Haremi değil şehrin ışıltılarını resmetti

“Işığın Ressamı” olarak bilinen Fransız sanatçı Félix Ziem’in, Türkiye’de ilk defa Pera Müzesinde sergilenen eserleri, sahte harem tasavvurları yerine İstanbul’un hakiki güzelliklerini yansıtıyor.
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Capcanlı sokaklar, hayvanların çektiği arabalar, Boğaz ve Haliç sularında kayıp giden kayıklar... 19. yüzyıl sanatına damgasını vuran, manzara ressamlarından Fransız sanatçı Félix Ziem’in eserleri Türkiye’de ilk defa Pera Müzesindeki “Félix Ziem: Işık Denizinde Bir Gezgin” sergisinde görücüye çıkıyor. Küratörlüğünü Lucienne Del’Furia ve Frédéric Hitzel’in üstlendiği sergide, Ziem’in Kırım Harbi esnasında İstanbul’da gerçekleştirdiği desen çalışmaları öne çıkıyor. Grafit ve tüy kalemle yaptığı desenlerde şehir, hızlı çizimler ve ışık-gölge oyunlarıyla bazen ihtişamlı, bazen puslu bir şekilde görülebiliyor.
ORYANTALİST DEĞİL
Ziem, ömrü seyyahlıkla geçmiş ama sürekli üretebilen bir sanatçı. Düşünün hareket hâlinde olmasına rağmen, hayatı boyunca 10 bin desen ve 6 bin yağlı boya eser meydana getirmiş. Deniz ile semayı sürekli ve ustalıkla kullanan Ziem’in yolu, Venedik’e ve hâliyle İstanbul’a da düşmüş. Ama onun İstanbul tasvirleri, Ignace Melling’in eserleri gibi bir enstantane şekilde değil, hâlâ devam eden bir rüya âdeta… Bazen bir kartonu, bazen de bir ahşap parçasını tuval olarak kullanan Félix Ziem’in eserlerinde dikkat çeken diğer bir nokta ise Oryantalist ögeler taşımayışı. Belki 19. yüzyıla gelinmiş olmasının tesiriyle, eserlerinde hayalî harem tasvirlerine, çıplaklığa ve hamamdaki kadınlara rastlanmaz. Ziem, bunun yerine camiler, kayıklar, deniz ve gökyüzüne odaklanır. Işığın denizin ve şehrin üzerinde yansımasını kendine has bir üslupla resmeder.
Renkleri kullanmadaki ustalığı ve kompozisyonlarındaki canlılığıyla Ziem’i sıra dışı bir ressam olarak tanımlayan sergi küratörü Frédéric Hitzel; “O, Doğu’nun görkemini yansıtan masalsı mimarisi ve suyun gürül gürül aktığı çeşmeler gibi basmakalıp mevzulardan uzak duruşu ile dönem sanatçılarından ayrılıyor” diye konuştu. “Félix Ziem: Işık Denizinde Bir Gezgin” sergisi 29 Ocak 2017 tarihine kadar İstanbul’daki Pera Müzesinde görülebilecek.
Evini de cami gibi yaptırdı
1821 yılında doğan Félix Ziem’in annesi bir Fransız, babası ise Doğulu bir göçmendi. Ziem, bu sebeple yeni esin kaynakları ve manzara arayışı için Doğu gezisi yapmaya karar verdi. 18 Temmuz 1856’da İstanbul’a gelen Ziem, iki ay boyunca, çoğunlukla Pera bölgesindeki tepelerde yaşadı ve şehri resmetti. Sanatçı, Doğu seyahatinde sırasıyla İzmir’e, Rodos’a, Beyrut’a, Şam’a, İskenderiye’ye, Kahire’ye, Mısır’a ve İskenderiye’ye de gitti. Bu seyahat onda kalıcı bir iz bıraktı; İstanbul’u ise hiç unutamadı. Sanatçının bundan sonra çizdiği tablolar ise müşterileri arasında paylaşılamadı. Ziem, bu resimlerden kazandığı parayla çok farklı bir ev inşa ettirdi. İstanbul’a ve İslam kültürüne hayran olan Ziem, Fransa’nın Marsilya şehrinde camiye benzeyen bir ev yaptırdı.