Sultan Abdülhamid Han yâd ediliyor

Düzenleyen:
Sultan Abdülhamid Han yâd ediliyor

GÜNDEM Haberleri

Osmanlı Devleti'nin zor dönemlerinde 33 yıl tahtta kalan Sultan 2. Abdülhamid, vefatının 103. yılında dualarla yâd ediliyor.

Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid Han, vefatının 103. yıl dönümünde Çemberlitaş'ta bulunan kabri başında dualarla anıldı. 
Osmanlı Devleti'nin 34. Padişahı Sultan 2. Abdülhamid Han, vefatının 103. yılında Sultanahmet Çemberlitaş’taki türbesi başında dualarla anıldı. İstanbul Valiliği tarafından düzenlenen anma törenine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nuh Köroğlu, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, İstanbul Müftüsü Mehmet Emin Maşalı, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz katıldı. Anma törenine korona virüs tedbirleri nedeniyle sınırlı sayıda kişi yer aldı. 
Türbede, Sultan 2. Abdülhamid Han ve diğer medfun bulunanlar için İstanbul Müftüsü Mehmet Emin Maşalı tarafından Kur'an-ı Kerim okundu ve dua edildi. Daha sonra Beyoğlu Belediye Başkanı Yıldız da Kur’an-ı Kerim okudu. 
Protokolün anmasının ardından bazı vatandaşlar 2. Abdülhamid Han’ın türbesini ziyaret etti.

Sultan Abdülhamid Han yâd ediliyor

Cennetmekan Abdülhamid Han'ın vefatının sene-i devriyesinde bir açıklama yapan yazarımız Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil "Kendi milletimizden satın aldıklarıyla devletimizi yıktılar. O yüce hakanı tahttan alaşağı ettiler. Bugünü anlamak, devletimizi güçlü kılmak için Abdülhamid Han'ın doğru bir şekilde tanınması gerekiyor" dedi. Tarihçi Mustafa Armağan da "Sultan Abdülhamid'i bir yalan dağının altından çıkarmak ve bu noktaya getirmek için üç nesil ter döktü. Sultanımızı ite kopuğa yedirmedik, feriştahı gelse yine de yedirmeyeceğiz" şeklinde mesaj paylaştı.

Sultan Abdülhamid Han, 21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul’da doğdu.
Henüz 10 yaşındayken annesini veremden kaybetti. Babası Sultan Abdülmecid de 1861'de 38 yaşında vefat etti.
Meşruti bir yönetim kurmak isteyen devlet adamı ve idarecilerin Sultan Abdülaziz ile 5. Murad'ı tahttan indirmelerinden sonra 2. Abdülhamid, 31 Ağustos 1876'da 34. Osmanlı padişahı olarak tahta çıktı.
Göreve geldikten kısa süre sonra 23 Aralık 1876'da Osmanlı Devleti'nin ilk anayasası olan Kanun-i Esasi ilan edildi.
Sultan 2. Abdülhamid, tahta çıktığında içeride olduğu gibi dışarıda da birçok sorunla karşı karşıya kaldı. 
31 Mart 1877'de Ruslar'ın tekliflerini kapsayan Londra Protokolü, Sultan 2. Abdülhamid'in isteğiyle mecliste görüşülüp reddedilince Rusya, 24 Nisan 1877'de (93 Harbi) Osmanlı Devleti'ne resmen savaş ilan etti.
Gazi Osman Paşa'nın Plevne'de, Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın da doğudaki başarıları savaşın genel gidişini durduramadı, Türk orduları cephelerden çekilmeye başladı. Onların ardından on binlerce Müslüman-Türk muhacir de İstanbul'a ve Anadolu'ya göç etmek zorunda kaldı. Sultan 2. Abdülhamid, anayasanın kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak, 13 Şubat 1878'de Meclis-i Mebusan'ı süresiz olarak tatil etti. Fakat meşrutiyet ve anayasadan vazgeçtiğine dair hiçbir beyanda bulunmadı. Savaşın sonunda Rusya ile 3 Mart 1878'de ağır koşullar içeren Ayastefanos Antlaşması imzalandı.
İslam dünyası ile bağlarını güçlendirmeye çalışan ve bunu temel bir siyaset haline getiren 2. Abdülhamid Han, Almanya'dan aldığı destekle 1888'de Haydarpaşa-İzmit demir yolu hattını Ankara'ya kadar uzattı. 1902'de Ankara'yı Bağdat'a bağlayacak hattın yapımı için de Almanlarla anlaştı. 2. Abdülhamid'in en başarılı yönü dış politikaydı. Dış politikada temel amaç, imparatorluğun barış içinde yaşamasını sağlamaktı. 2. Abdülhamid, Avrupa devletlerinin Türkiye üzerinde birbiriyle çatışan çıkar ve ihtiraslarından faydalandı. Bu sebeple dış politikası, devletler arası ilişkilerde yeni şartlar oluştukça değişti. Hiçbir devletle devamlı anlaşmaya girmedi. Büyük devletleri mümkün olduğu kadar birbirlerinden ayırabilmek için çeşitli diplomatik faaliyetlere girişti.

Halifelik sıfatını Osmanlı padişahları arasında en çok kullanan 2. Abdülhamid oldu. Güney Afrika ve Japonya gibi uzak ülkelere din alimleri göndererek İslamiyet'in oralarda da yayılması için çalıştı ve sömürgeci devletlere karşı mücadele etti. Şam'dan Mekke'ye kadar uzanan Hicaz demir yolunu inşa ettirdi.
Sultan 2. Abdülhamid'in direttiği ve kısmen başarıya ulaştığı önemli konulardan biri de Filistin meselesi idi. Filistin'de bir Yahudi devleti kurmak isteyen Siyonistler, 2. Abdülhamid'e başvurdular ve devletin dış borçlarını temizleyeceklerini bildirdiler. Padişah bu para tekliflerini kabul etmediği gibi, Yahudilerin çeşitli yollarla Filistin'e gelip yerleşmelerine engel olacak bazı önlemler de aldı.
Balkanlarda yaşanan olaylar sonrası Türk subayları padişahı Kanun-i Esasi'yi ilan etmeye zorladı. 2. Abdülhamid, 23 Temmuz 1908'de anayasayı tekrar yürürlüğe koyduğunu ilan etti. 
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Meclisi'ne üye gönderilmesine engel olmak için 5 Ekim 1908'de Bosna-Hersek'i işgal etti. Aynı gün Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. Bir gün sonra da Girit, Yunanistan ile birleştiğini açıkladı.
Rumi takvime göre 31 Mart'ta (13 Nisan 1909) İstanbul'da ayaklanma patlak verdi. İstanbul'daki olaylar 11 gün kanlı bir şekilde devam etti. Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'nun 23-24 Nisan 1909 gecesi İstanbul'a girmesinden sonra ayaklanma bastırıldı.
2. Abdülhamid, kendisine sadık olan Birinci Ordu ile Hareket Ordusu'na karşı konulması hususunda yapılan teklifleri kabul etmeyerek, Müslümanların halifesi olduğunu ve Müslüman'ı Müslüman'a kırdıramayacağını söyledi.
27 Nisan 1909'da Said Paşa'nın başkanlığındaki Meclis-i Umumi-i Milli, 2. Abdülhamid'in hilafet ve saltanatının sona erdirilmesine karar verdi. Bir Türk, bir Ermeni, bir Yahudi ve bir de Arnavut'tan oluşan parlamento heyeti Yıldız Sarayı'na giderek Sultan Abdülhamid'e tahttan indirildiğini tebliğ etti.
Sultan 2. Abdülhamid, tahtından indirildiği gece aile ve görevlilerden oluşan 38 kişi ile Sirkeci'den özel bir trenle Selanik'e götürüldü. Selanik'te Alatini Köşkü'ne yerleştirilen 2. Abdülhamid, düşman kuvvetlerin Selanik'e yaklaşması üzerine İstanbul'a getirilerek Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirildi, hayatının son yıllarını burada geçirdi. 10 Şubat 1918 Pazar günü vefat eden 2. Abdülhamid'in cenazesi özel törenle Divanyolu'ndaki II. Mahmud Türbesi'ne defnedildi.

Eğitim, sağlık ve askeri alanlarda önemli adımlar atıldı
Sultan 2. Abdülhamid döneminde eğitim, bayındırlık ve tarım alanında da önemli adımlar atıldı. 1876-1908 yılları arasında iptidailer 200'den 4-5 bine, sübyan mektepleri 10 bine, rüştiyeler 250'den 600'e, idadiler 5'ten 104'e ve bugünkü öğretmen yetiştiren yüksek okul olan Darülmuallimin sayısı ise 32'ye yükseltildi. Ayrıca tarım, maliye, hukuk, baytar, ticaret, ziraat ve daha birçok alanda çok sayıda meslek yüksekokulları açtı. 
Spor dallarının gerçek anlamda çeşitlenmesi, toplumsal bir eğlence kültürü halini alması ve bunların bilimsel anlamda öğrenilmesine yönelik icraatlar da Sultan 2. Abdülhamid döneminde gerçekleşti. Ayrıca bugün Türk futbolunun üç büyük takımı Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş da Sultan Abdülhamid'in saltanat yıllarında kuruldu.
2. Abdülhamid ayrıca, başta İstanbul olmak üzere imparatorluğun çeşitli şehirlerinin önemli fotoğraflarını içeren çok değerli albümler koleksiyonu hazırlattı.
Haydarpaşa Tıbbiyesi ve kendi parasıyla yaptırdığı Şişli Etfal Hastanesi ile bir kısım masraflarını şahsi kesesinden karşıladığı Darülaceze, onun sağlık ve sosyal yardım alanlarında attığı önemli adımlardan oldu.
Ticaret, ziraat ve sanayi odaları da yine Sultan 2. Abdülhamid zamanında açıldı. Çeşitli şehirlerde atlı ve elektrikli tramvaylar, düzenli rıhtımlar yapıldı. Hicaz ve Basra'ya kadar telgraf hatları çekildi. Tahta çıkışının 25. yıldönümü anısına birçok şehre saat kulesi yaptırdı.
Sultan 2. Abdülhamid döneminde askeri rüştiyeler ve idadilerin sayısı artırıldı. Ordu yeni silahlarla teçhiz edildi. Hukuk alanında da önemli adımlar atıldı. Ceza usulü ve ticaret usulü kanunları çıkarıldı. Batı örneklerine göre polis teşkilatı yeniden düzenlendi.
Batı müziğinden, opera ve tiyatrodan da hoşlanan 2. Abdülhamid, sarayın masraflarını azami derecede kıstı, saray hayatından uzak sade bir hayat yaşadı.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...