Mağ: Hat sanatı ‘popüler’e malzeme yapılıyor

Muhammet Mağ “Hat sadece bir sanat değil. Bu işin ruhunu taşımadan icra edilince de bir değeri olmuyor. Bugün koltuk takımına uygun hat eseri arayan insanlar da var. Bu sanata karşı fütursuzluktur” diyor.
MURAT ÖZTEKİN
Hat eserleri bugüne kadar ya izbe atölyelerde âşıklarıyla buluştu ya da estetiğine hiç layık olmayan mekânlarda görücüye çıktı. Kadim sanatın eşsiz eserleri, şanlarına layık olan galerilerden uzun yıllar uzak kaldı. Ruhi Koca ve hattat Muhammet Mağ da, bu eksikliğe son vermek için kolları sıvadı. Sadece hat eserlerinin sergilendiği DemArt Sanat Galerisi’ni hayata geçirip, bir ilke imza attılar. Geçtiğimiz yıl açılan galeri, hem ilk olma hususiyetiyle hem de ‘gelenek hassasiyeti’yle ön plana çıkıyor. DemArt’ın sanat yönetmeni Muhammet Mağ’la hat sanatının aktüel meselelerini ve galerilerini konuştuk...
¥ Sadece hat eserlerinin görücüye çıktığı bir galeri açmak nereden aklınıza geldi?
Türkiye’de eski yazıyla yazmanın imkânsız olduğu bir devirden koleksiyonerlerin hat eseri aradığı bir döneme geçtik. “Bu işi nasıl profesyonel yaparız” diye düşünmeye başladım. Çünkü sanatkârlar atölyede çalışıyor ve bu işin pazarlamasından uzak kalıyorlardı. Yani, çağdaş sanatta olduğu gibi bir sanat galerisine ihtiyaç vardı. Biz de bu ihtiyacı kapatmak için yola koyulduk ve DemArt’ı hayata geçirdik… Burada, sanatın ruhuna uygun olan şeyi yapmaya çalışıyoruz.
‘DUVAR’LAR YERİNDE!
¥ Galerinizi hat sanatının yeniden popüler olduğu günlerde açtınız. Türkiye’deki belirli kesimler ile bu sanat arasındaki duvar yıkıldı mı?
Ben yıkıldığı kanaatinde değilim. Sadece öyle veya böyle bir pazar meydana geldi. Bundan da bazıları pay almaya çalışıyor. Hat sanatı İslam medeniyetinin bir cüzü ama bu popüler kültürün basit bir parçası haline getirilmeye çalışılıyor.
¥ Nasıl yani?
Yazılar ölü hakikatler. Ne zaman yaşanırsa o zaman dirilirler. Nişantaşı çevresinde hayata geçmemiş, suni bir dünya var. Bence bu işin ruhunu taşımadan icra edilen sanatın bir değeri yok. Zira hat sadece bir sanat değil. Bugün koltuk takımına uygun hat eseri arayan insanlar var. Bu sanata karşı fütursuzluktur. Kültür olmadan sanat olmuyor…
¥ Siz sergilediğiniz eserleri neye göre seçiyorsunuz?
Galerimizin içerisine ruhu olmayan eserler giremiyor. Bir geleneğe sahibiz ve bu gelenekle günümüze salıncak değil köprü kurabilecek olan eserleri sergilemeye çalışıyoruz. Bu yüzden modern eserlere yer vermiyoruz.
NE RESİM NE YAZI...
¥ Modern hatta bu şekilde bakmanızın sebebi ne?
Bir iş ne kadar modern kelimeleriyle anılıyorsa o denli bozulmaya yüz tutuyor. Modern cereyanlar bu işi ruhundan uzaklaştırarak mekanik bir şekle sokuyor. Zaten ortaya çıkan eserler de sizi kendine çekmiyor. Eskiler, yazdıklarının ne olduklarını bildiği için hürmet göstermişler. Modern hat ise bu hürmeti ortadan kaldırıyor. Baktığımızda ne resme benziyorlar, ne de yazıya…
Önce medeniyetimizi tanımaları lazım!
¥ Peki, bu sanatı geleneğinden koparmadan inkişaf ettirmenin yolu yok mu?
Bunun için ait olduğunuz medeniyeti çok iyi bilmeniz gerekiyor. Bu medeniyetin temel taşlarını anlamak lazım geliyor. Şimdi yapıldığı gibi sabah kalkıp yeni bir şey buldum denilemez. Bu en az bir asırda gerçekleşebilecek bir şey. Selçuklu kümbeti ortaya koymuş, Osmanlı bunu kubbeye tekamül ettirmiş. Hat da bu şekilde geliştirilebilir.
¥ Hat günümüzde bir şekilde revaçta. Biz bu sanatın hangi devrini yaşıyoruz?
Şu an bir büyüme var ama çok kontrolsüz. Kıymetli de değil… İdarecilerimiz bu işe hakikaten gönül veriyor ama tam olarak ne yaptıklarını bilmiyorlar. Hat, bazen de boşluk dolduran bir unsur olarak görülüyor. İdarecilerin bu sanatı yüceltmek için danışmanlarla çalışması gerekiyor.
¥ Bu şartlarda Hattat Hamid Bey gibi sanatçıların yetişmesi ne derece mümkün?
Eskiden ciddi bir icazet geleneği vardı, şimdi bu basitleşti. Yıllarca tedrisattan sonra verilen icazetler, bugün âdeta dağıtılıyor. Bu şartlarda kolay değil...