Son Dakika...Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan önemli açıklamalar

Düzenleyen:
Son Dakika...Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan önemli açıklamalar

GÜNDEM Haberleri

Dışişleri Bakanı Bakan Çavuşoğlu, gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. Bakan Çavuşoğlu, son dönemde Yunanistan'ın gerginliği tırmandıran eylemlerine ilişkin de açıklamalar yaptı ve Miçotakis'in sözlerine "Ne zaman nereye gideceğinize biz karar veririz" şeklinde tepki gösterdi. F-16 süreci ile ilgili "Türkiye’ye verilecek F-16’ların, ABD ve NATO için de önemli olduğu vurgulanıyor" dedi.

SON DAKİKA HABERİ: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, Miçotakis'in Fransa'da srf ettiği "Adalarımıza gece geleceklerini söyleyenleri, gün ışığında bekliyoruz" sözlerine tepki gösterdi. "Nereye ne zaman gideceğimize biz karar veririz" ifadelerini kullandı şeklinde tepki gösterdi. F-16 süreci ile ilgili "Türkiye’ye verilecek F-16’ların, ABD ve NATO için de önemli olduğu vurgulanıyor" dedi. 

SORU: Büyükelçiler Kararnamesinde son durum nedir? 

Yeni Büyükelçiler kararname taslağı hazır. Sayın Cumhurbaşkanımıza arzedeceğiz. Kapsamlı bir kararname olacak.

SORU: Ukrayna’da Türk şirketlerine yönelik internette yayınlanan yaptırım çağrısı hakkında bakanlık girişimde bulunmuştu, bir geri dönüş oldu mu?

Ukrayna tarafından başlatılan bu kampanyanın sadece Türk firmalarına yönelik olduğuna ilişkin bir algı oluşturuldu. Sadece Türk firmalarına yönelik değil. ABD ve AB ülkeleri gibi Rusya ile bağlantılı ve iş yapan pek çok ülkenin şirketlerini de buna eklemişler. Bu listede 18 binden fazla kişi ve şirket yer alıyor. Bizi ilgilendiren kendi firmalarımız. Hem Kiev hem de Ankara’da girişimlerde bulunduk. İzahat istedik. Üzerinde çalışıyoruz.

SORU: Yunanistan tarafından konjonktür olarak son günlerdeki tavrı ve tacizi neye bağlıyorsunuz? Önümüzdeki dönemde BM genel kurulunda Yunanistan ile temas ihtimali var mı?

Planlanmış bir görüşme yok. Böyle bir girişim de yok. Yunanistan’ın esas rahatsızlığı Türkiye’nin son zamanlarda çok önemli bir aktör olması. Önce Libya ile  Deniz Yetki Alanları Anlaşmamızı imzaladık. Arkasından kıta sahanlığımızın batı sınırlarını belirledik. Buraya bir buçuk yıldır hiçbir gemiyi sokmadık. Bunlara, Yunanistan’ın, Rum kesiminin, üçüncü ülkelerin gemileri de dahil. 9 defa bunu delme girişiminde bulundular. Bu girişimlerin hepsini diplomatik çaba ve sahadaki tedbirlerle engelledik.

Diğer taraftan Türkiye özellikle Ukrayna ve Kafkasya konularında,  Balkanlarda her yerde attığı adımlarla çok gözde bir ülke oldu. Herkesin yüzünü döndüğü bir ülke oldu. Gıda güvenliği, enerji güvenliği konusunda da yine önemli bir ülke haline geldi. Bu Kovid’le başladı aslında. Güvenli bir tedarik merkezi oldu. Sonuç olarak Türkiye’nin uluslararası arenadaki görünürlüğü ve başarıları Yunanistan’ı çıldırtıyor. Ayrıca Yunanistan bu nedenle Türkiye’yi kışkırtmak da istiyor. İşte tacizler, kilit atmalar bunun örneği. Bir de, Yunanistan Türkiye’nin yaptırımlara katılmamasını ve dolayısıyla turistlerin Türkiye’ye gelmesi gibi konuları da sürekli gündeme getiriyor. Belli ki bundan da çok rahatsız olmuşlar. Buna benzer ucuz hesaplar yapıyorlar. Yunanistan’ın attığı adımları buna bağlıyoruz.

SORU: BM Genel Kurulu marjında ABD ile bir görüşme olacak mı?

Şu anda planlanmış bir görüşme yok. Bu olmayacağı anlamına gelmez. Değişik toplantılarda bir araya geleceğiz, ortak toplantılarımız var ama gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın Biden’la, gerekse benim Blinken’la ikili bir görüşme planlamamız yok. Sonuç itibariyle şu anda ABD yetkilileriyle planlanmış bir görüşme yok.

SORU: Miçotakis’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ansızın gelebiliriz açıklamalarına cevaben gün ışığında bekliyoruz ifadeleri?

Biz, o sözlere cevap vermeye bile gerek duymuyoruz. Nereye ne zaman gideceğimize biz karar veririz.

İsveç Finlandiya ve Türkiye arasında görüşmelerden bir netice çıktı mı? Görüştüğüm diplomatik kaynaklar teröristlerin iadesi noktasında herhangi bir adım atmayacaklarını, bunu da kaynak olarak ülkelerinde terörist bulundurmadıklarına dayandırıyorlar bu bağlamda bir gelişme bekliyor musunuz?

Seçim öncesi açıklamaları fazla dikkate almamak lazım. Finlandiya’da yapılan üçlü toplantıdaki görüşmelerde şu ortaya çıktı: o güne kadar ve bugüne kadar henüz somut bir adım atılmadı. Bu iki ülke tarafından atılan somut bir adım yok. Önümüzdeki dönemde adım atacaklarını taahhüt ettiler.

Kendileri de aslında henüz bir adım atılmadığını kabul ediyorlar. Aynı zamanda mutabakat zaptına bağlı kaldıklarını ve kalacaklarını söylüyorlar. Ama söylemeleri önemli değil, uygulama önemli.

Şimdi İsveç’te seçim oldu. Seçim öncesi bir adım atmalarını beklemiyorduk zaten. Seçimden sonra kurulacak hükümet gerekli adımları atmalıdır. Atmadıkları sürece bu anlaşmanın Meclis tarafından onaylanmayacağını biliyorlar.

Bizim için bir zaman baskısı yok. Tabii bu ülkelerin teröristlerin iadesi, terörist faaliyetlerin engellenmesi dahil yükümlülüklerini yerine getirmeleri terörle mücadele bakımından önemli. Ne kadar erken adım atarlarsa o kadar iyi olur ama NATO üyelikleri konusunda bizim üzerimizde herhangi bir zaman baskısı olmadığını vurgulamalıyım. Hangi ülkelerin NATO üyeliklerini onayladıklarını sürekli gündeme getiriyorlar. O da bizim üzerimizde herhangi bir baskı oluşturmaz. Bir mutabakat zaptı var. Net yükümlülükleri var. Bunların yerine getirilmesi lazım. Yasa değişikliği ise, yasa değişikliği yapacaklar. Mevcut yasalarımız buna elvermiyor denmesin. Bunu da zaten anlaşmanın içinde koyduk. Kendileri teklif ettiler yasa değişikliğini. Henüz daha adım atmadılar. Hükümet kurulduktan sonra hangi adımları atacaklar.Bunu yakından takip edeceğiz.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanımız yarın Özbekistan’a gidiyor. Semerkant’ta Putin ile de görüşmesi olacak. Şanhay işbirliği teşkilatı zirvesi çok kritik. Türkiye’nin üyeliği gündeme gelir mi ya da Türkiye üyeliğe sıcak bakar mı?

Bizim Şanhay İşbirliği Teşkilatı’nda Diyalog Ortaklığı statümüz var. Azerbaycan’ın da öyle. Türk Devletleri içinde üye olanlar da var, olmayanlar da var. Biz bu Diyalog Ortaklığı statüsü kapsamında özel konuk olarak davet edildik. Sonuçta bu bölge ile de ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Üyelik konusunda verilmiş bir karar yok. Bir davet de yok o yüzden varsayım üzerine yorum yapmak istemem.

SORU: Kraliçenin cenazesine kim katılacak?

Türkiye’yi temsilen ben katılacağım. Ardından BM Genel Kurulu için New York’a geçeceğim. Daha sonra da 27 Eylül’de Japonya’da eski Başbakan Abe için düzenlenecek resmî cenaze törenine katılacağım.  

SORU:Yunanistan’da ABD üsleri 9’a ulaştı. ayrıca GKRK’de de israil tarafından demir kubbe konuşlandırıldığı haberi var, hava savunma sistemi konuşlandırdı.

Bu, tamamen asparagas bir haber.  İsrail de yalanladı.

SORU: Türkiye’yi çevreleme durumu sözkonusu. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarından… Sayın Milli Savunma Bakanının da benzer açıklamaları oldu. “gaza gelmeyin” diyorlar aslında. “gaza gelip başkalarının söylemleri ile provokasyonlar yapmayın” diyorlar. neden yunanistan gaza getiriliyor bu süreçte? ve Türkiye BM’ye daha önce göndermediği mektupları gönderdi.

Biz benzer mektupları ilk defa göndermiyoruz. Daha önce de bu şekilde  mektuplar gönderdik. Yunanistan propagandalarına ve maksimalist taleplerine cevap verecek şekilde -Meis adası, Sevilla haritası saçmalıkları dahil- BM Güvenlik Konseyi Daimi üyelerine, AB üyesi ülkelere, NATO üyesi ülkelere daha önce de çok sayıda mektup gönderdik.

SORU: Rus petrolünün Yunanistan üzerinden AB’ye gönderildiğine ilişkin haberler de gördük. Türkiye’nin bu konudaki tutumu nedir. yunanistan, Türkiye’yi bu konuda eleştirirken…

Tipik Yunanistan ikiyüzlülüğü, bir taraftan yaptırımlara katılmıyor diye her toplantıda Türkiye’yi şikâyet ediyor, diğer taraftan da bu yaptırımların bypass edilmesine aracı oluyor. Zaten biz de bunu ifşa ettik.

Her platformda da dile getiriyoruz. Biz açık konuşuyoruz, biz yaptırımlara katılmayacağız diyoruz ama üzerimizden yaptırımların bypass edilmesine de izin vermeyeceğiz diyoruz. Nitekim vermiyoruz. Montrö’yü uyguluyoruz. Suriye’ye gidecek askeri uçaklara hava sahamızı kapattık. Net bir şekilde, Ukrayna’nın tahılının Rusya tarafından bize satılmasına izin vermeyeceğimizi söylüyoruz. Hatta takip sistemini teknik bir arıza dışında kapatan gemilerin bile Türk limanlarına yanaşmasına izin vermeyeceğiz diyoruz. Ama Yunanistan bir taraftan böyle konuşuyor bir taraftan yaptırımların bypass edilmesine aracı oluyor.

SORU: Türkiye bir süredir ABD’den F-16 satışıyla ilgili görüşmelerde bulunuyor. Sık sık Senato’dan farklı açıklamalar geliyor “Türkiye Yunanistan’a karşı, YPG’ye karşı kullanmasın” diye. bu konuda bir değerlendirmeniz olur mu?

bir de geçtiğimiz günlerde ırak’ta sivillere yönelik bir saldırı gerçekleşmiş, türkiye’yi suçlayan açıklamalar yapılmıştı. o sürece ilişkin bir gelişme oldu mu? yoksa kaldı mı?

IRAK SORUSUNA CEVABEN: O süreçle ilgili bizim teklifimiz ortada. Herhangi bir cevap gelmedi, bir gelişme de olmadı. Irak şu anda daha çok kendi iç karışıklığına odaklanmış durumda. Biz, her zaman bu konularda şeffaf bir ülkeyiz. Keşke, bizimle en baştan istişarede bulunsalardı. İçinde bulundukları ortam nedeniyle Türkiye’yi eleştirmeyi tercih ettiler. Gerek IKBY, gerekse Bağdat, diğer bazı siyasi partiler de buna katıldılar. Şu anda herhangi bir gelişme olmadı. Belki önümüzdeki süreçte bazı görüşmeler olabilir.

F-16 SORUSUNA CEVABEN: Diğer sorunuz F-16’larla ilgili, siyasi düzeyde ve teknik düzeyde herhangi bir sorun yok. Yani askerlerimiz arasında yapılan görüşmelerde herhangi bir problem yok. Türkiye’ye verilecek F-16’ların, ABD ve NATO için de önemli olduğu vurgulanıyor, altı çiziliyor. Keza, siyasi taraftan da, Amerika yönetimi de aynı şeyi söylüyor. Kongre’ye bir soruya cevap olarak yazdığı mektupta da Dışişleri Bakanlığı bunu vurguladı. Ama bazı Kongre üyelerinden çatlak sesler çıkıyor. Önemli siyasi liderlerden de yönetimin ve askeri kanadın görüşüne yakın demeçler duyuyoruz. Lindsey Graham gibi, Türkiye ve NATO’ya önem veren, önemli siyasetçilerden de destek geliyor. Ama biz Amerikan yönetimine de şunu söyledik. Arkadaşlarımız da gidiyor. Milletvekillerimiz, Büyükelçiliğimiz de orada, Kongre üyeleriyle görüşmelerde, temaslarda bulunuyorlar. Aynı şekilde kendi lobi şirketlerimiz de her zaman olduğu gibi bu konuda çalışmalar yapıyor ama esas olarak Kongre’yi yönlendirecek olan Amerikan yönetimi. Ayrıca, Amerika bir seçim arifesinde. Kasım’da kritik bir seçim olacak ve Kongre’de hem Senato kanadında hem de Temsilciler Meclisi kanadında, dengeler değişebilir. Önceden nasıl bir sonuç çıkacağını kestirmek doğru olmaz, mümkün de değil. Seçimler öncesinde buna benzer konular, diasporaların oyunu almak bakımından da gündeme getirilebilir.

SORU: Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’in Tahıl Koridoru Koordinatörü ile görüştünüz. görüşmeye dair detay verebilir misiniz? Rus tahılının ve gübresinin koridordan geçmesiyle ilgili bir bilgi var mı?

Her şeyden önce şu anda görünürde sorunsuz devam eden bir süreç var. Biliyorsunuz, tahıl anlaşması 4 aylık bir anlaşma ve 19 Kasım’da bitiyor. Toplantıda, bunun uzatılması ve süreçte aksaklık var mı yok mu bunları değerlendirdik. Savaşan iki tarafın, insani konu olsa bile, her gün her saat anlaşması da mümkün değil ama şu ana kadar Türkiye ve BM, bu süreci iyi yönetiyor, onu söylemek isterim. Tabii kendilerini de tebrik ettik, çabalarından dolayı teşekkür ettik. Bu ülkeden ayrılan gemilerin ürünleri nereye taşıdıkları, nerelere gittikleri konularında Rusya’nın da bazı serzenişleri oldu. Tahıl “ihtiyaç sahibi fakir ülkelere değil de zengin ülkelere gidiyor” diye. Bunu biz gözden geçirdik, ne kadar ve nereye gidiyor diye, hangi ülkelere yüzde kaçı gidiyor, Afrika’ya ne kadar gidiyor, bunların hepsini hep gözden geçirdik. Tabii, gübre ihracatı da önemli. Tarım ülkelerinin ciddi bir gübre ihtiyacı var, Türkiye’nin de ihtiyacı var ve gübre fiyatları çok yükseldi. Bu anlaşmanın uygulamaya girmesinin ardından, tahıl ürünleri fiyatları 2008’den bu yana en büyük düşüşü yaşadı. BM Gıda ve Tarım Teşkilatı’na (FAO) göre tahıl fiyatlarında Temmuz ayında %11 düşüş oldu. Bu ciddi bir düşüş.

Diğer taraftan Rusya’nın ihraç ettiği ürünler yaptırıma dahil değil ama, daha önce de söylediğimiz gibi, gemilerin limanlardan servis alması, ya da yanaşabilmesi, sigorta ve bankacılık gibi kısıtlamalar, ambargolar var. Her ne kadar açıklamalar yapılsa da, özellikle Rusya bu konuda şikayette bulununca, Blinken ve BMGS Guterres’le telefonla temas ettim. Daha sonra Blinken’ın da, Amerikan yönetiminin de, açıklaması oldu, Genel Sekreterin de. Fakat bu açıklamalara rağmen, Rus tahılını taşımakta tereddüt eden gemi ve taşımacılık şirketleri var, ama herhangi bir engel yok. Yani şu anda Rusya da ürünlerini ihraç edebilir.

SORU: Türkiye-Suriye diplomasi görüşmeleri hangi aşamaya geldi?

Bizim Astana Formatı, Anayasa Komitesi ve diğer konularda zaten masa etrafında görüşmelerimiz devam ediyor. Rejimle muhalifler arasında güven arttırıcı adımlar, yani esir takası, rehine takası gibi konularda da Astana formatı çerçevesinde arabuluculuk yapıyoruz. Onun dışında ikili düzeyde herhangi bir siyasi görüşme yok. Biraz önce de söylediğim gibi istihbarat düzeyinde görüşmeler devam ediyor.

SORU: Sayın Bakanım benim sorum tahılla alakalı ama bizim anlaşmamız değil. Romanya ve Polonya bir anlaşma üzerinde çalıştıklarını açıkladılar. hatta Fransa da geçtiğimiz günlerde bunu ben de imzalarım dedi. bu tahıl anlaşması ne kadar “feasible” yani ne kadar uygulanabilir?

Şimdi arkadaşlar zaten şu anda da karayoluyla da Ukrayna tahılının ihracatı devam ediyor. Biz Lviv’e giderken Ukrayna Polonya sınırında Ukrayna tarafına geçtikten sonra TIR kuyruğuna şöyle bir baktım. Nereden baksanız en az 30 km’lik bir kuyruk var. Bunların hepsi ürün taşıyor. Çoğu da tahıl. Ama özellikle ray sistemi, genişlik bakımından farklı olduğu için,  Ukrayna ile Avrupa arasında demiryoluyla taşımacılık fazla gerçekleştirilemiyor. Sonuçta alternatif arayış içinde olmak son derece doğaldır. Mantıklıdır ve sağlıklıdır. Yani diyelim ki bu Anlaşma herhangi bir sebepten dolayı durdu. Olur da Rusya çekildim der. Ukrayna çekildim der. Diğer taraftan karayoluyla taşıma devam edecektir. Zaten Romanya üzerinden de bir taşıma sözkonusu, ama o da sınırlı. İmkanlar sınırlı bu imkanları genişletme çalışmaları doğaldır. Biz Türkiye olarak da Ukrayna ürünlerinin bu şekilde değişik piyasalara ulaşabilmesi için alternatiflerin olmasını da sağlıklı buluyoruz. Doğru buluyoruz.

SORU: Beşar Esad iki ülkenin yakınlaşması için Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye ve Suriye ilişkilerinin bu koşulda gerçekleşeceğini söyledi.  bu konu ile ilgili bir gelişme var mı?

O doğru ve gerçekçi bir açıklama değil. Neden gerçekçi bir açıklama değil. Bugün biz o topraklardan çekilirsek oralara rejim hakim olamaz. Terör örgütleri hakim olur. Bu bizim için de risk, rejim için de risk. Yani Suriye için risk aslında. Ayrıca ciddi bir göç baskısıyla karşı karşıya kalırız. Şimdi bu konuyu sürekli gündeme getiriyorlar. Belgrad’da ayaküstü yemek öncesi diğer bakanlarla beraber yaptığımız kısa görüşmede de rejimin Dışişleri Bakanı bu konuyu gündeme getirdi. Ben de kendisine şunu söyledim: Sizin Suriye’de istikrarı sağlayabilmeniz için önce iç uzlaşının olması gerekiyor. Teröristleri bir kenara bırakın. Anayasa konusunda muhaliflerle uzlaşarak adım atın, ülkeyi seçime götürün. Biz her zaman söylüyoruz, Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Ama şu anda biz olmadığımız zaman bize yönelik çok ciddi tehdit oluşacak ortamlar hayat bulur.

SORU: Vize sorunu kapsamında AB ülkelerinin büyükelçilerinin bakanlığa davet edileceğini belirtmiştiniz. bu konuda bir gelişme var mıdır?

Tatilde olan Büyükelçiler vardı, onların dönmesini bekliyoruz. Bu ay içinde New York BM Genel Kurulu sonrasında olur. Arkadaşlar burada, Batı ülkelerinin, sadece AB değil, Büyükelçilerini bir araya getirecekler, gerekli uyarılarımızı yapacağız. Bazı ülkeler vize sürecini hızlandırmaya başladılar. Bazı ülkelerde sorunlar devam ediyor. Vize mağduriyetlerine ilişkin ABD, Almanya dahil diğer birçok ülkeyle ilgili çeşitli örnekler var. İş insanlarımız var, doktorlarımız var… Şimdi bir fuar var, oraya gidiyorsunuz davetlisiniz, başvuruyu yaparken de söylüyorsunuz bu fuara gideceğim diye, fuar tarihinin sonrasına randevu veriyorlar. Olacak iş değil. Bir önemli akademisyenimiz, bazen doktor olabiliyor, bazen tarihçi, herhangi biri de olabilir, bir sempozyuma, bir foruma, bir konferansa davet ediliyor, randevu tarihi o konferansın sonrasına veriliyor. Gitme sebebi de belli. Bu kadar açık, absürd örnekler var. Bunu bir düzene sokmamız lazım. Bu böyle gitmez. Daha önceki görüşmelerimizde Alman Dışişleri Bakanının yanında Büyükelçisi de vardı, söyledim, yine AB Temsilcisine de söyledik Ankara’da. Yine Blinken’a da söylediğimizde yanında Büyükelçi Flake de vardı. ABD yine hızlandırdı son zamanlarda gelen bilgilere göre, ama halen yetersiz ve bunun artık çözülmesi gerekiyor.

SORU: Ermenistan ile normalleşme görüşmelerine ilişkin, normalleşme özel temsilcisi, bir sonraki görüşmenin Ankara’da veya Erivan’da olabileceğini söylemişti. bu konudaki yorumunuz ne olur?

Biz bunu ilk görüşmeden sonra teklif ettik aslında. İlk görüşme Moskova’da oldu. O görüşmeden sonra ikinci ülkelere gitmemize gerek yok, artık Türkiye veya Ermenistan’da olsun dedik. Hangi ilde, hangi şehirde olacağı da önemli değil. Fakat Ermenistan buna hazır olmadığını söyledi. Toplamda dört görüşme oldu. Bu konularda Ermenistan çekingen davranıyor, üzerimizde baskı var diyor. Olabilir de.

Ama şu son Azerbaycan ile gelişmeler bizim canımızı tabiatıyla sıktı. Ermenistan’ın bu provokasyonları sonlandırması gerekiyor. Bizim Ermenistanla görüşmelerimiz ikili düzeyde devam ediyor ancak kendilerine bunun, Azerbaycan’dan bağımsız bir şekilde devam etmeyeceğini söylüyoruz. Biz böyle söylediğimiz zaman da rahatsız olduklarını belirtiyorlarmış. Ama bu gerçek. Bizim Azerbaycan’dan bağımsız şekilde adım atmamız mümkün değil. Gerçekçi de değil.  Azerbaycan ile bizim aramızdaki ilişkiler bir yana, Azerbaycan ile Ermenistan arasında bu gerilimler devam ederken Güney Kafkasya’da istikrardan nasıl söz edilebilir. Şimdi anlaşmalar imzalandı, işte Zengezur vs. diğer projeler, Ermenistan’ın da çok yararına olacak projeler, buna bile “koridor” demeyin gibi bir sürü bahaneler buluyorlar. Brüksel’de tekrar bu konuları hayata geçireceklerini teyit ettiler, Aliyev ile Paşinyan’ın görüşmeleri oldu. Sonuçta biz Güney Kafkasya’nın istikrarı için samimiyiz. Ermenistan daha samimi olursa, gelişmeler olabilir.  

SORU: Cumhurbaşkanının bir gece ansızın gelebiliriz söylemlerine yönelik eleştiriler oldu. özellikle Kılıçdaroğlu tarafında “Davetiye mi göndersinler şeklinde eleştiriler geldi. bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sakarya Muharebesi’nin nerede olduğunu bilmeyenlerin sorularına cevap vermeyi doğru bulmuyorum. Bizde öyle bir muhalefet var ki haklı olduğumuz durumda bile, başta Ukrayna savaşı dahil olmak üzere, her konuda ülkeyi, Türkiye’yi suçlayıcı şeyler söyleyebiliyor.

SORU: Mısır ile normalleşme süreci yavaş ilerliyor. Önümüzdeki süreç nasıl olur?

Olumsuz bir şey yok ama olumlu somut adım da yok. Uluslararası platformlarda birbirimize karşı çıkmama prensipleri vs. bunlar devam ediyor. Olumsuz bir durum yok. Mısır’da bir kabine değişikliği oldu. Mısır kendi iç dinamiklerine odaklandı.

SORU: Açılış konumasında BAE, SA, Mısır, İsrail ile daha somut adımlar atıldığını söylemiştiniz. bu somut gelişmeler nelerdir?

Mesela SA ile son 4 ayda ticaretimiz yüzde 115 arttı. Okullarımız tekrar açıldı. 7 tane okul vardı biliyorsunuz. Ve birçok alanda olumlu adımlar atıldı. Aynı şey BAE için de geçerli. İsrail ile karşılıklı Büyükelçilerin atanma aşamasına geldik, sivil havacılık anlaşması yaptık. İsrail hava yolları uçuşlarına Ekim’de başlayacak.  Öte yandan Filistin konusunda da özellikle Ramazan ayında Cumhurbaşkanımızın Herzog’u araması ile Mescid-i Aksa’ya Müslüman olmayanları sokmama kararı alındı. Geçmişte olan bir uygulamaydı. Ama Netanyahu zamanında bu uygulamayı maalesef askıya almışlardı. Yani Filistin’le ilgili Filistinlilerin bize ilettiği konuları biz İsrail tarafına aktarıyoruz. Bazı konularda adımlar da atıldı. Gerek Ramallah ile yapılan görüşmeler gerek Cumhurbaşkanımızın, biliyorsunuz Abbas’ı misafir etti, o yaptığı görüşmelerden sonra Filistinlilerin bize ilettiği konuları da İsraillilere aktarıyoruz. Yani hem ikili konularda hem bölgesel konularda somut adımlar atılıyor. 


 

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...