Soma'da 432 yetim

301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciasının bilançosu geride kalan çocuklar açısından da ağır oldu. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'la AFAD'da basın toplantısı düzenleyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Soma'ya ilişkin rakamları açıkladı. Hayatını kaybeden madencilerden 255'inin evli, 46'sının ise bekar olduğunu belirten İslam şunları söyledi: "432 çocuk yetim kaldı. Bunların yaş ortalaması 10. Soma'da 236 meslek, 88 vakıf personeli görevli. Bunların içinde psikiyatristler, psikologlar, sosyal çalışmacılar, sosyologlar var. Çalışmaları AFAD bünyesindeki kriz merkezi sayesinde sürdürüyoruz."
Ailelerin tekrar ziyaret edilip, durumlarıyla ilgili detaylı tespit yapıldığını söyleyen Atalay ise "AFAD'da toplanacak yardımlar, kuruşu kuruşuna şehit ailelerinin ihtiyaçları için kalıcı şekilde değerlendirilecek" diye konuştu. Damla Peker / TÜRKİYE GAZETESİ

EVDE BİR BAŞINA KALDI
Madenci babası ölünce, Mehmet Ali'nin küçük kardeşi Emir Can'ı annesi aldı. Yetim kaldıktan sonra, bir de yıllardır birlikte yaşadığı kardeşini kaybeden Mehmet Ali, koca köy evinde yapayalnız yaşamaya başladı.

HEM BABA HEM ANNE OLMUŞ!
Oğluna yemek yapıp ölüm madenine inmiş
Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden Yüksel Cangül'den geride göz yaşartan bir dram kaldı. Altı yıl önce eşi evi terk ettiği için biri 16 diğeri 9 yaşındaki iki çocuğunu tek başına büyüten 42 yaşındaki maden işçisi, son gün çocuklarının yemeğini pişirdikten sonra madene inmiş. Kızılay ekiplerinin gıda yardımı götürdüğü Beyce köyündeki evde sadece 16 yaşındaki Mehmet Ali ve onu yalnız bırakmayan birkaç komşu ve akraba vardı. Babasını kaybetmenin şokunu üzerinden atamayan Mehmet Ali, cenaze töreninin ardından 4 gündür uyuyamıyor. Talihsiz çocuğun yaşadığı baba acısı, büyük bir travmayla gelmiş. Babasının tanınamayacak duruma gelen cenazesini Kırkağaç'ta kendisi teşhiz etmek sorunda kalmış. Hayatını kaybeden madencinin teyzesi Ayşe Cura ise yeğeninin son gününü ve Mehmet Ali'nin durumunu şöyle anlattı: "Yüksel hep çocuklarını düşünürdü. O işe gidince biri okula, diğeri komşuya gidiyordu. Son gün işe giderken iki çeşit yemek yapıp dolaba koymuş, çocuğa da 'Oğlum telefonu kurmamışın ben kurdum. Okula geç kalma' demiş. İlk günlerde yalnız kaldıklarını ifade eden Mehmet Ali de "Annem geldi hiçbir şey demedi. Bir tas çorba veren olmadı. Komşular falan kimse yoktu" diye konuştu.