Açık havaya çıkarayım mı?

A -
A +
Bir kimse anlatıyor:
Hazret-i Dâvud'un “rahmetullahi aleyh” hastalandığını duyup ziyâretine gittim.
Hava çok sıcaktı...
Baktım, Kur’ân-ı kerîmden “cehennem ateşi” geçen bir âyet-i kerîmeyi tekrar tekrar okuyor ve gözyaşı döküyordu!
Yanına yaklaştım.
Ve kendisine; “Seni açık havaya çıkarayım mı?” dedim.
Cevâben; “Hayır istemem, ben ölürsem cenâzemi şu duvarın arkasına gömün” dedi.
Merak etmiştim...
“Niçin?” dedim.
Cevâben; “Sağlığımda uzletteydim. Ölünce de uzlette olmak, kimsenin görmediği bir yerde yatmak istiyorum” buyurdu.
● ● ●
Bir gün kelime-i tevhîdin fazîletine dâir çok şeyler anlatıp "Bu hususta çok hadîs-i şerîf var" dedi.
Cemaat ricâ ettiler;
"Birini söyleseniz."
Büyük velî; "Peygamber Efendimiz ‘Bir kimse inanarak Lâ ilâhe illallah derse, muhakkak cennete girer’ buyuruyor" dedi.
● ● ●
Bir sohbette, cemaatten biri; "Evliyâlar kerâmet gösterir. Bu zât ise göstermiyor. Acabâ nedendir?" diye düşündü...
Bu, ona malum oldu.
Ve o kimseye dönüp;
"Kerâmet şart değildir, mühim de değildir. Mühim olan; İslâmiyete tam uymaktır ve asıl kerâmet de budur" buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.