Ömürden alan ömür katan

A -
A +
Ah o mahpushaneler yok mu? Kimleri misafir etmiyor ki? Âşığı da misafir ediyor. En acizleri de büyük günahı olanları da. Mahpushaneler bazen ıslah olmuş bir nefsi anlatıyor. Kimileri aldırma gönül demiş. Ruhunu avutmuş. Kimi sevdiğinin hasretinden prangalar eskitmiş. Kimi de ne güzel şey hatırlamak seni. Hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken demiş... Diyenler demiş gidenler gitmiş. Dünya yine kimseye kalmamış. Gelin bir de o duvarlardan dinleyelim köşede kalmış insanların hikâyelerini: 
Bilirim pek sevilmem. Kim sevsin ki beni? Ben de kendimi sevmem. Hayat yoktur. Gülüş yoktur burada. Perişanlık ise her daim hissedilir soluklarda... Bir gün bir adam gelmişti. Perişandı hâli. Yüzü de bir o kadar yumuşak. İnanmadım. Bu adam suç işleyemez dedim. Nedir acep burada oluşunun sebebi? Meğer misafirmiş. Daha ben tanıyamadan götürüverdiler. Tahir'in Zühre’yi sevdiği kadar severmiş memleketini. Ama anlaşılmamış değeri...
Ardından hırçın mı hırçın bir adam geldi. Meğer kızını öldürmüş. Namus lekesiymiş! Bilmem nedir derdi? Kızdım. Çok kızdım ona. Göstermedim gökyüzünü. Ceza olsun dedim. Duyurmadım dalgaların sesini. Sonra bir gün cebinden bir resim çıkardı. Mektepli bir kız. Altında da bir not:
"Bugün lisan sınavından pekiyi aldım pederim. Muallimimden öğrendiğime göre kemik suyu vereme iyi gelirmiş. Valideme söyle içsin de şifa bulsun. Ellerinden öperim. Tıbbiyeden selamlar."
Anladım sonra boğuk hıçkırıklarından. Toprağa kendi eliyle kattığı annesi hasta olduğu için doktor olmak isteyen kızıymış. Ben de üzüldüm. İndirdim kalın duvarlarımı. Kimilerine dışarıda bile ulaşmayan o fısıltı gelmişti kulağına. Dinledi adam. Ezan sesiydi o. Sanki ilk kez dinliyormuş gibi dinledi hem de. Ben de onunla dinledim. Değişti sonra o. Her gün Kur'ân-ı kerim okumaya başladı. Okudukça sanki çatlak yerlerim onarılıyor, sanki gökyüzüne karışıp hüzün değil de ilk kez mutluluk verici bir duvar olduğumu düşünüyordum. Allah, tövbe etmiş kulunun sesini her yerden duyabilendir...
           Şerife Ertuğrul-Nevşehir
 
 
 
ŞİİR
 
     ŞEHİTLERİM
 
Şehitlerim şehitlerim
Can parçası yiğitlerim
El açtım ben Allah’ıma
Sizlere rahmet dilerim
 
Ölmediniz dirisiniz
Cennettesiniz her biriniz
Kalbimize gömdük sizi
Bizde saklıdır yeriniz
 
Ezan hiç dinmesin diye
Bayrak hiç inmesin diye
Canlarınızı verdiniz
Bu vatana siz hediye
 
Vatanı bekleyen göze
Ateş değmez der Resul’üm
Allah’ım der ölmediniz
Her biriniz gonca gülüm
 
Hainlere şudur sözüm
Mehmetçiğim iki gözüm
Türkiye’mi bölemezler
İman dolu benim özüm
 
Şehitlerim canım benim
Vatandır her yanım benim
Süleyman’ım son sözüm şu
Yurda feda kanım benim.
    Süleyman Usta-İstanbul
 
AİLE-ÖĞÜT
 
Sevdiği olmalı insanın anne gibi eski ahşap pencereye hayat veren çiçek gibi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.