Soma'da her evde ayrı bir dram... Herkes gitti acı kaldı

Facia sonrası acının kalbi Soma'ya koşanlar bir bir ilçeyi terk ediyor... Geride yüreği yananlar ve hatıralar kalıyor!
Manisa'nın Soma ilçesinde salı günü Soma Kömür İşletmeleri AŞ'ye ait kömür ocağında meydana gelen facia, ardında 301 ölü ile boynu bükük yüzlerce dul ve yetim bıraktı. Madenden çıkarılan son şehitler de dün defnedildi. Felaket bölgesinden herkes çekildi. Protokol, gazeteciler, kurtarma ekipleri normal faaliyetlerine dönmek üzere evlerine gitti. Ancak Soma'da, Savaştepe'de, Kınık'ta, Tavşanlı'da yetimler acılarıyla baş başa kaldı. Acının merkez üssü Soma'da giriş çıkışlar yine kontrol altında. 39 işçinin defnedildiği Madenci Şehitliği ziyaretçilerle dolup taşıyor.
Kimi doğacak bebeğini bekliyordu, kimi başını sokacağı evini tamamlamanın hayalini kuruyordu, kimi ise "Bi' emekli olayım, bu işi bırakacağım" diye yakınıyordu.
Özlemlerini, hayallerini ve sevdiklerini geride bırakarak gittiler. Babalarını cinayet gibi bir kazaya kurban veren çocukların çoğu ne olduğunun farkında bile değil. Geçen yıl Zonguldak Kozlu'da meydana gelen patlamada ölen 8 işçinin ailesinin anlattıkları Soma faciasının yetim bıraktığı çocukların yaşayacakları hakkında insanı fikir sahibi yapıyor.
Muharrem Aslan o kazada ölenlerden biriydi. Eşi Çiğdem Aslan, yıllar geçse de acının dinmeyeceğini şöyle anlatıyor: "3 çocuğum var. Pedagoga giden çocuklardan biri "annem sokağa çıkınca onu da kaybederim" diye korktuğunu söyledi. Bir çocuğun psikolojisi nasıl anlatılır bilmiyorum. Küçük oğlum 4 yaşındaki Mustafa Rıza, bazen 'babam cennete gitti' diyor. Kızım da aynı durumda. 12 yaşındaki oğlum Muhammet Can'ı ise arkadaşıyla konuşurken 'Biz babamın mezarına gidiyoruz, annem azcık mezarını açsa göreceğim babamı' dediğini duydum. Ben daha ne diyebilirim, içimdekileri nasıl anlatırım?"
Aynı kazada ölen Ahmet Şeker'in eşi Arzu Şeker'ın anlattıkları Çiğdem Aslan'ın söylediklerinden farklı değil: "Soma ile acımız tazelendi. Eşimin öldüğünü çocuklarıma uzun süre anlatamadım. 'Babamı isterim' diye çok ağladı. Yapılacak şey değil ama oyuncak alıp onunla avutmaya bile çalıştık ama oyuncak nedir ki?"
MEZARLIK DOLUP TAŞIYOR
Türkiye'nin 16. büyük felaketini yaşayan Soma'ya Türkiye'nin dört bir yanından ziyaretçi geliyor. Getirdikleri çiçek, atkı, testileri mezarlığa koyanlar, maden şehitleri için dua etmeyi sürdürüyor.
SIĞINMA ODASI ÜRETİM İÇİN YIKILMIŞ
Soma'da sağ kurtulan İzmirli Tekin Şahan "İşçilerimiz zehirlenerek hayatını kaybetti. Maden ocağında revir denilen yerde sığınma odası vardı, fakat üretim maksadıyla burasını kullanılamaz hale getirdiler" iddiasında bulundu.
![]() |
Madenden son çıkarılanlar arasında yer alan Murat Avcı, dün defnedildi. Kardeşi Suat Avcı, ağabeyinin mezarının başında gözyaşı döktü. Bu sırada çekilen fotoğraf İstiklal Marşımızda geçen "Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda" mısrasını akıllara getirdi.
![]() |
Soma faciasında hayatını kaybeden Nihat Kayrak'ın küçük kızı Sümeyra (6), ayaklarını pencereden sarkıtarak olan bitenden habersiz taziyeye gelenleri seyretti.
EN ACI KADER ORTAKLIĞI
Yetim doğacaklar
İzmir'in Kınık ilçesinin Köseler Mahallesi, Soma faciasında 14 madencisini şehit verdi. Ahmet Şen ve Nihat Kayrak onlardan ikisiydi. Acı, bu iki hemşeriyi kader ortağı yaptı. İkisinin de birer kızı vardı. İkisi de bebek bekliyordu. Selda Şen 4 aylık, Şerife Kayrak ise 2 aylık hamileydi. Şimdi ikisinin de bebeği babasız doğacak. Selda Şen "Oğlum olacağı için çok seviniyordu. Görmeden öldü" diyerek gözyaşı döktü.
Nihat Kayrak ise ikinci defa baba olacağının haberini almış bir gün sonra da işe gitmişti. Annesi Kezban Kayrak "Çok mutlu olmuştu. Ama bir daha dönemedi. O gün eşinin hamile olduğunu öğrenmeseydi, bir çocuğu daha olacağını bilmeden gidecekti" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
29 yaşındaki İsmail Coşkun da gelecek ay ikinci defa baba olacaktı. Çok sevinçliydi. 5 gün önce "Berkay" ismini koymayı düşündüğü bebeğinin biberon ve bezini almıştı. Ancak o mutlu günü göremedi.
![]() |
HAYALLERİ DE EVLERİ DE YARIM...
Turgut Yılmaz, ailesiyle baba evinde kalıyordu. Tek hayali, kendisine ait bir evdi... Bu hayali için her gün madene inip kazma sallıyordu. Kısa süre önce evi bitmiş, dış cephesini boyuyordu. Ama, facia onu hayattan kopardı! Arkasında gözü yaşlı bir eş, iki çocuk ve bitmemiş bir ev bıraktı...
Evleri yarım kaldı
Maden işçisi Turgut Yılmaz yıllarca bir ev hayali kurdu. Tasarruf yapmak için 5 sene babasının evinde yaşadı. Çalıştı çabaladı borca girdi köyüne küçük bir ev inşa etti. Parası yetmedi evinin sıvasının bir kısmı yarım kaldı. Yine de taşınma hazırlıkları yapıyordu. En büyük isteği 2 çocuğuyla birlikte kendi evinde yaşayabilmekti. O korkunç olaydan bir gün önce eşiyle hangi eşyaları alacaklarını bile konuşmuştu. Ancak ömrü yetmedi. Beyhan Yılmaz yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Evde tam huzur içinde yaşayacaktık ki, hayatını kaybetti. Acı içerisindeyiz. 2 çocuğumla borç içerisinde kaldım. Ne yapacağımı bilmiyorum." Anne Gülbeyaz Yılmaz da 2 torunu ve gelininin büyük sıkıntı içerisine girdiğine işaret ederek borçlarının karşılanması ve eşyalarının temin edilmesini beklediklerini söyledi.
![]() |
Beyhan Yılmaz "Kazadan bir gün önce eve hangi eşyaları alacağımızı konuşmuştuk" diye gözyaşı döktü.
![]() |
![]() |
İlk defa o olmadan çıktım
Soma faciasından kurtulan Balıkesirli Fetih Çantal (38), kardeşi Cengiz Çantal'ı kaybetti. Olayın şokunu halen üzerinden atamadığını belirten Çantal şunları anlattı: "Birden hafif bir duman hissettik. Bazen motorlardan duman geldiği için bu durumu fazla önemsemedik. Zehirli yoğunlaşmaya başlayınca olayın normal olmadığını hissettik. 'Kaçalım' dedik ama 3-5 dakika içinde her yer duman oldu. Bulunduğumuz yerden çıkış noktasına yaklaşık 50 metre vardı. O mesafeyi koşarak mı sürünerek mi gittim, hatırlamıyorum. Temiz havaya çıkınca kendime geldim. Bundan sonra bir umut kardeşimi aramaya başladık. Her zaman ocaktan çıktığımda elbisesine bakardım, çıktı mı diye. Ocakta iş kazası olur, taş düşer ölür. Yani böyle şeyler hep aklıma gelirdi. Onu görünce rahatlardım. Bu defa 6.5 saat yolunu gözledim ama maalesef cansız bedeni çıktı. Ambulans aldı gitti. Ölü mü sağ mı bilemedim. Kardeşim mi diye cenazelerin hepsine tek tek baktım." Baba Seyfettin Çantal "Allah'ım birini aldı, birini verdi. Oğlum evleneli daha 8 ay olmuştu. Bir dilim ekmek parası için, bir avuç kömür uğruna gittiler" diye gözyaşı döktü.
![]() |
Üç gündür eşinin mezarı başında...
Soma'daki faciada hayatını kaybeden işçilerden Uğur Çolak'ın eşi üç gündür kocasının mezarının başından ayrılmıyor. Madenden cenazesi ilk çıkarılan işçilerden olan evli 2 çocuk babası 26 yaşındaki Uğur Çolak'ın eşi 21 yaşındaki Duygu Çolak, bugün de kocasının kabri başında dualar etti ve yaptırdığı mezar taşını dikti. Üç gündür sabah gelip akşam yakınları ile evine dönen, 4 yıllık eşinin çocukluk aşkı olduğunu söyleyen Duygu Çolak "Biri 1, diğeri 2 yaşında iki çocuğum var. Ben Uğur'suz ne yapacağım. O benim hayatımın uğuruydu" diye konuştu.
![]() |
NÖBET TUTAN O KADIN
O patronları içeri atın!
Facianın yaşandığı madenin önünde uyumadan, yiyip içmeden günlerce eşini bekleyen Sema Korkmaz 5 gün sonra acı haberi aldı. Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın evine gitmesi için ikna ettiği Kormaz, sorumluların cezalarındırılmasını istedi Eşi Mustafa Korkmaz'ın sağ olarak kurtulmasını son ana kadar bekleyen ve bunun için bölgeye gelen Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'dan yardım isteyen Sema Korkmaz, "Eşim, 'madende bir tek önlem yok' diyordu. Her gün elinin bir yeri yarayla geliyordu. Sırtları her tarafı çizikti" diye konuştu. Eşinin kaza sonrası ocaktan sağ çıktığını ama içeride kalan arkadaşlarını kurtarmak için yeniden madene indiğini anlatan Korkmaz, "Tek istediğim var, Cumhurbaşkanı'ndan, Taner Yıldız'dan benim. O patronları içeri atsınlar" dedi. Sema Korkmaz, eşinin cenazesine fenalaştığı için katılamadığı yönünde çıkan haberlere de tepki göstererek, şunları kaydetti: "Ben dimdik ayaktaydım. Mezarını öptüm, akşam ezanından sonra vedalaştım."
![]() |
KURTULAN İŞÇİ:
Verilen gaz maskeleri küflü çıktı
"Madencilere verilen tek kullanımlık maskeler küflü çıktı, galeriye sığınan 140 işçinin çoğu boğularak can verdi."
Soma'daki faciadan son anda kurtulan maden işçisi 29 yaşındaki Emre Alaca, kendilerine verilen gaz maskelerinin küflü çıktığını iddia etti. Buldukları testerelerle hava borularını kesip, bu sayede hayata tutunduklarını söyleyen Alaca, "Sığındığımız yerde 140 kişiydik. Hava borularındaki hava yetersiz kalmaya başladıktan sonra artık gaz maskelerini açmak zorunda kaldık. O an herkes şok yaşadı, çünkü verilen maskelerin hemen hepsi küflü çıktı. Hepimiz taktık, toz geldi ağzımıza. Belki de maske küflü olduğundan ölenler de vardı" dedi. Maskelerin kontrolünün manavlardaki kantarlarla yapıldığını söyleyen Alaca, "Maskeler vardiya sonunda kilosu ölçülüp, üzerindeki çamuru silinip sağlam diye gönderiliyordu. Bu maskeleri bizim açma şansımız yok. Bu maskeler bir kullanımlıkmış. Hiçbir şey yokken maskeyi açarsan şirket senden 400 TL para kesiyor. O yüzden bu maskeleri hiç açmadık. İş güvenliği dersinde bile uygulamalı gösterilmedi, zaten o derse girmeyeli neredeyse 6 yıl oldu" diye konuştu.
![]() |
Maden faciasında eşi Zühtü Yıldırım'ı (28) kaybeden Tuğba Yıldırım, hayatının baharında dul kaldı. Henüz 20 yaşında olan Yıldırım 9 aylık bebeğine sarılarak, işçilerinin hayatını hiçe sayan patrona veryansın etti: "4 yıldır madende çalışıyordu. Borçlarımız yeni yeni bitiyordu. Eşim 50 TL için gitti. Şirketin sahibi karşımıza çıkıp bir 'başınız sağolsun' demedi. Hakkımızı helal etmiyoruz. Maden başlarına göçsün, bizim ciğerlerimizi yaktı."
![]() |
YÜZLERCE MADENCİYİ KURTARDILAR
Soma'da yaşanan facia inşallah son olur
Maden kazalarındaki arama kurtarma faaliyetlerini yürüten ve gönüllülerden oluşan Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) Tahlisiye Ekibi, Soma'daki maden faciasında 16 kişilik ekiple yüzlerce işçinin hayatını kurtardı. 5 gün boyunca hayatlarını ortaya koyan ekipte görev alan İsmail Çetin, "Bizi ayakta tutan şey, madenden bir canlı çıkarabilmek. İnşallah böyle facialar bir daha yaşanmaz ve bu da son işimiz olur" ifadelerini kullandı. İlyas Açıkgöz de, kapalı devre ocak kazalarında ilk müdahaleyi kendilerinin yaptığını belirterek, "Aradan 5 gün geçtikten sonra şehit arkadaşını kaldırmak onlara dokunmak kolay değil, çok acı... Yine de bir hayat kurtarmanın duygusunu anlatamam. İçeride canlı olduğunu düşündüğünüzde kendi canınızı unutuyorsunuz" diye konuştu.