Soma faciası göz göre göre gelmiş!

/ Kaynak: AA
Soma faciası göz göre göre gelmiş!

GÜNDEM Haberleri  / AA

Fezlekede güvenlik kamerası kayıtlarıyla ilgili yer verilen raporda, olaydan 2 gün önce madende uzun süreli duman yoğunluğu yaşandığının tespit edildi.

Soma'da 301 madencinin öldüğü katliam gibi kazanın ardından hazırlanan ve iddianameye dayanak olan fezlekeye kaynaklık eden bilirkişi raporları ve yazışmalar, facianın ilk gününden yaşandığı güne kadar skandalları da açığa çıkarttı.
İddianamede de yer bulacağı belirtilen bazı yazışmalara göre 301 madencinin ölümüne şu gelişmeler neden oldu: nbsp;
Soma Eynez Yeraltı Sahası için yapılan ihale, 3 bin 860 günde toplam 15 milyon ton kömür üretimi yapılmak üzere gerçekleştirildi. İhaleyi Park Teknik 27 Temmuz 2006'da kazandı. Firma 10 yıl 7 aylık süreçte 15 milyon ton kömür çıkarma taahhüdünde bulundu. Ancak 30 Eylül 2009'a kadar 852 bin ton kömür üretebildi ve Türkiye Kömür İşletmeleri'ne (TKİ) başvurarak ocakta çıkan yangınlar nedeniyle üretim yapılamadığını bildirdi. Maden TKİ oluruyla Soma Kömür İşletmeleri'ne devredildi. Bilirkişi raporunda devir nedenleri şöyle anlatıldı:


FACİA ÖNLENEBİLİRDİ
"13 Mayıs'taki kazanın önlenebilir olduğu fikri bilirkişi heyetimizde oluşmuştur. Otopsi sonuçlarına göre ölümlerin büyük kısmı CO kaynaklı karboksihemoglabin zehirlenmesi sonucunda meydana gelmiştir. Bu boyutta bir zehirlenmenin meydana gelmesini sağlayacak CO konstrasyonuna yer altı ocağın boyutlarına bakıldığında tek başına bant, ahşap tahkimat ve PVC boru yangınının neden olması olası görülmemektedir.
Olayın kaynağı U3 trafosu etrafında topuk olarak bırakılan kömürün kortrolsüz şekilde kendiliğinden yanması sonucu oluşan CO'nun temiz hava girişine ulaşması, temiz hava ile temas eden kendiliğinden yanan kömürün tam yanmaya dönüşmesi, bu yangının 4 no'lu kömür nakil bandının bulunduğu yola sirayet ederek bu bölümdeki ve 3 no'lu kömür nakil bandının bulunduğu yoldaki bant, ahşap tahkimat, PVC borular ile elektrik kablolarının tutuşması ve su ile soğutmaya çalışmaları sonucu açığa çıkan boğucu gazlardır.


SORUNLAR 13 KEZ YAŞANDI
Raporda, Park Teknik'in 7 Ekim 2009'daki sözleşme devri başvurusunda "Oluşan yangınlardan dolayı üretim yapılamaması" gerekçesini gösterdiği vurgulanarak, şirketin, ileride telafisi olmayacak problemlerle karşılaşılacağının anlaşıldığını vurguladığı bildirildi. 2007 ve 2008'de tam 13 kez benzer sorunlar yaşandığını, ısının ve gazın arttığını, buna karşı acil önlemler alındığını rapor etti. Bu durum madendeki sorunu hem Soma Kömürleri A.Ş.'nin hem de TKİ'nin bildiğini ortaya koydu.


RAPoR İSTENMEDİ
Soma Kömür İşletmeleri, işi devraldığında, sözleşme süresinden geriye 7 yıl 4 ay 18 gün kalmıştı. Çıkarılması gereken kömür miktarı 14,1 milyon tondu. Ancak yıllık 1,5 milyon tonluk üretim kapasitesine göre, şirket en fazla 10,5-11 milyon ton üretim yapabilecekti. Bu durumda Soma Kömür A.Ş.'nin öngörülen miktara ulaşmak için ek süre istemesi ya da üretimin azaltılmasını talep etmesi beklenirken, böyle bir talep gelmedi. TKİ de şirkete uyarılarda bulunmadı ve herhangi bir rapor istemedi.
Soma Kömürler, yeraltında 2 bin 500 çalışan bulundurması gerekirken 3 bin 800 madenci indirdi ve yıllık hedefin iki katını bile aştı. Mayıs 2014'te yıllık 1,5 milyon ton yerine 3,5 milyon ton çıkartıldı hedef yakalandı. Ancak bu hedefin nasıl yakalandığı ne teftişlerde ne de TKİ tarafından sorgulanmadı.


PROGRAM ÜSTÜ ÜRETİM
Rödovans sözleşmesinde yer alan, üreticinin program üstü üretiminin de TKİ tarafından kabul edileceğine yönelik madde, Soma Kömür'ün bu oranda üretim yapabilmesine de olanak sağladı. Sözleşmede, yasadaki açık hükümlere rağmen alt işverenin işçilere karşı sorumluluğu da tamamen işletmeciye bırakıldı.
TKİ ile Soma Kömür, Park Teknik'in uyarıları doğrultusunda herhangi bir ayrı rapor alınmasına gerek görmedi ve asgari güvenlik önlemlerini içeren işletme projesi rafa kaldırıldı.
Vardiyalara ait gaz ölçüm sonuçları karşılaştırıldığında bazı vardiyalara ait gaz ölçüm sonuçlarının önceki vardiya sonuçlarının sayfalarından kopya çekildiği görüldü.
Raporda 427 kodlu karbonmonoksit sensöründen 22 Nisan, 13 Mayıs tarihine kadar kayıt alınamadığı, bazı karbonmonoksit sensörlerinden de anlamlı sonuçlar alınamadığı, bunların kalibrasyonunun sıkıntılı olduğu belirtildi.


İLK SİNYAL ŞUBATTA
Sınır değerlerin üzerindeki ilk sinyal, kazadan 3 ay önce Şubat ayında geldi. 140 ayak hava çıkışındaki 415 kodlu sensörden elde edilen ortalama ölçümlerse 5 Mayıs'tan itibaren sürekli sınır değerin üzerinde çıktı. 5-6 Mayıs arasında bu sensördeki ortalama değer 78,634 ppm; 7-8 Mayıs arasında 88,793 ppm; 9-10 Mayıs arasında 61,385 ppm; 11 Mayıs'ta 59,044 pmm, 12 Mayıs'ta 59,372 ppm ve kazanın yaşandığı 13 Mayıs'ta 58,812 ppm olarak ölçüldü. Aynı gün 416 kodlu sensörden elde edilen ortalama değer ise 51,400 ppm olarak ölçüldü. 5 Mayıs'ta 12.39 ve 15.55 saatleri arasındaki 3 saat 16 dakikalık bölümde ortalama karbonmonoksit değeri 132,935 ppm olarak ölçülerek en üst seviyeye çıktı. Bu değerlere kayıtlarda rastlanılmadı.
5 Mayıs'tan itibaren sürekli yükselen sıcaklık, 13 Mayıs'ta 10.15'te 46,23 santigrat derece olarak ölçülen sıcaklık, 15.10'da 46,58 santigrat derece, olay anında 45,38 santigrat derece olarak hesaplandı. Ancak teknik elemanlar bunları önemsemedi.
Yer altında kullanılan bant, tahkimat, boru gibi maddelerin, yanmaz veya zor tutuşur malzemelerden seçilmesi gerekmesine rağmen, yandıkları zaman çok zehirli gazların ortaya çıktığı PVC boruların kullanıldıkları tespit edildi. Hava akımını ters yöne çevirebilecek tipte düzenlenmesi gereken havalandırma da yerine getirilmedi.


GÜNDEM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...