Bayezid Camii ayakta kalmaya çalışıyor

Düzenleyen:
Bayezid Camii ayakta kalmaya çalışıyor

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Bayezid Camii Dernek Başkanı Adil Sarmusak: Haliç’in karşı kıyısından başlayın, taaa Köstence’ye kadar 192 köyün geliri Bayezid Camii’nin vakfına aitti. Bugün kuruş bile gelmiyor.

Bayezid Camii, İstanbul selatin camileri arasında en eski olanı, en bozulmamış kalanı. Yapımına 1500 yılında Veli Bayezid tarafından başlanıyor, 1506’da ibadete açılıyor. Sadece camiden ibaret değil, mektebi, medresesi, darü’l-kurrası, darü’l-hadisi, hamamı, imareti ile ciddi bir külliye. Vakfiyesinde “Fakirlere iki öğün şu kadar et şu kadar tatlı çıkacak” deniyor, “Şu kadar hekim ev ev dolanacak, hasta bakacak. Elli nefer sokakları gezecek, tükürük üzerine kireç atacak. Sübyan mektebindeki hocalara şu ücret sunulacak, talebeler şöyle giydirilecek böyle kuşatılacak, yedirilecek doyurulacak...” 
¥ İyi de bunlar nereden karşılanacak? 
Bayezid Camii Dernek Başkarı Adil Sarmusak “Haliç’in karşı kıyısından başlayın, taaa Köstence’ye kadar 192 köyün geliri, caminin vakfına aitti” diyor, “Ki bunlar arasında Beşiktaş, Ortaköy, İstinye, Tarabya ve Kilyos da bulunuyor… Bugün kuruş bile gelmiyor, hepsini bırakın, caminin tuvaleti bile yok. Her şeyi tarumar edilmiş, satılmış, çalınmış, yağmalanmış” diye ekliyor.
¥ Dernek başkanı olmak nereden geldi aklınıza?
Tevafuk diyelim ona... Sene 1970... Almanya’dan izne gelmişim, hanımla alışverişe çıktık Kapalıçarşı’ya. Malum kadının imtihanı altınla, erkeğin imtihanı kadınla. Ezan okundu, gel namazımızı kılalım şurada. İyi de tek damla su yok. Pet şişeler de satılmıyor o sıra. Çınar altında (aslı at kestanesidir) bir kahve vardı. “Çay kaç para kardeşim?” / 25 kuruş./ Al sana 2,5 lira, bir kaba su koy bana. Yok olmaz dedi döndü arkasına. Nasıl dokundu anlatamam, oturdum bir kenara, başladım mı ağlamaya. Bir aşçı görmüş, girdi koluma. Dükkânda galveniz bir teneke var, ip gibi bir su akıyor eğreti lavaboya. Aldım abdestimi dua ettim ona.
 AKLIMA MI GELİRDİ?
On yıl geçti aradan. Sahaflara sıkça uğrardım. Bir seferinde gel sana bir dükkân alalım dediler şuradan. Gösterdiler baktım aaa abdest aldığım lokanta. Hiç aklımda yoktu satın aldık, kitap sarayı yaptık. Aradan bir zaman geçti. Baktım gencin biri söylenip duruyor... “Yaaa koskoca caminin suyu nasıl olmaz. Yazıklar olsun sizin gibi esnafa!” Yıllar evvel yaşadıklarım canlandı hafızamda. “Gel oğlum” dedim aldım getirdim dükkâna ve o gün bir karar verdim. Bu camiyle ilgilenmeliydim. Rabbim bu dükkânı boşuna vermemişti bana. Hemen bir dernek kurduk (1992), ardından bahçeye artezyen vurduk. Suyu bulduk elhamdülillah! İyi de caminin bahçesi perişan. Ne kadar kanunsuz varsa çöreklenmiş. Kaçak viskiler, sigaralar zulalanıyor sağda solda. Sultan Bayezid’in türbesi, randevu yeri olmuş. Ayaklarını kesinceye kadar ne kavgalar verdik, tehdit ettiler, kabadayı yolladılar, pabuç bırakmadık. Yıldırım Karadeniz adlı bir ziraat mühendisi kardeşimiz vardı, çiçekle donattı baştan başa. Anıtlar Kurulunun “basit onarımlar mahallî imkânlarla yapılabilir” maddesinden güç alarak türbeye girdik sonra.
 ELİMİZİ TAŞIN ALTINA... 
Cami de bakımsızdı, kubbe çimentolardan kurtulmak istiyordu âdeta. Geceden dökülüyor, sabahları arabayla moloz atıyorduk dışarıya. En son kurşunlar 1952’de değişmiş, erimiş gitmiş. Fil ayaklarından çağlayan gibi su akıyor aşağıya. Çatı çürümüş, otlar bürümüş baştanbaşa. Normalde kubbe pencereleri eğimlidir, müteahhit dümdüz çakmış, boşluğu da sıvayla doldurup kaçmış. Kötülük yapmak istese bu kadar olur anca. Gittik 400 ton kurşun aldık, sil baştan değiştirdik... Meğer beton üstüne kurşun döşenmezmiş, altı ya toprak olmalıymış ya Horasan. N’aparsın işin ehli bulunmayınca... Caminin zemini de çürümüş çökmüştü, yer yer basıyorduk boşluğa. Oturduk güzel bir döşeme yaptık. Kur’ân-ı kerim kursu kapanmıştı bu arada. Hâlbuki 1936 yılında İstanbul’da iki Kur’ân-ı kerim kursu var. Biri Nuruosmaniye, biri bu. Abdurrahman Gürses Hoca (Allah rahmet eylesin) çok talebe yetiştirdi burada. 
YAZSAM ROMAN OLUR
 Caminin sağ tarafında Şeyh Veliyüddin Efendi Kütüphanesi çöp çaput içindeydi, sadece bodrumdan 42 kamyon (çift dingilli) pislik çıkardık. Çiçek gibi pakladık, sıralarını pencerelerini yaptık. Millî Eğitim’den bir müfettiş geldi, yok efendim çocuk oyun alanı yok. İzin veremem asla. Aldık amirini getirdik, usulünce çıkıştı ona, “Yaa İstanbul’da hangi mektep böyle temiz ve ferah? Niye zorluk çıkarıyorsun arkadaşlara?” Kadir Topbaş’ı kaç defa getirdim bilmiyorum. Doğrusunu isterseniz belediyeden pek hizmet alamadık. Bari bahçeye bir hayırları olsa. Park bahçelere müracaat ettim. “Proje gerekli” dediler “Ee yapalım o zaman.” “Bu yıl kapandı, seneye hayırlısıyla.” Bekliyoruz bakalım, ölmez sağ kalırsak... Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç alanı olmadığı hâlde destek vermişti oysa. Derken Faysal Atıl kardeşimiz TGRT’de çok güzel bir haber programı yaptı. O kasetle kapıları aşındırdık ve bir onarım çıkardılar sonunda. Şükürler olsun başladı ve devam ediyor.
 KAPANIN ELİNDE
Gücü yeten Bayezid Külliyesinden yer koparmış. Mesela Hakkı Tarık Us, darü’l-kurrayı ele geçirip gazete kütüphanesi yapmış. 1972’de vefat etti ama işgal sürdü yıllarca. Bir sürü tezgâh açıldı, bitirimler musallat oldu başımıza. Düşünün 200 bin dolar avanta dönüyordu ayda.
Mehmet Ali Şahin bakan olunca, Recep Akakuş Hoca’yla gittik yanına.
- Buyurun sizin için ne yapabilirim?
- Efendim biz darü’l-kurranın Eminönü Müftülüğüne verilmesini istiyoruz.
- Öylesi münasip zaten. Bir beis yok ki bunda.
Vakıflar Müdürü Yusuf Beyazıt’ı aradı, kâğıt üzerinde kavuştuk maksadımıza. Ancak bina işgal altında, adamları çıkarmak kolay değil, nemalanıyorlar ya gözleri kara. Üstümüze geldiler, küfür, tehdit, gırla… Neticede temizledik, Kur’ân-ı kerim hizmetine verdik. Ramazan Pakdil Hocamız, hafızlığı zayıflamış kardeşlerimizi tedrise alıyor burada. Hüsnühat dersleri de başladı ayrıca.

MÜTEAHHİT DİYOR Kİ: TAMİRİ YAPMAKTAN ZOR

Caminin restore işini alan Yusuf Yılmaz düzgün bir müteahhit, daha evvel yaptığı işler ortada.
¥ Soruyoruz niye yavaş ilerliyor?
- Hayır yavaş filan gitmiyor, tarihî eseri diğer binalarla karıştırmayın. Attığınız her adımı bilim kuruluna tasdik ettirmeniz lazım. Bir boyanın tonu için profesörler toplantı yapıyor. Bakın 4 mimar kızımız 6 aydır bir 
kapının kanadını temizlemekle uğraşıyor. Kimi vernik sürmüş, kimi boyamış bunlar ayıklanacak ki, aslı çıksın ortaya. Kubbelerdeki sızıntıları önledik sayılır, ince işe geldi sıra. Para sıkıntısı yok ama vakit hakikaten yetmiyor.
¥ Peki ne zaman açılır bu çalışmayla?
Bu sene geçti, önümüzdeki ramazan birlikte saf tutarız  inşallah!

NURLU VE SIRLI

Kıblesi en doğru cami

Bayezid ruhaniyetli bir camidir, bildiklerimi anlatsam hayret edersin ama şu kadarını söyleyeyim; gamlı kasavetli de olsanız kapıdan girince ferahlık gelir insana. Kıblesi en doğru camidir, İdris Ağa “Sultanım kıbleyi tespitte zorlanıyorum” deyince mübarek “Bas ayağıma” buyuruyor. Bakıyor Kâbe-i muazzama karşısında. Sahaflar tarafındaki penceresinden duvar içine bir kapı var, açarsınız yukarı bir merdiven çıkar. Sultan Bayezid çile çekermiş burada. Caminin hatlarını bizzat Şeyh Hamdullah yazmış, eşi benzeri yok dünyada. Biliyorsunuz minber devlete aittir, hoca hutbeyi halifenin vekili olarak verir. Mihrap imama aittir, namazda bildiğini okur, kimse karışamaz. Kürsü ise irşat (doğru yolu gösterme) makamıdır. Müminler ince bilgilerle donatılırlar. Bayezid Camii bu bakımdan şanslı, Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri gibi âlimler ders vermiş burada. Bakın, şeyhü’l-kurra bir köşede, reisü’l-kurra bir köşede. Eğer hafızların icazetlerini incelerseniz çoğunun Bayezid Camii’nde yetiştiğini göreceksiniz.
Sarı İmam lakaplı Rizeli İsmail Hoca vardı. Lügatinde korku diye bir kelime yok, İnönü bile uğraşamadı onunla. Vefat etti, tezkiyesi için Abdurrahman Hoca öne çıktı. “Ey cemaat 36 yıl birlikte vazife yaptık, bizi bir kere bile kırmadı.” Otuz altı yıl dile kolay, böyle bir güzellik olabilir mi ya?

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...