Hâlâ kitabın kokusunu arıyoruz!

Düzenleyen:
Hâlâ kitabın kokusunu  arıyoruz!

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

ABD’de e-kitap satışlarının 2 yıl sonra basılı kitabı yakalaması tahmin edilirken, Türkiye’de rakamlar istenilen seviyede değil. Sebebi ise matbu kitapla olan yakın arkadaşlığımız.

KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Vanlı bir öğretmen olan İnan Çetin’in 15 Nisan 2010 günü ‘İblisname: Bir Hayalin Gerçek Tarihi’ni satın almasıyla başladı Türkiye’deki elektronik kitap (e-kitap) seyahati...  Dünya, e-kitapla Amazon gibi platformlar sayesinde çok önce tanışmışken, Türkiye’deki ilk mecra İdefix oldu. Derken peş peşe yeni mecralar sektöre dâhil oldu. İlk e-kitabın piyasaya sürülmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Yüzlerce kitabı bir araya getiren, üstelik e-ink teknolojisiyle gözü yormayan bir cihaz olan elektronik kitap okuyucu ve e-kitaplara millet olarak bir türlü ısınamadık. Yıllarca kâğıda dokunmaya alışan okuyucu, teknolojik bir cihazdan kitap okumanın suni olduğunu düşünüyor, ulaşılabilirlikten de yakınıyordu. Yayıncıların endişesi ise çok daha farklıydı. Her ne kadar e-kitaplar DRM adlı sistemle korunsa da kopyalanma riski kafaları kurcalıyordu.
TARTIŞMALAR AYNI
Bugün Türkiye’de e-kitabın piyasaya sürülmesinin üzerinden 6 seneye yakın bir zaman geçti. Ama tartışmaların tamamına yakını devam ediyor. Üstelik geçen zaman zarfında e-kitaplara tatbik edilen %18’lik KDV oranının %8’e düşürülmesine, DRM korumasının geliştirilip, akıllı mobil cihazların yaygınlaşmasına rağmen...  
Digital Book World’ün (DBW) geçtiğimiz yıl yayınladığı istatistiklere göre; ABD’de e-kitap, şimdiden pazarının yüzde 21’lik bir kısmına hâkim. Bu ülkede önümüzdeki yıllarda da e-kitap ile basılı kitapların aynı miktarda satılacağı tahmin ediliyor. Türkiye’ye baktığımızda ise geçtiğimiz yıl 56 bin 414 farklı kitap neşredildi. Bu rakamın sadece 6 bin 389’u e-kitap. İstatistiklere göre ülkemizdeki elektronik kitap piyasasında her yıl düzenli bir artış olsa da düşük rakamlar hem yayıncıların hem de okuyucunun endişelerinin sürdüğünün göstergesi gibi. Bunun sebeplerine bakıldığında Türkiye’de kitabı eline aldığında koklayarak okumaya başlayan, eserin müşahhas varlığına önem veren, adeta kitapla sıcak bir arkadaşlık kuran okuyucu topluluğu mevcut. Teknolojiye tamamen adapte olmuş yeni nesil müstesna, büyük bir topluluk, e-kitap okuyucu ve tabletlerden kitap okumaya mesafeli. Bu alışkanlığın kırılması da kolay olmayacak. Aranan her kitabın dijital formatının bulunamaması da ayrı bir sıkıntı. 
İşin yayıncılar boyutunda ise kitabın korsan kullanım için kopyalanma endişesi hâlâ konuşuluyor. Bunun yanında yayınevlerinden bazıları e-kitap neşredebilmek için altyapısını meydana getirebilmiş değil. Tüm bunlar göz önüne alındığında Türkiye’de e-kitabın istenilen yere ulaşması daha zaman alacak gibi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...