Atom bombası! Oppenheimer'ın hayatı beyazperdede | Sinemada bu hafta

- Güncelleme:
Atom bombası! Oppenheimer'ın hayatı beyazperdede | Sinemada bu hafta

Kültür - Sanat Haberleri

Yönetmen Christopher Nolan, çok beklenen “Oppenheimer” filminde atom bombasının kâşifinin hayatına bilindik üslubuyla odaklanıyor. Nolan; anlatım dili, çekim teknikleri ve oyuncularıyla “bomba” bir esere imza atsa da “büyük patlamayı” gerçekleştiremiyor!

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - J. Robert Oppenheimer, zengin bir Yahudi ailede doğan, II. Dünya Savaşı yıllarında kuantum fiziğinde öne çıkan bir bilim adamıydı. Kendisi Hitler’le başlayan silahlanma yarışında ABD’nin çok gizli “Manhattan Projesi”nin bilimsel başkanlığına atandı. Los Alamos bölgesinde oluşturulan merkezde bilim adamlarını toplayan Oppenheimer, üç sene süren çabadan sonra nükleer bomba gibi ölümcül bir silahı keşfedip siyasilerin önüne koydu. Dahası Japonya’da bombalanacak yeri de bizzat işaret edip on binlerce sivilin ölümüne sebep oldu. Ancak daha sonra bir şeyler oldu. Hümanist bir yola giren Oppenheimer, hidrojen bombasına karşı kampanyalar yürüttü. 1954’te ise komünist olmakla suçlanıp özel komisyon tarafından sorgulandı…

Ukrayna’da devam eden savaş sebebiyle nükleer silahların tekrar gündeme geldiği bugünlerde, usta yönetmen Christopher Nolan, J. Robert Oppenheimer’ın bu garip, gelgitli hayat hikâyesini beyazperdeye taşıyor… Uzun zamandır beklenen “Oppenheimer” adlı eser, bilim adamının sorgulamalarına odaklanıyor ve Amerikan askerî tarihine de kısmen ayna tutuyor. “American Prometheus” adlı kitaptan ilham alınan eserde; bilim adamını Cillian Murphy canlandırırken Emily Blunt, Matt Damon, Robert Downey, Florence Pugh, Josh Hartnett, Casey Affleck,  Rami Malek ve Kenneth Branagh gibi isimler ona refakat ediyor.

Atom bombası! Oppenheimer'ın hayatı beyazperdede | Sinemada bu hafta

SEYİRCİDEN ÇOK ŞEY BEKLENİYOR

Yönetmen Nolan, Oppenheirmer’ın hayat hikâyesini hiç kimsenin yapamayacağı bir şekilde büyük bir filme dönüştürüyor. Seyirciden sabır başta olmak üzere çok şey beklediği eserinde yine zamanla oynayarak hadiseleri hem karmaşık bir hikâye örgüsü hem de bilim adamının karşı karşıya kaldığı iki ayrı soruşturma olmak üzere üç şekilde anlatıyor. Bu yüzden perde bazen renklenip bazen siyah beyaza dönüyor. Eser, yönetmenin bir önceki filmi “Dunkrik”e yakın duruyor.               

ÖLEN SİVİLLER NEREDE?

Yoğun bir karakter çalışması yapılan filmde, yer yer hikâyeyi Oppenheimer’ın subjektif bakış açısı ile seyrediyoruz. Ancak hırslı bilim adamı, yeterince mindere çekilmiyor. Daha ziyade “sistem karşıtı” ve “vicdanen rahatsız” taraflarıyla öne çıkarılıyor. “Şimdi ben ölüm oldum; dünyaların yok edicisi...” diyen Oppenheimer’ın nükleer bombayı yaptıktan sonra Japonya’da sivillerin yaşadığı felaket, doğrudan filme yansımıyor; fikirlerini değiştirmesinin sebepleri de… Bütün bunlar yerine ABD’deki soğuk savaş paranoyalarının soruşturma yansımaları resmediliyor.

Üç saatlik eserin ilk nükleer bombanın patlaması gibi heyecanı doruğa çıkaran anları olsa da detaylarla dolu soruşturma sekansları, sıkıcı kalabiliyor. Böylece zaman ilerledikçe yönetmenin kendine güveniyle aşırı abartılmış bir portre ve eser beliriyor.

MUPRHY’NİN OYUNCULUĞU ÜST DÜZEY

Filmde oyunculuklar parlak; hassaten Cillian Murphy, çok benzediği bilim adamını âdeta onunla bütünleşerek canlandırıyor. Downey Jr. ise dikkat çekici bir siyasetçiye bürünüyor. Ancak Florence Pugh’la Jean Tatloc karakteri teşhirciliğe indirgeniyor.

Eserde benzersiz IMAX çekim tekniği ile genelde tabii görüntülerle sade bir sinematografi tercih edilirken, Oppenheimer’ın iç dünyasının tasvir edildiği anlarda görsel efektlere ve yoğun seslere de müracaat edilebiliyor. Bunların bazılarının maksada matuf olduğunu söylemek zor. Ancak eserdeki devir tasvirleri incelikli ve başarılı…

Ezcümle yılın en merak edilen filmlerinden olan “Oppenheimer” şaşaalı bir yapım olsa da Nolan’ın filmografisinde ilk sıraya yerleşemiyor. Hatta meydana getirdiği beklentileri yeterince karşılayamayan bir eser oluyor…

Teknik yönleri üstün olsa da, yeterince seyirciye tesir eden bir hikâye ortaya konulamıyor. Böylece “Akıl Oyunları” gibi büyük bir “bomba” patlatılamıyor.

AYKIRI BİR "BARBİE" SERÜVENİ

Ruth Handler tarafından 1959’da ortaya çıkarılan Barbie, bir oyuncaktan çok daha fazlası oldu; yıllar geçtikçe yeni nesiller için bir rol modele dönüştü.

Hep tartışılan bu popüler oyuncak, defalarca animasyon filmlere de konu oldu. Şimdi ise “Küçük Kadınlar” ve “Uğur Böceği” gibi filmlere imza atan feminist yönetmen Greta Gerwig tarafından “canlı aksiyon” bir eserle beyazperdeye taşındı. 
Bugün gösterime giren “Barbie” adlı filmde, oyuncak karakteri Hollywood’un yükselen yıldızı Margot Robbie canlandırıyor; Ryan Gosling ise Ken rolünde seyirci karşısına çıkıyor. America Ferrera, Kate McKinnon ve Helen Mirren da oyuncu kadrosunda...

FÂNİLİK MACERASI

Filmde kendisi gibi bir sürü oyuncağın yer aldığı Barbie Diyarı’ndan çıkarak fâniliği keşfetmek isteyen Barbie, yanına garip tarzlı arkadaşı Ken’i de alarak gerçek dünyaya adım atıyor ve serüvenden serüvene koşuyor. Ancak onu tekrar kutuya koymak isteyenler var…

Atom bombası! Oppenheimer'ın hayatı beyazperdede | Sinemada bu hafta

“Kalıpları yıkan” aykırı yeni bir Barbie karakterinin ortaya çıkarıldığı eser, sinemada bir sağanak hâline görmeye alıştığımız yoğun feminizm soslu filmlerden biri oluyor. Didaktik yanı ağır basan filmde, sinemadaki ideolojik rüzgârlarla şekillenen ekstrem karakterlere de yer veriliyor. Mizahıyla dikkat çeken eserin gerçek çekimler ve animasyonlarla harmanlanış farklı bir sinematografisi de var. 

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

> “Paris Hatıraları”
> “Mühr-ü Musallat 2: Yasak Düğün”
> “Resident Evil:      Death Island”
> “Zıpır Dedektif ve Altın Arı Kovanı”

EN ÇOK SEYREDİLENLER

> “Mission: Impossible:  
> Ölümcül Hesaplaşma Birinci Bölüm” 69 bin 702
> “Kaptan Pengu ve Arkadaşları 3” 28 bin 415
> “Ruhlar Bölgesi: Kırmızı Kapı” 14 bin 298

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...