TESPİT, TEŞHİS, TEDAVİ...

A -
A +

AK Parti seçim sonuçlarını analiz ediyor. 

 

Uzun ve detaylı bir çalışma olacak. 

 

Geniş zamana yayılan... 

 

Olağan kongre öncesine kadar… 

 

Kongre takvimi net gibiydi. 

 

Ekim ayı gibi planlanıyordu ama… 

 

Öne çekilme ihtimali de çok kuvvetli.

 

     ***

 

Seçim sonuçları nasıl irdeleniyor?

 

Kısaca bahsedelim isterseniz.

 

Saha raporlarını, performanslarını

 

İlçe teşkilatları il başkanlıklarına,

 

İl başkanlıkları da genel merkeze gönderecek.

 

Bu arada milletvekillerinin de görüşleri alınacak.

 

Parti yönetiminin de değerlendirmesi sonrasında…

 

Raporlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacak.

 

Akabinde de karar aşamasına geçilecek.

 

Yenileşmenin startı verilecek.

 

Hatası olanlara fatura kesilecek.

 

Sorumlular hesap verecek…

 

     ***

 

Peki, teşkilatlar birbirine suçlayıp,

 

Topu bir üst mercilere atarsa…

 

Onlar da kendilerini kurtarmak için…

 

Raporlarla oynarlarsa?

 

‘Altta kalanın canı çıksın’ misali.

 

Böyle bir şey olması mümkün değil.

 

Genel merkez yönetimi tedbir aldı.

 

Her ile bir koordinatör görevlendirildi.

 

Denetim, gözetim aksamayacak.

 

"Ali cengiz oyunları"na fırsat verilmeyecek.

 

AK Parti kritik durumların partisidir.

 

Saha bilgilerini çok iyi analiz eder.

 

Tespit, teşhis mekanizmaları çok kuvvetlidir.

 

Yeter ki tedavi sürecinde aksamalar olmasın.

 

Yılların tecrübeli siyasetçisi, siyasetin her aşamasında hakkını veren…

 

Cemil Çiçek, tedavi süreciyle ilgili bakın ne diyor:

 

“Partinin MR'ı çekiliyor. Nerede kireçlenme var? Organ zaafı var veya yok. Sonra da gereği yapılacak...”

 

     ***

 

Seçimden ikinci parti çıkmanın vebali…

 

Adayların üzerine yıkılmamalı.

 

Bunun ötesinde çok önemli faktörler var.

 

Bu faktörleri iki ana eksende analiz edebiliriz.

 

İlki sistematik, diğeri de konjonktürel faktörler.

 

Sistematik problemlerin başında;

 

Kan ve ruh kaybı geliyor.

 

Özellikle de kibir en önemli etken…

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vakarını…

 

Gönüllere girme samimiyetini,

 

Alt kademeler tam olarak yansıtamadı…

 

“Kötü bir özentiye, taklide çevirdiler” eleştirileri,

 

“AK Partililer kibir abidesine dönüştüler” algısı,

 

Mağduriyetlerini unuttular, mağrur oldular” iddiası,

 

“Halktan koptular, başka bir dünyadalar” tezviratları…

 

“Söz verdiler yerine getirmediler” yakınmaları,

 

“Tantana, şaşaa… İsraf diz boyu ” söylemi,

 

Toplumun bazı kesimlerinde karşılık buldu.

 

Konjonktürel problemlere gelince;

 

Enflasyondan kaynaklanan hayat pahalılığı,

 

Piyasaların yeterince kontrol altına alınamaması

 

Emeklilerin, dar gelirlilerin feryadı…

 

Mülakat uygulamasına neşter vurulamaması,,

 

Staj mağdurlarına yeşil ışık yakılamaması,

 

Daha birçok çözüm bekleyen mesele…

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan;

 

Bunların hepsinin farkında…

 

Aksaklıkları giderecek,

 

İşleri yoluna koyacaktır.

 

Belli bir süre sonra;

 

İstikrarlı, huzurlu günler yeniden gelecektir.

 

Şimdi sadece zamana ihtiyaç var.

 

Seçim gecesi balkon konuşması…

 

Bunun işaretini taşıyor zaten.

 

Erdoğan’ın sözlerini hatırlatalım yeniden isterseniz:

 

“31 Mart bizim için bir bitiş değil aslında bir dönüm noktasıdır. Milletin sandıkta verdiği mesajları en isabetli, en objektif şekilde akıl ve vicdan terazimizde tartarak gerekli adımları mutlaka atacağız...”

 

 

BİR ZİYARETİN ANATOMİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ziyareti;

 

Diplomatik, siyasi, ticari, stratejik yönden,

 

Bölge ülkeleriyle, egemen güçler için…

 

Önemli mesajlarla dolu kritik bir ziyaretti.

 

Bizim de davetli olduğumuz ziyareti…

 

Birkaç başlıkta değerlendirebiliriz.

 

İlki; Bölge ülkelerinin geleceği kendi elindedir.

 

Dış güçlerin müdahalesine itibar edilmemelidir.

 

Huzur, istikrar ve güven ancak bu sayede gelir.

 

İkincisi; Kalkınma Yolu projesi bölgenin istikbalidir.

 

Ülkelerin refahına katkı sağlayacaktır.

 

Asya’dan Avrupa’ya uzanan ticari yol,

 

Kazan-Kazan anlayışının bir ürünüdür.

 

Üçüncüsü de; İklim değişiklikleri, kuraklık, su kıtlığı…

 

Bölgenin en önemli sorunları arasında.

 

Türkiye Irak-Suriye’ye verdiği suyu...

 

Orantılı bir şekilde akıtmayı sürdürecek.

 

Hassasiyetimizi dile getirdik.

 

     ***

 

Bağdat ile Erbil terörle mücadelede...

 

Türkiye ile paralel düşünüyor.

 

Süleymaniye ise PKK’ya yakın.

 

Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen…

 

Bafel Talabani ısrarından vazgeçmiyor. 

 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan son uyarısında;

 

"Süleymaniye PKK’ya müzahir tutumunu değiştirmezse, daha ileri yaptırımların söz konusu olacağını...’’ söylemişti.

 

Merkezî yönetimin Başbakanı Sudani samimi.

 

Lakin, Irak’taki çok başlılık sorun çıkarabilir,

 

Ortak mücadele başlamadan bitebilir.

 

Türkiye bu durumun çok farkında…

 

Gelişmeleri yakından takip ediyor.

 

Politikalarını buna göre güncelliyor.

 

 

TARİHİN SARİH HÂLİ

Meral Hanım vedalaştı gitti.

 

Müsavat Dervişoğlu geldi.

 

İyi Parti’nin başına...

 

Koray Aydın 63 oyla kaybetti.

 

Parti ikiye bölündü.

 

Dervişoğlu seçildi fakat…

 

Meral Hanım’ın da gölgesi yapıştı.

 

Üzerinden atması kolay değil.

 

Partiye hâkimiyeti çok zor.

 

Akan kanı durdurabilecek mi?

 

Kaçışları engelleyebilecek mi?

 

Parçalanmaya ivme mi kazandıracak?

 

Meral Hanım;

 

Hatalarıyla, zikzaklarıyla, hırçınlığıyla,

 

Geleceğin rotasını belirlemişti zaten…

 

Hatırlayacaksınız sözlerini;

 

"Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız!"

 

Tarihçi olmasına rağmen…

 

Tarih yazamadı ama tarih oldu.

 

Ne diyelim siyasetin cilvesi!?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe 1 Mayıs 2024 16:58

Millet, meclisinde bölücü görmek istemiyor. Bedelli askerlik ise kanayan bir yaradır.

Mehmet durmuş30 Nisan 2024 05:16

Ticarette düşen kalkıyorda. Siyasette maalesef düştümü kalkılmıyor.