Yerli Kaşif'ten müthiş başarı: ABD'den alınan kitleri solladı

TÜBİTAK SAGE’nin Kaşif entegreli HGK-84 mühimmatı ile hedefini başarılı bir şekilde vurduğu anlara dair görüntüler kamuoyuyla paylaşıldı. Peki HGK nedir? Ne işe yarar?

HGK yani hassas güdüm kitlerinin ne işe yaradığını anlamadan Kaşif’i anlamak mümkün değil aslında. HGK’ya entegre edilen KÂŞİF, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen askeri özelliklere sahip Küresel Konumlama Sistemi alıcısı.
F-16 savaş uçaklarına entegrasyonu ve kalifikasyonu tamamlanan güdüm kitleri ile mühimmat hedefini 40 bin ft irtifada, 25 km menzilden 6 metre hassasiyetle vurabiliyor.

Dünyada sınırlı sayıda ülke tarafından geliştirilen Hassas Güdüm Kiti, ayrıca çok da uygun maliyetle üretiliyor.
Türkiye’nin güdüm kiti üretiminin başlangıcına baktığımızda ise, ABD’den temin edilen JDAM kitlerinin yurt içi imkanlar ile karşılanması amacıyla yola çıkılıyor. 2010’lu yıllarda JDAM ile yerli HGK’ları kullanılmaya başlanıyor.

YERLİ KİT ÜRETİMİNİN ÖNEMİ

Peki neden ABD üretimi JDAM yerine, yerli Kit üretimine geçilmek istendi?
En önemli nedenlerin başında zaten JDAM’ların ABD’den temin edilmesi vardı.
ABD’ye olan bağlılığın her konuda Türkiye’yi rahatsız etmesi ve maliyetlerin çok yüksek olması yerli hassas güdüm kitlerinin üretilmesine olanak sağladı.
Bu noktada Türkiye, ilk ürünleri hızlıca ortaya çıkarmak için küresel konumlama sistemi alıcısı, aletsel navigasyon sistemi gibi bileşen noktasındaki ürünleri yurt dışından aldı. Bunlar da ABD’den gelen ürünlerdi.
Bir sistemi komple almak yerine bir kısmını üretmek isteyen ülkeler, bazı kritik parçaları halen yurt dışından alabilir. Buna ülkemiz de dahil.
Ancak bu konunun önemini anlayan yabancı firmalar yüksek fiyat çekiyor, ülkeler arasında pürüzler yaşanırsa, tabiri caizse kafası atarsa şirket daha az sayıda sistem satıyor veya direkt olarak satışı kesebiliyor.
Türkiye bunları ön görerek, daha önce yaşadığı ambargolardan da çıkarılabilecek en iyi dersi çıkararak HGK ve diğer güdümlü mühimmatlar için alt bileşenlerin yerlileştirilmesi sürecine başladı.

DİKKAT ÇEKEN 3 ÖNEMLİ BİLEŞEN

Bu noktada TÜBİTAK SAGE’nin üç önemli bileşen öne çıkıyor.
Kaşif Küresel Konumlama Sistemi Alıcısı, ATLAS Ataletsel Ölçüm Birimi ve askeri sistemler için küresel konumlama sistemi anteni olarak bildiğimiz SAGE-KONUM-01.
Geçtiğimiz gün test atışında tam isabet başarısı gösteren KAŞİF'i inceleyen uzmanlar, KAŞİF'e entegre edilen kitin ABD'nin kitlerini büyük bir farkla geçtiğini belirtti. HGK-82 ile 2021 yılında gerçekleşen bir test ise dönüm noktalarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Bu testte 40 bin feet irtifadan bırakılan HGK-82’nin hedefini sadece 93 santimetrelik bir CEP değerinden vurduğu görüldü. üç kritik yerli bileşen de bu testte kullanıldı ayrıca.

Bu ürünler, SİHA’dan atılabilen mühimmatlara da ekleniyor.Bu sebeple ihraç potansiyeli de çok yüksek.
Bu pencereden bakıldığında Kaşif ve Atlas gibi SAGE imzalı bileşenlerin çeşitli platformlarla başka ülkelere satılabilme ihtimali çok yüksek.
Geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK SAGE’nin geliştirdiği Kanatlı güdüm kiti, Azerbaycan’ın Su-25 uçağına entegre edildi ve testleri yapıldı.
Bugüne kadar ihraç edilen TB2 ve ANKA gibi SİHA’larımızda bu mühimmatlar kullanılamıyordu sebebi ise ağır olmasından kaynaklı.
Ancak AKSUNGUR ve AKINCI ile Hassas güdüm kiti be kanatlı güdüm kiti gibi mühimmatların ihracatı da mümkün hale geliyor. Tabii ki bu ihracatlar, Kaşif veya Atlas gibi bileşenler ile gerçekleştirilebilir.

Ancak her şeyden önemlisi ise; ABD ya da başka bileşen üreticileri, Türkiye’yi satacağı ülke konusunda sınırlandıramayacak ve ambargo uygulayamayacak olması. Bu sebeple SAGE imzalı alt bileşenleri önümüzdeki dönemlerde çok daha sık duyacakmışız gibi görünüyor.
Milli imkanlarla geliştirilen sistemin ABD’den alınan kitlerden daha iyi sonuçlar verdiği de yapılan testlerden sonra fark edildi.
Kaşif entegreli mühimmatın hedefi tam isabetle vurması da, aslında Ankara için kritik bir virajın daha dönüldüğü anlamına geliyor.