNaht sanatı antik şehirde küllerinden doğuyor

MİRASYEDİ DEĞİL MİRASÇIYIZ
¥ Serginiz için “Geleneğin İzinde” diyorsunuz...

Evet, biz büyük bir medeniyetin “mirasyedisi” değil “mirasçısı” olmak için çabalıyorum. Bir emaneti omuzlarımıza yükledik, menzile ulaştırmaya gayret ediyoruz. Talebelerimize bir şeyler aktarmaya çalışıyoruz. Ama işin içerisinde Batı’nın felsefesi girdiği zaman klasik sanatlar kirleniyor. Bu sanatı icra edecek olanların klasik anlayışla yoğrulmaları gerekiyor.

¥ Naht sanatında biraz yalnız bir sanatçısınız. Yetişen talebeler var mı?
Naht sanatında tek başıma da olsam bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Naht kıl testere ile bir şeyler keserek yaptığınız bir sanat. Ama ben bu sanatı ilk defa sedefle buluşturdum, 7-8 teknik kattım. Osman Bey başta olmak üzere talebeler de yetişiyor.

Naht sanatı antik şehirde küllerinden doğuyor

¥  Bu sergiyi Efes antik şehrinin yanı başında açmanın özel bir sebebi var mıydı?
Maalesef buralar tamamen Yunan medeniyetiyle yoğrulmuş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Hâlbuki Selçuklu ve Osmanlı izleri de var. Buralar yıllarca derviş merkezi olmuş. 650 senelik İsa Bey Camii antik şehrin yanında capcanlı duruyor. Bu sebeple biraz da Ege’de örtülmeye çalışan izlere vurgu yapmaya gayret ettik. Batılılar bizim kültür birikimimizin yalnızca antik Yunan’ın kalıntılarından ibaret olmadığını Efes’te de görmeliler diye düşünüyorum.

33 BİN SEDEFLE MUKADDES MEKÂNI ÇALIŞTI
Sergisinde ahşap, metal ve sedef malzeme kullanarak meydana getirdiği 66 naht eserini teşhir ettiğini söyleyen Mesut Dikel “Talebem Osman Tavtay ile benim imal ettiğim eserler birlikte sergileniyor. Bazı eserlerde yazılar bana ait işçilikler talebemin. En çok emek verdiğim eser ise sedef işçiliğiyle maket hâline getirdiğimiz Kâbe-i muazzama maketi. Bu çalışmamı 33 binden fazla sedef parçası kullanarak altı ayda tamamladım. Son ayda günde 20 saat çalıştım. Daha evvel bu şekilde bir eser yapılmadı. Osman Bey’in sedef Esmaü’l-Hüsna eseri de bir ilk… Ayrıca Artemis heykelini naht sanatına adapte ettik” diye konuşuyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...