Toplumun geleceği tehdit altında! Diziler, kadına şiddeti ve ayrımcılığı tahrik ediyor

Editör:
- Güncelleme:
Toplumun geleceği tehdit altında! Diziler, kadına şiddeti ve ayrımcılığı tahrik ediyor
Gündem Haberleri

'Şiddet' konusunda çiftlere tavsiyelerde bulunan Aile Danışmanı Şafak Esen, toplumda ‘kocamdır, döver de sever de’ anlayışının yaygın olduğunu belirterek "Pek çok kadın, gördüğü şiddeti normal olarak düşünüyor. Bu algıyı kırmak şart" dedi. Esen, "Diziler, kadına şiddeti ve ayrımcılığı tahrik ediyor. Reyting yerine ‘toplum sağlığı’ kaygısı ön planda olmalı" ifadelerini kullandı.

ESMA ALTIN'IN HABERİ

Kadına yönelik şiddet, yüzyıllardır var olan küresel bir sorun olarak toplumun geleceğini tehdit ediyor. Buna karşı birçok platform, STK ve hükümetin ilgili kurumları çeşitli çalışmalar yürütüyor ancak çalışmalar şiddeti önlemede yeterli olmuyor. Aile Danışmanı Şafak Esen, şiddetin ortadan kalkması için sorunun kökenine inmek gerektiğini söyledi.

Esen, “Pek çok kadın gördüğü şiddetin normal olduğunu düşünüyor. ‘Kocamdır, döver de, sever de’ anlayışı toplumda yaygın bir algı. Bu algıyı kırmak ve kadınlar arasında farkındalık oluşturmak şart” dedi.

"CEZA VE KINAMA TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL"

Şiddete karşı sadece ceza ya da kınamanın tek başına yeterli olmadığını söyleyen Şafak Esen, “Sadece kınamak, pasif kalmak bir süre sonra bilinçte ve duyguda duyarsızlığa sebep oluyor. Öze inmeden ve bu konuyla ilgili tavır koymadan, yüzeyin arınmasını beklemek nafile bir çaba. Kadına yönelik şiddete karşı başarılı olmak için ilgili aktörlerin desteği önemli. Bunun yolu da aile için iletişimin ne denli önemli olduğundan geçiyor” ifadelerini kullandı.

Toplumun geleceği tehdit altında! Diziler, kadına şiddeti ve ayrımcılığı tahrik ediyor

"REYTİNG KAYGISI YERİNE TOPLUM SAĞLIĞI KAYGISI ÖN PLANDA OLMALI"

Özellikle dizi ve filmler üzerinden çokça işlenen şiddet unsurunun oluşturduğu toplumsal soruna dikkat çeken Esen, şöyle devam etti:

"Şiddeti sadece fiziksel olarak düşünmemek gerekiyor. Duygusal ve ruhsal şiddet de inanılmaz fazla işleniyor. Hem gündüz kuşağı programlarında hem de dizi ve filmlerde direkt ya da endirekt işlenen talihsiz bir tema. Dijital platformlar da cabası. İşlenen temalar yüzünden kişiler, kadına ve savunmasız gördüğü tüm canlılara dilediği kötülüğü yapmayı hak görüyor ve özeniyor. Olumsuz örnekler iç acıtacak kadar fazla ne yazık ki. Sorumluluk bilinci yayın yasaklarının da önünde olmalı.

Şiddetin her türlüsünü destekleyici yapımlar yerine tepki veren, sağlıklı iletişim ve ilişkiye özendiren içerikler olmalı. TV ve benzeri platformların toplum üstündeki gücü yadsınamaz. Kadına yönelik şiddete karşı toplumsal empati duygusunun oluşması ve gelişmesi için çevrede yaşanan olumsuz olaylara sessiz kalınmamalı, olaylara duyarlı olunmalı ve bilinçli davranış sergilenmeli. Farkındalığı destekleyici içerikler, projeler ve senaryolar oluşturulmalı. Reyting kaygısı yerine, ‘Toplum Sağlığı’ kaygısı ön planda olmalı. Kadın eksenli TV programlarındaki baskın unsur olan cinsellik, ihanet, aldatma, çok eşlilik, vs. olağanlaştırılıyor. Reyting kaygılı kurgular intihar timi gibi. Bu programlar, kadına şiddeti ve ayrımcılığı tahrik ediyor."

"OKULLARDA EĞİTİM KAPSAMINA ALINMALI"

Kadına yönelik şiddetin okullarda eğitime dahil edilmesi gerektiğini de söyleyen Şafak Esen, “Eğitim önce ailede başlar. Çocuk aileyi rol model alır, aile bireylerinin yaptıklarını örnekler ve yapar. Sonra çeperin dışına çıkar. Okul ve yakın çevre de çocuğun davranış ve düşünce biçimini etkileyen önemli alanlardır. Haliyle okullarda saldırganlık, şiddet ve zorbalığa karşı bilinçlendirme eğitimleri mutlaka verilmeli. Ayrıca çocuklara yönelik mahremiyet eğitimi de olmalı. Çünkü şiddetler arasında cinsel şiddet de ön sıralarda yer alıyor. Kız çocukları kadar erkek çocuklarına da bu tür tehdit ve tehlikeleri anlatmak, bilinçlendirmek gerekir. Çeşitli disiplinlerle, en doğru şekilde, atölye ve drama çalışmalarıyla çocuklarda farkındalık oluşturmada yarar var. Üzerinde titizlikle durulması gereken konulardan biri de şiddete, istismara maruz kalmış çocuğun sınıf ortamında ya da medyada deşifre edilmemesi” diye konuştu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...