En iyi kitaplar zor zamanlarda yazılır

En iyi kitaplar zor zamanlarda yazılır

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Yazar Sarah Jio “Hayatımın güzel zamanlarında da zor zamanlarında da kitaplar yazdım ama geriye dönüp baktığımda, en iyi kitapları zorlu günlerde kaleme aldığımı görüyorum” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Sarah Jio, Amerikalı olmasına rağmen kaleme aldığı eserleriyle Türkiye’de en popüler kadın yazarlardan biri... Belki de bir anne olarak kurguladığı sade ve duygusal metinlerle okuyucunun dünyasına yaklaşıyor. Kardeşi bir Türk’le evli olan Jio, Türk kültürünü de yakından tanıyor. Röportajımızda hikâyesi Türkiye’de geçecek bir kitap kaleme almaya çok yaklaştığının müjdesini veren yazar, şimdilerde ise “Londra’dan Sevgilerle” isimli eserini Epsilon Yayınevi etiketiyle Türkiye’deki okuyucularıyla buluşturuyor. Sarah Jio, bir kadının mücadelesine odaklandığı eseri hakkında sorularımızı cevapladı…

> Türkiye’deki okuyucuyla buluşan “Londra’dan Sevgilerle” eserinizi karantina günlerinde kaleme almışsınız. Zor zamanlarda yazmak daha mı kolay?
Yazmak hiçbir zaman kolay değil; özellikle de içinde bulunduğunuz ortam bu kadar zorlu olduğu zaman… Salgının ilk kısmında çok korkmuştuk. Evde okul ödevi yapan üç çocuğum vardı. Ne zaman yazmak için otursam onlardan biri benden yardım istiyordu. Ben de bu romanı yazmaya başladığımda, kendim ve okuyucularım için gidilecek ferah bir yer meydana getirmeye karar verdim. “Londra’dan Sevgilerle”, bana o yerden geldi. Zihnimde en sevdiğim şehirlerden biri olan Londra’ya gittim... Hayatımın güzel zamanlarında da zor zamanlarında da kitaplar yazdım ama geriye dönüp baktığımda, en iyi kitapları zorlu günlerde kaleme aldığımı görüyorum.

KAFELERDE İNSANLARI DİNLİYORUM!

> Kitabınız, bir keşif hikâyesi olduğu kadar, hayata tutunmaya dair de bir eser... Bir edebiyatçı olarak sizi hayata bağlayan şeyler neler?
Merakımın bir gazeteci ve romancı olarak işimin önemli bir parçası olduğunu söyleyebilirim. Sürekli olarak kelimeler ve etrafımdaki insanlarla ilgileniyorum. Mesela, bir kafedeyken hep kendimi başkalarının sohbetlerini dinlerken buluyorum. Bunların kulağa biraz komik geldiğini biliyorum ama en iyi karakterleri sağlıyorlar! Hayatım ve kitaplarımdaki başka bir temel husus ise affetmek… Annem bir keresinde benim kadar affetme kabiliyetine sahip biriyle hiç tanışmadığını söylemişti.

AFFETMEK DAHA İYİ

> Peki, niçin böyle dedi?
Olay şu: Hayatımda çok kalp kırıklıkları yaşadım. Fakat acıya ve zehirleyici enerjiye tutulup kalmanın kendimize yapabileceğimiz en kötü şeylerden biri olduğunu öğrendim. Affetmek daha iyi bir seçenek ve ben de karakterlerimin bunu yansıtmasına çalışıyorum.

> Kitapta 1968 ve günümüze yakın bir zamanda geçen iki zamanlı bir hikâye anlatıyorsunuz. Aradaki 40 senede dünyamız ile duygularımız sizce nasıl değişti ve değişecek?
Eskiden beri tarihi severim, kendimizden ve geçmişte yaşayan insanlardan öğreneceğimiz çok şey olduğuna inanıyorum. Karakterim Eloise, çocukluğu Londra’nın fakir kesimlerinde geçmiş, genç bir kadın ve bir anne olarak hayatında büyük zorluklarla karşı karşıya kalmış. Kadınların kırk yıl önce uğraşmak zorunda kaldıkları şeyleri düşünmek zor ama gelecek de bilinmezlerle dolu ve hakkında düşünmek biraz korkutucu…

HALKTAN KOPAMAM

> En popüler kadın yazarlar arasındasınız. Bir yazar için “popüler” olma durumu rahatsız edici mi?
Hayır, bu benim için bir onur! Ama kendimi çok ciddiye almıyorum. Neticede ben, okul yemeği hazırlamak için her sabah saat 5’te kalkması, köpeği dolaştırması, bulaşıkları yıkaması ve kirli çamaşırları makineye atması gereken biriyim. Normal olmayan bir kariyeri olan normal biriyim ki bunun için de şükrediyorum. Halktan kopuk, entelektüel eserler yazan bir yazar olmaya hiç hevesim yok. Aslında havuz kenarında oturup ellinci kitabı üzerinde çalışan yaşlı bir nine olmayı diliyorum.

KONUSU TÜRKİYE'DE GEÇEN KİTAP DÜŞÜNÜYORUM

> Türkiye eserlerinizin çok popüler olduğu bir ülke. Türk okuyucusunun kendisini size yakın hissetmesinin sebebi ne?
Türkiye’deki insanlar tarafından beğenilip takdir edilmek kariyerimin en büyük mutluluklarından biri oldu. Ben de kendimi Türk okuyucularıma, onların hissettikleri kadar yakın hissediyorum. Ülkeniz, beni ve hikâyelerimi bağrına basmış, dünyanın en koca yürekli insanlarından oluşuyor. Türkiye’nin her zaman kalbimde özel bir yeri olacak.

> Kardeşiniz bir Türk’le evli ve Türkiye’yi yakından tanıyorsunuz…
Evet, küçük kardeşim güzel bir Türk kadınla evlendi ve şimdi onların bir yaşında bir bebekleri var. Yengem Begüm, şimdiye kadar tanıdığım en kibar insanlardan biri. Türk kültüründe en beğendiğim şeyler ise, hepinizin kitap ve hikâyeleri sevmeniz, onları o kadar derinden hissetmeniz ve elbette lezzetli yemekleriniz!

> Daha önce İstanbul’da bulundunuz. Yeni kitaplarınızda bu şehir merkez olabilir mi?
Evet, kesinlikle. Konusu Türkiye’de geçecek bir kitap yazmak istiyorum ve bir müddettir bunu çok düşünüyorum. Benim için kitabın geçeceği mekânları, karakterleri ve detayları belirlemek önemli; zira her şey Türk hayranlarım için mükemmel olmalı. Konuyu ve karakterleri belirlemeye çok çok yaklaştığımı söylemeliyim ki; bu da çok heyecan verici. Kim olursa olsun, bana fikirlerini yazmak isteyen varsa onlardan haber almak bana heyecan verir!

EN ÖNEMLİ GÖREVİM ANNELİK

Sarah Jio “Nasıl bir ortamda kitap yazdığınızı merak ediyorum doğrusu?” soruma, şu cevabı veriyor: Aile hayatımız çok yoğun. Sürekli yemek pişiriyor, temizlik yapıyor ve çocukları faaliyetlere götürüyorum. Bir anne olmayı çok seviyorum. Bu, hayatımdaki en önemli görev. Ama bazen yıpratıcı ve yorucu olabiliyor. Peki, o hâlde yazmaya nasıl vakit bulabiliyorum? Bunun cevabı, benim senelerdir kendimi parça parça çalışma konusunda eğitmiş olmamda yatıyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...