40 tane planet aldım bulsam yine alırım

Bundan 50 yıl kadar evvel Sovyetlerden yüklü miktarda ithal edilen motorlar silbaştan derlenip toparlanıyor. Antalya Kaş’ta faaliyet gösterin turizmci Emre İrbeç de onlardan biri. Otelinin girişinde 64 model bir IZH Planet duruyor ama fabrikadan dün çıkmış gibi daha. Soruyoruz “Çalışır mı?”
Bundan 50 yıl kadar evvel Sovyetlerden yüklü miktarda ithal edilen motorlar silbaştan derlenip toparlanıyor. Antalya Kaş’ta faaliyet gösterin turizmci Emre İrbeç de onlardan biri. Otelinin girişinde 64 model bir IZH Planet duruyor ama fabrikadan dün çıkmış gibi daha. Soruyoruz “Çalışır mı?”
Anahtarı takıyor, pedala yükleniyor, yaşlı makine öksürmeye başlıyor. Ve ritimsiz bir patpat sesi, sanki durup durup dinleniyor. Ortalıkta kesif bir duman. Eh iki zamanlı motorların çevre dostu olmadıkları biliniyor. Emre kardeşimiz “parçası bulunmuyor ama sağlamdır” diyor. “Elinde birkaç tane olacak ki, ondan çıkaracak, takacaksın buna.”
Bu sevda aileden bulaşmış. Babası İbrahim Bey motorla davara gider, zeytin toplarmış zamanında. Aslında hesaplı da değildir diyor, otomobil gibi yakar, benzin yetişmez buna. Atmışlı yılların teknolojisi işte, ne bekliyorsun ki başka. Ama sepetine yarım ton yükle, tak bire, katır gibi çeksin sana.
Abisinin motorunu arakladığında 11 yaşındaymış daha. Sonra babasının motoruna musallat olmuş. Hiç düştün mü diye soruyoruz. “Ooo” diyor, “hem de defalarca!”
-Bir şey olmadı mı peki?
-Ona ne olsun abi döküm demir. Olan sana olur, altında kalırsan vay gelmiş başına. Şimdikiler boş boru, bunu eritseler yenilerden üç tane çıkarırlar.
İçeri giriyoruz, ne görsek iyi? Aynısından bir tane daha, silmiş parlatmış başköşeye oturtmuş âdeta.
Meğer bu güne kadar 40 antika motor almış, köyde ambarlar, samanlıklar dolmuş, anasını da bıktırmış sonunda.