Yargıtay'dan çiftleri ilgilendiren karar: Özel hayatın gizliliği evlilikle son bulmaz

YEŞİM ERASLAN

İzmir Karşıyaka’da oturan bir kadın, yedi aydır ayrı yaşadığı ve boşanma aşamasında olduğu kocasının her gittiği yeri bilmesinden şüphelendi. Takip edildiğini düşünen kadın, cep telefonunu kurcaladı, arkadaşlarını sorguladı ancak bir sonuca varamadı. Bir gün mülkiyeti konusunda anlaşmazlık yaşadıkları arabanın torpidosunun altında kayıt cihazı ile GPS buldu. Hemen savcılığa gidip kocasından şikâyetçi oldu. Suçlamayı reddeden koca “Bir taşıma şirketinde müdürlük yapıyorum. Firmamızın anlaşmalı olduğu benzin istasyonları var. İndirimlerden yararlanabilmek için taşıt tanıma sistemi taktırmıştım. Şirket uygulaması gereği de araç GPS ile takip ediliyor. Ayrıca araba bana ait. Ses ve görüntü cihazından ise haberim yok” şeklinde savunma yaptı. Tarafları dinleyen Cumhuriyet Başsavcılığı “Müşteki ile şüpheli hâlâ evli gözüküyor. O yüzden özel hayat söz konusu olamaz” diyerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Kadın buna itiraz etti ancak Karşıyaka 2. Sulh Ceza Hâkimliği reddetti. 

Dosya üzerinde eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle konu bu defa Yargıtay’ın gündemine geldi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, ret hükmünü bozdu. Daire, kararının gerekçesini şöyle açıkladı: Özel hayat, kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil. Herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen olaylar da özel hayattır. Ayrıca özel hayatın gizliliği evlilikle tamamen ortadan kalkmaz. Tarafların evli olması, eşlerin hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleyebileceği ve denetleyebileceği şeklinde yorumlanamaz.