Ümit Fırat: PKK'ya silahı Öcalan bıraktırır

Bu yıl 28.'si düzenlenen Abant Platformu toplantısına katılan Kürt siyasetçi ve yazar Ümit Fırat, yeni İmralı sürecini değerlendirdi. Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Büyük Abant Oteli'ndeki toplantıya katılan Fırat, oturumun ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Terörün sona ermesi gayesiyle başlatılan sürece değinen Fırat, ''Bugüne kadar yapılmış çalışmaların en olumlusu, en üst seviyelisi olarak adlandırabiliriz. Daha önce devlet içindeki bazı odaklar, (Öcalan'la görüşmeye) bir takım ajanlarını gönderiyorlardı. Yetkisiz ve sorumluluğu olmayan subayların oralara gidip geldiğini duyuyorduk. Bunlar Abdullah Öcalan'ın duruşmalarında da ortaya çıktı. İmralı'dayken de 1999 yılında görüşmeler yapılmış. Bundan dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in haberi yok. Bir takım devlet içinde kümelenmiş, kendilerini devletin sahibi olarak gören birileri gitmiş, bazı görüşmeler yapmışlar, bazı mutabakatlara varmışlar'' dedi. Özellikle ''Oslo sürecinin'' önemli bir aşama olduğunu dile getiren Ümit Fırat, şunları söyledi: ''Bu gizliydi, bunu, deşifre olduktan sonra öğrendik. Zaten süreç bitmişti. Bu kez doğrudan doğruya Abdullah Öcalan'la görüştüler. Örgütünü ikna etmesi gereken insan da Abdullah Öcalan'dır. Devletin yetkilileri, PKK'nın her kanadıyla ayrı ayrı görüşüp ayrı ayrı müzakere metni hazırlamaya çalışmıyor. Yani Abdullah Öcalan, onların da her zaman 'bizi o temsil ediyor' dediği için dikkate alınan kişidir.'' Terör örgütü PKK'ya silah bırakmasını söyleyebilecek tek kişinin Abdullah Öcalan olduğunu iddia eden Fırat, ''PKK'ya, ya da savaşan örgüte de, 'Bu işi bitirelim' diyecek tek kişi, Öcalan'dır. İkinci insan çıkıp örgüte 'bu işi bitirin' deme şansına sahip değil. Bunun Abdullah Öcalan tarafından söyleneceğini öğrendik. Ayrıca, savaş bitince hemen barış olmuyor. Bunu inşa etmek lazım. İnsanlara güveni vermek gerekiyor'' diye konuştu. Avusturya Innsbruck Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hans Köchler ise, dünya üzerindeki dinamiklerin artık değişmeye başladığını ifade etti. İkinci dünya savaşı sonrasında bölgedeki dinamikler değiştiğini anlatarak, durumun daha çok doğu - batı ikili güçler dengesine döndüğünü bildirdi. Gazeteci-Yazar Yavuz Baydar da Türkiye'nin Orta Doğu'da ekonomik ve yumuşak güç olması gerektiğini belirterek, aksi takdirde Kürtleri kazanamayacağını savundu. Baydar, Kürtlerin Irak'ta ve Suriye'deki gelişmelerden sonra birden bire önem kazandığını dile getirdi.