Yıllar geçti acı geçmedi

nbsp;"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 17 Ağustos depreminin ardından 15 yıl geçmesine rağmen yakınlarının cenazelerini bulamayanlar Gölcük'teki isimsiz mezarları ziyaret ediyor. Kimlikleri belirsiz 107 mezar ile cesetleri bulunamayan 21 kişi için dikilen fidanların yer aldığı kabristana gelen depremzedeler, kaybettiği yakınlarını bulmak için dua ediyor. Kimi aileler ise evlatlarının hâlâ yaşadığı umuduyla onları aramaya devam ediyor.
"Bazı aileler kayıplarını hâlâ arıyor" diyen Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, "Depremden 10-11 günde sonra cesetlerimizi bulduğumuz oldu. Ailemden de vardı. 'Cesetlerini bulduk' diye sevinmiştik o zamanlar. Hiç olmazsa mezarları olacaktı. İşte burada bir kısmının mezarı da yok. Nerede oldukları belli değil" şeklinde konuştu.
Depremin ardından 15 yıl geçmesine rağmen, acıların dinmediğini belirten Ellibeş, "Depremde kaybolan insanların bulunamaması bir muamma. Bazı binalarda yangın çıktı, bir kısmı yanmış olabilir. Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında parçalanan cesetler de olabilir. Nihayetinde bir gerçek var, cesetleri ailelerince aranan ama bulunamayan insanlar var. Bazı aileler kayıplarını hâlâ arıyor. Bir kısmı da umudunu kesmiş, yitirmiş vaziyette yüce Rabbi'ne dua ediyor" ifadelerini kullandı.

nbsp;

Kabristanda, kimlikleri belirsiz 107 mezar ile cesetleri bulunamayan 21 kişi için dikilen fidanlar yer alıyor.

4 YIL SONRA BULDU nbsp;
Gölcük'teki depremde kaybettiği yakınlarının mezarlarını arayanların umudu da Emine Cebeci oldu. 1999 yılındaki depremde enkaz altından kurtarılan ancak hastanede hayatını kaybeden oğlunun cansız bedenini dört yıl sonra bulan Emine Cebeci, "Enkazda oğlumla beraberdim, bana devamlı 'hakkını helal et' diyordu. Onu benden önce çıkardılar. 'GATA'ya sevk edildi' dediler, oraya gittiğimde oğlumu bulamadım" dedi. nbsp;Depremde bir ayağı sakat kalan Emine Cebeci, "Dört sene çocuğumu aradım. Sağ yolladım sağ bulacağım diye, ne emniyeti kaldı ne morgları ne akıl hastaneleri. Türkiye'yi dolaştım, sonunda kimsesizler mezarlığında DNA testi sayesinde evladımın mezarına ulaştım" diye konuştu.

nbsp;

Sorumlulara karşı açtığı dava 14 yıldır sürüyor
17 Ağustos'ta beton bloklar arasında boynu yan yatmış fotoğrafıyla depremin "sembol kızı" olan 33 yaşındaki Ömür Kınay, akademisyen olmaya hazırlanırken, 14 yıldır süren davasının tamamlanması için uğraşıyor. nbsp;Enkazda yanı başındaki annesini kaybeden Ömür Kınay, tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına rağmen yılmadı ve üniversite, ardından da yüksek lisansı derece ile bitirdi. Hayatı dolu dolu yaşayan Kınay, şimdi de doktora yapmaya hazırlanıyor. Engelli olmasına rağmen hayata asla küsmediğini dile getiren Kınay, "İngilizce öğrenmek için İngiltere'ye gittim ve 18 ay Brighton kentine kaldım. Yüksek lisansım yeni bitti. Şimdi doktoraya hazırlanıyorum. Akademisyen olmak için sınavlara girdim. Şimdi onun sonuçlarını bekliyorum" dedi. Depremin ardından bazı depremzedelerle açtıkları davanın 3 yıl önce zaman aşımından kapandığını belirten Kınay, şu bilgileri verdi: "Şahsi olarak sorumlular hakkında açtığım ve 14 yıldır devam eden bir davam var. 2002'te Şişli Etfal Hastanesi'nde kurula girip, yüzde 45 engelli raporu almıştım ama mahkeme hâlâ bunu kabul etmiyor. Bekliyoruz, sonucu ne olacak bilmiyorum." nbsp;

nbsp;

BU FOTOĞRAFLA TANINMIŞTI
Erkan Işık, çadır kentte dönemin ABD Başkanı Clinton'un burnunu sıkarak dünya kamuoyunun gündemine oturmuştu.

nbsp;

O ARTIK BÜYÜDÜ
Depremin Erkan Bebeği AKUT'la hayat kurtaracak
Marmara Depremi'nde, 7 aylıkken ABD Eski Başkanı Bill Clinton'un burnunu sıkıp kamuoyunun gündemine oturan 16 yaşındaki Erkan Işık, Arama Kurtarma Derneği'nin (AKUT) en genç üyesi oldu. Depremin simgesi haline geldiği için sorumluluk taşıdığını, bu yüzden AKUT'a üye olarak, afetlerde hayat kurtarmak istediğini söyleyen Işık, "Allah göstermesin, ülkemizde olacak herhangi bir tabiî afette elimden gelenin fazlasını yaparak, insanların hayatını kurtarmak için AKUT'a üye oldum. Burada abilerim ne yapıyorsa ben de örnek alarak onu yapacağım" ifadelerini kullandı. Clinton'la yaşadığı hatıranın kendisi için önemli olduğunu belirten Erkan Işık, "Kendimi şanslı ve özel hissediyorum" dedi.

nbsp;

Marmara Denizi'nde korkutan hareketlilik
17 Ağustos Marmara Depremi'nin 15'inci yıl dönümünde Bursa'da düzenlenen panele katılan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Günay Çiftçi, Marmara Denizi'nde yaptıkları sismik araştırmalar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çiftçi, "Yaklaşık 150 kilometrelik fayda metan, hidrokarbon ve gaz hidrat çıkışının tespit ettik. Derinliği 20 kilometre olan fayın ne zaman kırılacağını bugünkü teknolojiyle söylemek mümkün değil. Depremi hiçbir zaman unutmamalıyız" dedi.