Değirmenler dünyaya Anadolu'dan yayıldı

Değirmenler dünyaya Anadolu'dan yayıldı

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

YEM Yayın, M.Ö. 2. yüzyılda Anadolu topraklarından doğarak dünyaya yayılan "değirmen" gibi çok önemli bir buluşu, bilimin yanına insan hikâyelerini de ekleyerek okuyucuya aktarıyor.

Bu topraklardan doğarak bütün dünyaya yayılan en önemli buluşlardan biri olan değirmenlerin, bilimsel ve tarihsel hikâyesi YEM Yayın'dan çıkan nbsp;"Anadolu'nun Değirmenleri"nde anlatılıyor… Anadolu topraklarından doğarak dünyaya yayılan değirmen gibi çok önemli bir buluşu, bilimin yanına insan hikâyelerini de ekleyerek okuyucuya aktarıyor. Dekar Yapı ve Yatırım'ın katkılarıyla hazırlanan kitap, değirmenlerin tarihçesinden yola çıkarak gravürler, fotoğraflar ve teknik çizimler eşliğinde su ve yel değirmenlerini ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.

Su çarkı ve onun en önemli uygulaması olan su değirmenleri, Anadolu'da M.Ö. 2. yüzyılda Mithridates Krallığı'nın başkenti Cibera'da (günümüzün su şehri Niksar) geliştirildi. İnsanlığın ilk kez insan ve hayvan gücünün dışında bir gücü kendi hizmetinde kullanmaya başlamasını sağlayan bu büyük buluş kısa sürede Roma İmparatorluğu'nun tüm bölgelerine yayılarak suyun düşük seviyelerden yüksek seviyelere aktarılmasında, buğday ve diğer tahılların öğütülmesinde, maden cevherlerinin işletilmesinde ve tarım ve endüstri ürünlerinin işlenmesinde kullanılmaya başlanır.

##tgvideo##

Rüzgâr enerjisi Ortaçağ'da keşfedildi

Erken Ortaçağ'da Akdeniz'de gemilerde kullanılan yelken teknolojisi, su çarkları teknolojisiyle birleştirilir ve böylece rüzgâr enerjisi de insanlığın hizmetine sokulur. Bu buluş Yeniçağ'ın bir sonraki buhar devrimine kadar, sürekli rüzgârların estiği kuzey ülkelerine yayılır ve toprağını bu değirmenler sayesinde denizden kazanmaya çalışan Hollanda'nın, İstanbul'dan götürülen Anadolu çiçeği lale ile birlikte, doğasının ayrılmaz bir parçası haline gelir.
Günümüzde ise bu önemli geçmişin tefekkürüne dalmış değirmen yıkıntılarına ülkemizin güneybatı kıyılarında rastlıyoruz. Bazıları beklenmedik şekilde vadi diplerinde ya da tepe sırtlarında unutulmuşluklarını sessizce yaşamaya devam ederken, bazıları da yeni kimliklerine kavuşarak bir zenginin evi, yeni dinamik toplumun kafeteryası ya da ziyaret edilmeyen müzesi haline gelerek varlıklarını sürdürüyorlar.
Anadolu'nun Değirmenleri bizim topraklarımızdan doğarak dünyaya yayılan değirmen gibi önemli bir buluşu, bilimin yanına insan hikâyelerini de ekleyerek okuyucuya aktarıyor. Kitap, ülkemizde değirmenlerin en yoğun bulunduğu bölge olan Datça'nın değirmenleri ve artık soyu tükenmiş olan son değirmencilerinin anılarıyla daha da zenginleşiyor.
İkisi mühendis ve biri bilim tarihçisi yazar; Atilla Bir, M. Şinasi Acar, Mustafa Kaçar tarafından hazırlanan Anadolu'nun Değirmenleri'nde değirmenler, değirmen gereksinmesinin doğuşundan sosyoekonomik özelliklerine, çalışma prensiplerinden mimarilerine uzanan geniş bir kapsamda anlatılıyor. nbsp;


Asırlık değirmen teknolojiye meydan okuyor


Öte yandan, Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Gümüşdamla köyü, Zilan deresindeki su değirmeninin sahibi Veysel Kul, "Atalarımızdan kalma bu değirmenin yaklaşık 200 yıllık tarihi var. Kepekli un öğütüyor ve değirmenciliği nesilden nesile devam ettiriyoruz" dedi.
www.yemkitabevi.com nbsp;



UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...