Yaş mağdurları: Balyozcular bizden şanslı

Çok sayıda generalin mahkûm edildiği Balyoz kararıyla ilgili tartışmalar sürerken bir zamanlar hiçbir mahkeme kararı olmadan ordudan atılan YAŞ mağdurlarından ilginç bir çıkış geldi. Tabip Yüzbaşı iken 1997 yılında Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla TSK'dan uzaklaştırılan
Dr. Ufuk Özaydın, "Balyoz davasında mahkûm olanların kimlikleri ve silahları alınacak, rütbeleri sökülecek denildiği zaman ben onların hepsinin ne yaşadığını çok iyi anlıyorum. Ama onların benden bir farkları var. Onlar bir şeyle suçlandılar, mahkemeye çıktılar, kendilerini savundular. En azından bir mahkeme kararıyla ordudan ayrıldılar. Bizi ise hiçbir mahkemeye çıkarmadan, hiçbir şekilde ihtar ve ikaz etmeden, sadece disiplinsizlik suçuyla askeriyeden attılar. Onlar geriye baktıklarında bize yapılan haksızlığın kendilerine yapılandan çok daha ağır olduğunu mutlaka görüyorlardır" dedi.

##tgvideo##

BİZİ DARBEYE ENGEL OLARAK GÖRDÜLER
Erzurum Mareşal Çakmak Asker Hastanesi'nde çok başarılı bir cerrah iken ordudan atıldığını anlatan Özaydın, şöyle konuştu: "Biz ordudan atılırken bize hiçbir sebep söylenmedi. Araştırdığım zaman disiplinsizlik adı altında ordudan uzaklaştırıldığımızı öğrendim. Ben 21 sene askerlik yaptım. Bu süre içerisinde bir kere ihtar almadım, bir kere mahkemeye çıkmadım. Bu nasıl bir disiplinsizlik. Benim eşim de doktordu, ama başı bağlı değildi. Bunlar bir darbe yaparlarsa kendilerine engel olmayalım diye bizi tasfiye ettiler. Yoksa sadece eşi bağlı olanı, namaz kılanı atmadılar."

YÜZLERCE AMELİYAT YAPIYORDUM
Özaydın yıllar sonra YAŞ mağdurları için çıkarılan 6191 sayılı kanun kapsamında kıdemli albay rütbesinde emekli oldu. Yıllar önce kendisinden alınan silahını ve askeri kimliğini geri aldı. Özaydın yaşadıklarını anlatırken özellikle devletine olan borcuna dikkat çekerek şunları söylüyor: "Benim emekliliğe henüz 6 yılım vardı. Beni ordudan atmasalardı 6 sene daha devlete olan borcumu ödeyecektim. Ama bana bu hizmet imkânını vermediler. Oysa başka arkadaşlar özel hastanelerde daha fazla para kazanmak için kendilerini ordudan attırıyorlardı. Ben ise emekli olana kadar askeriye'de doktorluk yapmak istedim. Bana bir maaş veriyorlardı. Ben yüzlerce ameliyat yapıyordum. TSK'dan ayrıldıktan sonra bir süre daha devlet hastanesinde çalışarak devlete olan borcumu ödedim."

EMEKLİLİK HAKKIMA 16 GÜN KALA ATILDIM
Emekli Astsubay Reşat Fidan ise "Bunlar bir darbeye yeltendiler, yapsalardı ülke kan gölüne dönecekti. Ama başaramadılar. 28 Şubat sürecinde olası bir darbede önlerine çıkacak olan isimleri tasfiye ettiler. Belgeye dayalı bir şekilde dava yapıldı. Yoksa hâkim ve savcıların belge olmadan general olmuş birilerini tutuklamaları mümkün değil" dedi.
20 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hizmet ettikten sonra YAŞ kararıyla uzaklaştırılan Fidan, "Benim emeklilik dilekçemi vermeme 16 gün vardı. Benim dosyam özel kurye ile Ankara'ya gönderilerek YAŞ'a yetiştirildi. Tugay komutanım 'bu asker çalışkandır kalsın' demesine rağmen gönderildim. Ben ayrıldığım yıl tugayın kozmik kontrol bürosunun saklandığı büronun sorumlusuydum. Bütün subay ve astsubayların şahsi dosyalarının olduğu yerdeydim. Başarısız bir asker olsaydım böyle hassas bir yerin sorumlusu olamazdım" diye konuştu. Fidan, 6191 sayılı kanundan sonra özlük haklarının tamamını, yeşil pasaport, askeri kimlik ve silahını aldı. nbsp;