Kültürel iktidar değil kültürel hegemonya var

Kültürel iktidar değil kültürel hegemonya var

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin “Kültürel hegemonya size zorla bir şey yaptırmaz; siz kendinizi kabul ettirme ihtiyacı hissedersiniz. Türkiye’de de benzer bir ortam mevcut. Dindarlar, muhafazakârlar ve milliyetçiler, bu hegemonyaya rıza gösterip, kabul görmek için karşı tarafın diliyle konuşuyorlar”diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Türkiye’de “kültürel iktidar” kavramı ve kültür sanat dünyasındaki ideolojik tektipleşme tartışmaları uzun zamandır devam ediyor. Ancak bugüne kadar mevzuya akademik cepheden çok yönlü bir şekilde bakılmadı. Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin’in editörlüğünde hazırlanan “Kültürel İktidar” adlı eser, işte bu eksikliği tamamlıyor ve Türkiye’de kültürdeki hegemonyayı gözler önüne seriyor. On beş akademisyen ve yazarın konuya dair kaleme aldığı 14 makaleden meydana gelen eser, mevzuya farklı cephelerden bakmayı sağlıyor. Biz de Diplomasi Vakfı Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluşan kitap vesilesiyle “kültürel iktidar” mefhumunu Bilgin’le konuşuyoruz…

> Türkiye’de son yıllarda çok konuşulan “kültürel iktidar” mefhumunu nasıl anlamak lazım?

Kavramları yerli yerinde kullanmak gerek. Aslında buna kültürel iktidardan ziyade “kültürel hegemonya” demek daha doğru. İktidar zorlayıcı şartlarla kendini kabul ettirir. Hegemonya ise dışarıda kalan grupların rızasını alarak meşrulaşır. Bence Türkiye’de kültürdeki hegemonik grup, dışarıda yer alanların rızasını almış ve onları ikna etmiştir. 

> Niçin böyle?

Dünyadaki Müslümanlar 11 Eylül saldırılarından sonra kendilerinin ne kadar barışçıl olduklarını dünyaya anlatmaya koyuldu. İşte hegemonya tam da böyle bir şeydir. O size zorla bir şey yaptırmaz, siz kendinizi kabul ettirme ihtiyacı hissedersiniz. Türkiye’de de benzer bir ortam mevcut. Dindarlar, muhafazakârlar ve milliyetçiler, bu hegemonyaya rıza gösteriyor ve kabul görmek için karşı tarafın diliyle konuşuyorlar.

KÜLTÜREL HEGEMONYA BATICILARIN ELİNDE

> Net sormak gerekirse; bir imparatorluk bakiyesi olan Türkiye’deki kültürel hegemonyaya baktığınızda ne görüyorsunuz?

Biz ciddi kültür birikimine sahip büyük bir imparatorluğu kaybetmiş milletiz. Bu kayıp, bizim elitlerimizde büyük bir öz güven kaybına da sebep oldu. Bu durum ise Batı’yı taklit etme ve oradaki kültürü alıp yaşatma olarak ortaya çıktı. Batılılar bunu bize sömürgelerdeki gibi zorla yaptırmadı. Evet, Türkiye’deki kültürel hegemonya çok uzun zamandır Batıcıların elinde. Çünkü kültürel iktidar veya hegemonya sadece seçimle alınacak bir şey değil.

> Kullandığınız “Batıcı” kelimesi Türkiye’deki elitleri tam olarak tanımlamaya yetiyor mu?

Hegemonyanın kodlarında ne v var? Biz bu tartışmalarda hegemonyaya sol veya Kemalist diye gömlekler giydiriyoruz ama Türkiye’de kültürel iktidar denilen kesime baktığımızda tek ortak noktaları Batıcı olmaları. Esasında millî, dinî ve yerli olana mesafeliler. Zaten bu sebeple farklı ideolojik kimlikler Batıcılık zemininde  buluşabiliyor. Yani kültürel bir ittifak var.

Kültürel iktidar değil kültürel hegemonya var

DEVLET AYGITINDA BİR ZÜMRE VAR

> Peki, bu hegemonyanın devletten tamamen kopuk olduğu söylenebilir mi?

Elbette hayır. Tanzimat devrinde başlayıp ve cumhuriyet döneminde artan bir şekilde devlet organlarında öne çıkan Batıcı kültürel zümre var. Bunlar yıllarca eğitim sistemi vasıtasıyla kendi kültürüne uygun insan yetiştirme politikası güttüler. Şimdi de değişimlere rağmen kültürle alakalı olan kurumlarda hegemonik kesimin etkileri devam ediyor. Mesela eğitim müfredatında radikal bir değişim yaşanmıyor. Kültürel iktidar mücadeleleriyle ekonomik iktidar mücadeleleri arasında da bir paralellik var.

> Nasıl yani?

Türkiye’de devlet tarafından oluşturulan bir kapitalizm var. Aynı zamanda Batı’ya entegre olan bu kapitalizmin kültür endüstrisinde desteklediği bir zümre de var. Türkiye’deki büyük kültür sanat kurumlarının arkasında böyle bir sermaye var.

YENİ KÜLTÜREL ELİTLER ÇIKMALI

> Yarım asırdan fazla bir zamandır ülke sağ iktidarlar tarafından idare ediliyor. Kültürdeki tek tipleşme, bu kesimin başarısızlığı olarak da yorumlanamaz mı?

Seçilmiş hükûmetler sağ olsa da, iktidar oldular ama muktedir olamadılar. Sadece yol köprü yapmak gibi sınırlı bir alanda tutuldular. Hükûmetlerin üzerindeki bu vesayet neredeyse 15 Temmuz’a kadar devam etti. Siyasi olarak gerçekten iktidar olamayanlar, kültürü yönetecek güçten yoksundur. Bu normaldir. 

> Peki, kültürel iktidar olma durumu, politik vasıtalarla gerçekleşecek bir şey mi?

Bugün artık 1930’lar gibi devletin tek başına kültüre yön verdiği bir zamanda yaşamıyoruz. Çok fazla faktör var. Burada artık sivil aktörlere rol düşüyor. Tek tipleşmeyi değiştirecek sivil entelektüeller gerekiyor. Türkiye’de dışlanan muhafazakâr kesimin sermaye grupları 90’lara kıyasla daha da güçlü. Ancak yerli kültür endüstrisi için yeterli sponsorluklarda bulunmuyorlar. Önce kültürel elit yetiştirilmesi gerekiyor. Zaten o elitler kendi mecralarını zamanla bulacaklardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...