Kelebeğin "Oscar" rüyası

Kelebeğin "Oscar" rüyası

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Yılmaz Erdoğan'ın, "Aşk en güzel bahanesidir şiirin" dediği "Kelebeğin Rüyası" fiyli Oscar yolunda."Kelebeğin Rüyası"nın 1964'ten bu yana Oscar adaylığı elde etmek için Los Angeles'a yolladığımız 20. film olması bekleniyor. Öte yandan, Oscar ödüllerinin yabancı film dalındaki adaylarını seçen Akademi Yabancı Film Komitesi Eşbaşkanı Ron Yerxa, bir Türk filminin Oscar adayı seçilmesinin, sürpriz olmayacağını söyledi.

ABD'nin Los Angeles kentinde bu yıl ikincisi düzenlenen Türk Film Festivali'ne Yılmaz Erdoğan'ın yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği 'Kelebeğin Rüyası' filmi damgasını vurdu. nbsp;Los Angeles'taki galada, son yıllarda Türk sinemasında artık gözle görülen büyük bir değişim olduğuna dikkat çeken Yılmaz Erdoğan, "Los Angeles'taki genç sinemacı arkadaşlarımızın büyük özveri ile başlatmış oldukları bu çok değerli festival kapsamında, Kelebeğin Rüyası filmimim özellikle Hollywood'un ilk filminin gösterildiği tarihi Mısır Tiyatrosu salonunda gösterilmesi bana bütün ekibim adına onur verdi. Türk sinemasının sesinin Hollywood'da duyulması artık ülke filmciliği adına büyük bir fırsat bu tür filim festivallerinin devamlı olması ileride bizlere Hollywood dünyası için daha da büyük kapıları açacaktır" diye konuştu. Yılmaz Erdoğan, ayrıca "Edebiyatın, şiirin, şairlerin eğlenceli tarafını filme aktarmaya çalıştım, güzel yorumlar alıyoruz. Kelebeğin Rüyası, Oscar kapısını açabilir" dedi.


nbsp;##tgvideo##




Hakan Sonok ise Yılmaz Erdoğan'ın, "Aşk en güzel bahanesidir şiirin" dediği "Kelebeğin Rüyası" fiyli Oscar yolunda."Kelebeğin Rüyası"nın 1964'ten bu yana Oscar adaylığı elde etmek için Los Angeles'a yolladığımız 20. film olması beklendiğini kaydetti.
Oscar ödüllerinin yabancı film dalındaki adaylarını seçen Akademi Yabancı Film Komitesi Eşbaşkanı Ron Yerxa ise, ileride bir Türk filminin Oscar adayı seçilmesinin, sürpriz olmayacağını söyledi.
ABD'nin California eyaletinde devam eden 2. Los Angeles Türk Film Festivali'nde genç Türk yönetmenlerin finalist kısa filmlerini değerlendiren jüri üyelerinden Yerxa, Türk sinemasında kalitenin yükseldiğine işaret etti.
Festivalde yarışan kısa filmlerin beklentilerinin üstünde ve ''güçlü'' bulduğunu ifade eden Yerxa, ''Bazıları öyküsel anlamda gerçekten önemli ve taze fikirleri içinde barındırıyordu. Aralarından birkaçı, yönetmen perspektifi ve kamera çalışması bakımından özgün niteliklere sahipti. Aslında bunu tahmin ediyordum, çünkü çok sayıda Türk filmi izlemiştim, o yüzden beklentim yüksekti. Ama festivalde yarışan kısa filmler, bu beklentimin de ötesinde iyiydi'' dedi.
"Bir Türk filminin Oscar adayı olması, benim için de hiç kimse için de sürpriz olmaz" diye konuşan Yerxa şunları kaydetti:
"Ciddi anlamda güçlü sinemaya sahip ülkeler arasına Türkiye'yi kesinlikle dahil ederim. Türk sineması gerçekten güçlü. Küresel tanınma açısından kesinlikle yükselişte. nbsp;
Türk filmlerinin dünyada hak ettiği ilgiyi muhtemelen görmediği kanısındayım, ancak bazen bunun gelişmesi zaman alır. Çekilen her bir güçlü filmle, dünyada tanınma ve farkındalık düzeyi daha da artar." nbsp;


Talihsiz Şairler Oscar Yolunda
Yılmaz Erdoğan'ın senaryo yazarlığını ve yönetmenliğini (yönetmen olarak beşinci sinema filmi) üstlendiği, 26 milyon Türk lirası bütçeli "Kelebeğin Rüyası" (138 ya da 140 dakika) yaşayanların hiç bitmeyecek zannettiği İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Zonguldak kömür madenlerinde zorunlu hizmete tabi tutulduktan sonra genç yaşta veremden ölen şairler Rüştü Onur (1920-42) ile Muzaffer Tayyip Uslu'nun (1922-46) yaşam öykülerine odaklanıyor. Hakan Sonok, sadibey.com'da nbsp;yayınlanan konu ile ilgili yazısında şu görüşlere yer verdi:
Rüştü Onur ile Muzaffer Tayyip Uslu'nun kesişen yaşam öyküleri gazeteci yazar Hikmet Bila'nın (1954-2011) 2007'de yazdığı ve beyazperdeye bir türlü aktarılamayan "Kömür Kara" adlı sinema filmi senaryosuna da konu olmuştu.
Hikmet Bila, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün oğlu Erdal İnönü'nün Zonguldak kömür madenlerini ziyaretine de senaryosunda yer vermişti.
("Kömür Kara" adlı senaryo Morpa Kültür Yayınları tarafından kitap olarak basılmıştır.)
Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin, Mert Fırat, Zeynep Farah Abdullah ve Yılmaz Erdoğan'ın başrollerini paylaştığı "Kelebeğin Rüyası"nda, Ahmet Mümtaz Taylan, Taner Birsel, Devrim Yakut, İpek Bilgin, Aksel Bonfil ve Servet Pandur da rol alıyor. nbsp;
"Kelebeğin Rüyası"nın 1964'ten bu yana Oscar adaylığı elde etmek için Los Angeles'a yolladığımız 20. film olması bekleniyor.
Yılmaz Erdoğan'ın, "Aşk en güzel bahanesidir şiirin" dediği "Kelebeğin Rüyası"nda aşk, şiirin de hayatın da başrolünü üstleniyor. Film, şairlerin altın çağı olan yıllarda, İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesinde adım adım gelişen bir aşkı anlatıyor. nbsp;
İlk adı "Şairler" olan film CHP tek parti (Cumhurbaşkanı İsmet İnönü) döneminde 60 bin erkeğin Mısır Firavununun köleleri gibi madenlerde zorla çalıştırılmasını da konu alıyor. Bu konuda Mükellefiyet Kanunları çıkarılmış ve çok kişinin canı yakılmıştı.
"Kelebeğin Rüyası"nda Rüştü Onur'u rolü için 16 kilo veren Mert Fırat ("İntikam"), Muzaffer Tayyip Uslu'yu rolü için 19 ya da 20 kilo veren Kıvanç Tatlıtuğ ("Kuzey Güney", "Aşk-ı Memnu", "Gümüş"), Rüştü Onur'un tifodan ölen eşi Mediha Sessiz Onur'u Farah Zeynep Abdullah ("Öyle Bir Geçer Zaman ki") ve o dönemde Zonguldak'taki Mehmet Çelikel Lisesi'nde Edebiyat Öğretmeni olarak bulunan Behçet Necatigil'i Yılmaz Erdoğan canlandırdı.
Behçet Necatigil bu lisede genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun öğretmeni olmuştur.
Onur ve Uslu İkinci Dünya Savaşı'nın kıtlık, yokluk ve karne yıllarında bir taraftan öldürücü hastalıkla, bir yandan ekonomik sorunlarla başa çıkmaya çalışır.


İpek Bilgin'in keşfi: Kıvanç Tatlıtuğ
Kıvanç Tatlıtuğ'un oyuncu çalıştırıcısı İpek Bilgin'den aldığı derslerin "Kelebeğin Rüyası"ndaki oyununa çok katkısı olduğu da tartışılmaz bir gerçek.
"Kelebeğin Rüyası" Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah'ın ilk sinema filmi niteliğini taşıyor.
Alman ordularının sınırımıza dayandığı ve Haziran 1941'de 3 milyon askerle Sovyetler Birliği'ni işgale kalkıştığı, o yıllarda CHP "tek parti hükümeti" bütün fabrikalarda, sanayi, tesislerinde ve madenlerde iş gücü açığını çalışabilir durumdaki herkesi zorunlu hizmete tabi tutarak kapatmıştı. nbsp;
Bu kapsamda o dönemin Zonguldak'ında da 16 yaşından büyük bütün erkekler maden ocaklarında (kömür madenlerinde) zorunlu olarak çalıştırılmıştı.



UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...