Hattın güzelliklerini gravürlerine yansıttı

KÜLTÜR SANAT SERVİSİ / Murat Öztekin - Çeşitli plaklara resimlerin kazınıp daha sonra basılmasıyla meydana getirilen gravür sanatı, ülkemizde çok popüler değil. Akademik zayıflığın yanı sıra gravürün meşakkatli bir sanat oluşu buna sebep. Zira, bir gravür eserini meydana getirebilmek için en az 3 ay çaba sarf etmek gerekiyor. İşin enteresan yanı, her ne kadar gravür sanatı bizde çok inkişaf etmemiş olsa da dünyaca meşhur -ama bizim pek tanımadığımız- bir gravürcümüz var: Güngör İblikçi... Sanat hayatını uzun yıllar İsviçre’de sürdürdükten sonra Türkiye’ye dönen İblikçi, eserleri meşhur ressam Salvador Dali’yle birlikte sergilenmiş bir şahsiyet. Sanatının zirvesinde olduğu bu günlerde de bir sergiyle karşımızda. İblikçi’nin İstanbul’daki Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezinde sanatseverlerle buluşan “Gravür ve Ötesi” isimli sergisi, çok sayıda ustalık eserini bir araya getiriyor. Bu benzersiz gravür eserlerinde, yıllarca Türkiye’den uzakta yaşayan İblikçi’nin memleketine olan hasreti çeşitli motiflere yansıyor.

BATI’DAN UZAK DOĞU’YA...
İlhamını medeniyetlerin havzası Anadolu’dan alan Güngör İblikçi, eserlerini çağdaş ve soyut bir beğeniye sunuyor. Tabiatı süsleyici bir öğe olarak değiştiren İblikçi, Orta Doğu’dan Uzak Doğu’ya uzanan motifleri eserlerinde cem ediyor. Koyu mavi gecelerden alacakaranlıklara, yangınlar ve kor hâlindeki ateşlerden, güneş ışığına kadar kainatın yansımaları baş döndürücü bir şekilde çalışmalarına yansıyor. Gravür ustası İblikçi’nin eserlerinde dikkat çeken bir husus da, hat sanatının soyut bir şekilde sanatında mühim yer tutması. Eserlerinin bazılarında Hazreti Muhammed sallallahü aleyhi vesellemin ismi yer alıyor, bazılarında eski harfler müstakil bir şekilde süsleme unsuru olarak kullanılıyor. Bunlarla Hazreti Nuh’un gemisi ve Fatıma Ana’nın eli gibi mücerret (soyut) motifler ortaya çıkarılıyor. 

Miró da hattan esinlenmişti
Sergi açılışında konuştuğumuz İblikçi, eserlerinde sıklıkla yer alan hat sanatının kendisi için çok büyük bir ilham kaynağı olduğunu söyledi. İblikçi şöyle konuştu: Bundan yıllar evvel Bursa’daki Ulucami’ye gitmiştim. Oradaki hatları anlamıyordum ama estetiği beni büyülemişti. Bundan sonra klasik sanatlara olan alakam giderek arttı, gravürlerimde kullanmaya başladım. Hattın katıksız bir resim olduğunu düşünüyorum. Klasik olmakla birlikte yeniye ışık tutacak bir sanat bu. Zaten İspanyol ressam Joan Miró gibi birçok ismin eserlerinde hat sanatının izlerini görebiliyoruz. Ben de gravürlerimde hat sanatından ilham alarak, her seferinde bir yenilik arıyorum. Bu sergideki eserler de 4 yıllık bir çabanın neticesi.