Nereye gidiyoruz? -2-

A -
A +
Biz ki değil kadınına böyle vahşeti uygulamak, eşinin yanında bir erkeğe en ufak kem söz söylemeyen bir kültüre sahiptik. Ola ki şaşırıp karşısındakiyle niza eden bir kimseye çevreden “hop çevrede hanım var” veya “bayan var" denildiğinde bütün kavgalar şıp diye kesilirdi. Kadına saygı bu kadar üst seviyedeydi…
Sonra koca koca çocukları olan adamlar, o zaman kadar eşine ailesine bu derece bağlı iken şimdi ne olmuştu da veya ne oluyordu da kendi eşine hanımına bu derece öfke duyuyordu?
Bu insanlar neyi çözemiyordu da iş dönüp dolaşıp cinayetle sonuçlanıyordu? Cinayetle sonuçlanan ayrılıkların geri planı hiç incelenmeye alındı mı? Nerede sosyologlar nerede hukukçular nerede devletin birimleri? Bu evliliklerin hangi aşamalardan geçerek bu hâle geldiğini hiç inceleyen birim oldu mu? Bu tür cinayetlerin ortak yönleri var mıdır? Varsa nelerdir? Cinayeti işleyen eşlerin ifadelerinde ortak yönler veya benzerlikler var mıdır varsa nelerdir? Toplumu bu felaketten kurtarmanın ve bu öfke patlamasının son bulmasının yolu yok mudur? Bu konular sadece polisiye vaka olarak mı değerlendirilecektir?
Birçok insan bu öfke patlamasına yine öfkeyle “idam gelsin” diyerek çözüm bulmaya çalışıyor. Canileri idam etmek bu olaylara çözüm olacak mıdır? Olsaydı eşlerini öldürüp kendisini de vurarak intihar edenlerin olmaması gerekmez miydi? Kaldı ki eşini katlettikten sonra kendisinin de hayatta kalmaya gerek kalmadığını düşünüp hayatına son veren insanların sayısı da hayli fazla.
Öyleyse bu kanlı sonuçların kan dondurucu yanlış sebepleri olmalıdır. Bir değil beş değil yüzlerce aileyi belki binlerce aileyi birbirine bu derece düşman eden şey nedir? Hangi uygulama hangi yasa hangi töre hangi âdettir?
Bundan birkaç sene öncesine kadar böyle sonuçlar olmazken şimdi mantar biter gibi aile faciaları çıkıyorsa bu facia gelişmede katil eşleri suçlamak ve hapse atmak bu tür faciaların temelinde yatan sebepleri ötelemek demektir.
Bizim ailemizi bizim erkeğimizi kim veya kimler hangi uygulamalar hangi yasa değişiklikleri hangi kanunlar vb. bu dereceye getirmiştir? Bu soruların cevapları bulunmadan ailemiz üzerindeki bu felaket artarak devam edecektir...
                Aslan Torun-Em. Sağ. Yazar
 
ŞİİR
 
                       Âmin
 
Çok rahatsız olduk artık durumdan
Ya bismillah deyip girdik sınırdan
Hesap soracağız namert olandan
Yüzümüzü kara çıkarma Ya Rab
 
Karanlık bir örgüt dostu bilinmez
Önümüz karanlık saha görünmez
Menzile varmadan geri dönülmez
Yolumuzu dara düşürme Ya Rab
 
Her şeyden üstün kudretli sensin
Gökteki melekler yardıma gelsin
Ordumuz düşmanı kolayca yensin
İşimizi zora düşürme Ya Rab
 
Çakalcıoğlu vur geri dönmesin
Kökünü kurutun bir tek kalmasın
Ordumuzdan şehit, gazi olmasın
Yüreğimizi har’a düşürme Ya Rab
 
       Hasan Korkmaz (Çakalcıoğlu)
 
 
FAYDALI BİLGİLER
 
LAHANA CİNSLERİ: Lahana cinslerini şöyle sıralayabiliriz: 1. Kelle (baş) lahana: 2-6 kg ağırlığı olan, en çok yetiştirilen bir çeşittir. 2. Kantar lahana: Orta, Güney ve Güneydoğu Anadolu’nun bâzı yerlerinde ekilir. Tânesi 15-30 kg gelebilir. 3. Brüksel lahanası: Uzun gövdesine sıralanmış olan yapraklarının diplerinde bir fındık veya ceviz büyüklüğünde göbek bağlamış yumrulardan istifade edilir. 4. Karalahana: Karadeniz sahilinde pek fazla yetiştirilir. Göbek bağlamaz, körpe yaprakları çok lezzetli, baharlı, iştah açıcı, şifalıdır. 5. Kırmızılahana: Yaprakları kırmızı renktedir. Fazla iri olmaz. Sıkı göbek bağlar. 6. Karnabahar: Lahananın bir çeşidi sayılabilir. Lahananın yapraklarından, karnabaharların çiçeklerinden faydalanılır. Karnabahar daha lezzetli, besince daha kuvvetlidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.