Soğukkanlı tavrımız acziyet gibi algılanmasın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında Suriye kriziyle ilgili tüm dünyanın merakla beklediği konuşmasını yaptı. Erdoğan, "Dostluğumuz ne kadar değerliyse Türkiye'nin gazabı o kadar şiddetlidir. Bizim soğukkanlı tavrımız acziyet gibi algılanmasın. Suriye'den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi olarak şekilde yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak görülecek ve ona göre muamele edilecektir. Suriye rejimini bir hata yapmaması yönünde uyarıyoruz. Bundan 100 yıl önce çil çil altınlar karşısında Kudüs'ü satanlar bizim kardeşlerimizi temsil etmiyorsa Esed rejimi de bizim kardeşlerimizi temsil etmiyor" dedi. Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını İngilizce ve Arapça simültane tercüme yapılarak tüm dünyada canlı yayınlandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye sonuna kadar haklıdır" dediği jet krizinde Suriye yönetimini Türkiye'yi "test" etmemesi konusunda son kez uyardı. Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri angejman kurallarının Suriye sınırında bu yeni aşamaya göre değiştirildiğini açıklayarak, "Suriye'den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecek ve askeri hedef olarak muamele görecektir" dedi.
Erdoğan, AK Parti Grubu'nda Türk jetinin düşürülmesi olayını kapsamlı olarak değerlendirdi. Erdoğan, Suriye halkına dostluk mesajları gönderirken; Beşar Esed rejimine de sert uyarılar yaptı. Erdoğan'ın muhalefete ve medyaya da seslendiği konuşmasının satır başları özetle şöyle:
DÖRT BİR KOLDAN ARANIYOR
Pilotlarımıza yönelik başlattığımız arama kurtarma çalışmalarını dört bir koldan büyük bir hassasiyetle sürdürüyoruz. Önceliğimiz evlatlarımıza sağ salim kavuşabilmektir.
DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİLERİNE CEVAP
Hiç kimse şunu söyleyemez, 'Türkiye içine kapansın, küresel meselelere kayıtsız kalsın, yanında olanları seyretsin, tribünde kalsın, sahaya inmesin'. Bu idareyi maslahat anlayışı iktidara zaman zaman egemen olmuştur. Böyle dönemlerde Türkiye içine kapanmıştır. Komşularına, kardeşlerine sırtını dönen bir ülkenin bu coğrafyada büyümesi söz konusu olamaz. Türkiye aktif dış politika ile kardeşlik bağlarını güçlendirmiştir. Türkiye sanal bariyerleri, sınırları, psikolojik engelleri tek tek aşmış her halka ulaşmış, sadece barış ve dayanışma mesajlarını taşımıştır.
HİÇBİR KOMŞUNUN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK
Şunu herkes bilsin ki Türkiye'nin hiçbir ülkenin, komşusunun toprağında gözü yoktur ve olmayacaktır. Aynı şekilde Türkiye hiçbir ülkenin iç işlerine karışmamıştır. Türkiye komşularının her anlamda kendisinden emin olacağı bir ülkedir. Türkiye'nin dostluğu son derece değerlidir. Arkasına Türkye'nin dostluğunu alan her ülke bilsinki sırtı sağlamdır. Biz komşularımızın coğrafi önemleriyle, yer altı yer üstü zenginlikleriyle özellikle zaaflarıyla, zayıf yanlarıyla ilgilenmeyiz. Önemli olan komşuluk hukukudur. Hiç kimse bizi yanlış anlamasın. Bir hesabın içinde değiliz, sadece yüreğimizdekini söylüyoruz.
DOSTLUĞU DEĞERLİ, GAZABI ŞİDDETLİDİR
Türkiye her kardeşinin kendisinden emin olacağı bir ülkedir. Türkiye'nin dostluğu ne kadar değerliyse herkes bilsin ki Türkiye'nin gazabı da o kadar o kadar şiddetlidir. Yumuşak başlılığımız uysal koyun olduğumuz anlamına gelmez. Bizim vakur, soğukkanlı tavrımız, birilerini aldatmasın. Sağduyulu olmamız acziyet gibi algılanmasın.
TARİHLERİNE BAKSINLAR
Bu sözlerimi hamaset olarak görenler önce kendilerine sonra da bu milletin tarihine baksınlar. Burada da kimseye tarih dersi verecek değilim. Biz, tarihi yaparız. Onu kimin yazacağına kimin okuyacağına kimin ondan ders alacağına karışmayız.
KUKLA YÖNETİMİ KIŞKIRTANLARI ÇOK İYİ BİLİYORUZ
Türkiye'nin büyümesinden rahatsızlık duyanlar var. Türkiye'nin kardeşleriyle kucaklaşmasından, yüz yıllık hasreti sona erdirmesinden rahatsızlık duyanlar var. Bu rahatsız çevrelerin Türkiye'ye yönelik terörü desteklediklerini, bazı kukla rejimleri Türkiye'ye karşı kışkırttıklarını çok iyi biliyoruz. Karşılarında nasıl bir devlet olduğunu anlasınlar ve adımlarını ona göre atsınlar.
KADASTRO MÜHENDİSLİĞİ YAPTIRMAYIZ
Bu coğrafyadaki her oyunu, her senaryoyu boşa çıkarmak için Türkiye var gücüyle mücadele edecektir. Bölgede kadastro mühendisliği yapılmasına Türkiye asla göz yummayacaktır.
YAKICI BİR AZAP OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Türkiye'den rahatsızlık duyan çevrelerin taşeronluğunu yapan kanlı terör örgütüne karşı tek bir geri adım atmadan mücadele vereceğimiz gibi Türkiye'ye hasmane tutum sergileyen çevrelere karşı da yakıcı bir azap olmaya devam edeceğiz.
HEDEF SAPTIRMAYA ÇALIŞAN KÖŞE YAZARLARI
Hedef saptırmaya gayret eden az da olsa bazı köşe yazarlarını görüyoruz. Sanki bu milletin evladı değil bunlar. Bunu fütursuzca yapıyorlar.
TÜRKİYE SONUNA KADAR HAKLIDIR
Radar tespitleri ortadayken, Suriye'nin uluslararası hava sahasında silahsız, kimliği açık olan, tek başına uçan, hasmane bir görevi bulunmayın, tehdit oluşturmayan bir keşif uçağımızı düşürdükleri bu olayda Türkiye sonuna kadar haklıdır.
DOĞU AKDENİZ TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ
Doğu Akdeniz, artık özellikle Türkiye için hassasiyet gösteren bir bölge haline geldi. Doğu Akdeniz'in genelinde haklarımız var. Her an burada rutin olarak bu çalışmaların yapılması bizim en doğal hakkımızdır. Uçağımızın da yaptığı budur. Yenilenen radarların test edilmesine dönük bir uçuştur. En ufak bir ikaz yapılmamıştır. Sonra da utanmadan sıkılmadan dost olarak gördüklerini söylüyorlar. Bu hasmane bir tutumdur. Kısa süreli sınır ihlalini kimse haksız hukuksuz, vicdansız bir saldırı için mazeret olarak gösteremez. Uluslararası toplumdan gelen açıklamalar Türkiye'nin haklılığını teyit ediyor.
BAHÇELİ'YE ÖZEL TEŞEKKÜR, MUHALEFETE MESAJ
Muhalefete davette bulunduk. Sağ olsunlar davetimize icabet ettiler. Ben tabii gösterdikleri hassasiyet ve nezaket sebebiyle kendilerine teşekkür ediyorum. Bu tür olaylarda, bu tür günlerde birlik ve beraberlik içinde olmak ortak akıla hareket etmek, elbirliği güç birliği yapmak millet olmanın gereğidir. Bunu da özellikle kendilerinden bekliyoruz. Ben siyasi partilerimizin sivil toplum örgütlerinin, medyamızın 75 milyon vatandaşımızın süreç boynuca aynı hassasiyeti ve duyarlığı göstereceğine yürekten inanıyorum. Suriye politikamızı acımasızca sorgulayanlar değerlendirmeye tabi. Böyle bir milli meselede devletin, hükümetin, TSK'nın insafsız şekilde hedefe konulması en hafif tabiriyle aymazlık olur. Biz hükümet olarak böyle milli bir meselede, siyasi partilerimizin süre boyunca aynı olgun ve duyarlı tavrı sürdürmelerini meseleyi siyasi polemik konusu yapmamalarını rica ediyoruz. Sayın Bahçeli'ye grup konuşması nedeniyle teşekkür ediyorum. Tüm siyasi partilerden de aynı yaklaşımı görmek istiyorum.
KİMSE KARNINDAN KONUŞMASIN
Esed, rejiminin alçakça saldırısını mazur gösterecek yorumlar yapmak kendi ülkesini zan altında bırakmak sorumlu bir davranış olmayacaktır. Suriye konusunda kimsenin karnından konuşma lafı geveleme, muhalefet olsun diye kendi ülkesinin menfaatlerine zarar verecek söylemlerde bulunma lüksü yoktur. Doğu Akdeniz'de uluslar arası sularda AK Parti'nin deil, Erdoğan'ın değil aziz milletimizin uçağı hedef alınmıştır. Böyle bir hadise karşısında dahi net tavır takınamayanlar, karnından konuşanlar hatta Suriye'deki zalim yönetime zımni destek verenler tarih önünde bu aziz millet önünde mahkum olacaklardır.
CAHİLCE ELEŞTİRİYORLAR
Bazıları bizim Suriye politikamızı eleştiriyor. 29 Ekim 1923 ülke olarak millet olarak bizim için tarihi bir dönüm noktasıdır. 29 Ekim 1923'te bu millet yeniden yeni bir devletle tarih sahnesindeki yürüyüşüne kaldığı yerden devam etmiştir. Ancak bu milletin bu ülkenin tarihi 29 Ekim 1923'te başlamamıştır. Ben burada Türkiye'nin Suriye politikasını acımasızca daha doğrusu cahilce eleştirenlere kendi tarihimizden birkaç önemli sahneyi hatırlatmak istiyorum. 9 asır önce, komşu ülkeler yaşanan katliamlara gerekli duyarlılığı göstermezken Anadolu'da bir kahraman Kudüs ve Şam'ı korumak için canı pahasına mücadele ediyordu. Selçuklu Sultanı Kılıçarslan. İstanbul ve Şam kaderleri bir iki kardeş şehirdir.
CETVELLE ÇİZİLEN SINIRLAR KARDEŞLİĞİ ENGELLEYEMEZ
Suriye'nin cetvelle çizilen sınırları Suriye ve Türkiye halklarının kardeşliğini engelleyemez. Başını getirilmiş işbirlikçi, despot yöneticiler halkların kardeşliğini törpülemeye yetmez. Biz bir elin parmakları kadar birbirimize yakınız. Suriye'deki kukla yönetimi sempati duyanlar Türkiye ile Suriye'nin kadim uhuvvetini anlayamazlar. Kendi tarihinden kendi ecdadından bi haber olanlar AK Parti'nin Suriye politikasını doğru analiz edemezler.
ÇİL ÇİL ALTINLARA SATANLAR
Bundan 100 yıl önce çil çil altınlar karşılığında hem kendi ruhunu hem Kudüs'ü satan birtakım çapulcular nasıl ki Arap kardeşlerimizi temsil etmiyorlarsa bugünkü Suriye yönetimi de bizim Suriye'deki kardeşlerimizi temsil etmiyor.
UMUT VERDİ DEĞİŞMEDİ
Oğul Esed, hep umut verdi değişmedi. Biz de verilen bu sözlerden memnuniyet duyduk. Türkiye'nin yapısından istifade etmek istedi. Her şeyiyle hazırız dedik. Umutlandık. Ama gel gör ki umutlarımız hep boşuna çıktı. Çünkü doğru konuşmuyordu. En son Kafi Annan'ın da verdiği planı oyalama taktiğiyle bugüne kadar getirdi. Kendi sonunu hazırlamıştır, Suriye yönetiminin hiçbir meşruiyetinin kalmadığı açık. Bugün Suriye'de bir zorba yönetim işbaşındadır.
MEDYAYA SERT TEPKİ: DALKAVUKLUK
Benim bu ifadelerimi bazı köşe yazarları sert buluyor. Bize gelin özel bir ders verin de nasıl konuşacağımızı da sizden öğrenelim. Sizin köşenizde yaptığınız dalkavukluğu biz Türkiye'nin başında yapamayız. İstisnalar bir tarafa kalemleriniz belki belli yerlere satılmış olabilir.
MAŞA VE TAŞERON DEĞİLİZ
Birileri çıkıyor, 'Türkiye bu zulümleri görmezden gelseydi' diyor. Kendi ülkesine maşa, taşeron gibi ifadelerle hakaret edenler var. Cürmü bir şey tutmaz ama bunlara paye verenler var. Biz kimsenin maşası, taşeronu değiliz. Biz başkalarının kışkırtmasıyla değil, kendi iradesiyle, kendi gücüyle kendi tarihi ve medeniyetli ile hareket eden bağımsız bir ülkeyiz.
ANADOLU'NUN GÜVENLİĞİ ŞAM'DAN BAŞLAR
Şam'ın güvenliği Anadolu'dan, Şam'ın güvenliği Anadolu'dan başlar. Suriyeli kardeşlerimizin mücadelesini her ne pahasına olursa olsun desteklemeye devam edeceğiz. Suriye halkı başındaki bu zalim diktatörlerden kurtuluncaya kadar kardeşlerimizle dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Bu zülümden eli kanlı diktatör ve çetesinden kurtuluna kadar Türkiye gereken her türlü desteği verecektir.
KASITLI VURULDU
Uçağımızın Suriye'nin 13 deniz mili açığında uluslar arası sularda saldırıya uğradığı kesindir, belgelenmiştir. Bir test görevini, tek başına, silahsız ve tanımlama sistemi açık olarak yapmaktaydı. Suriye hava sahasına yanlışlıkla kısa süre için girmiş, bu ihlal bildirilmiştir, çıkmıştır. Kara sularını neden ihlal ettiği sorgulanıyor uçağımızın. Her sınırda böyle kısa süreli ihlaller yaşanabiliyor. 1Ocak 2012'den bugüne Türkiye'nin hava sahası 114 kez ihlal edilmiştir, beş kez de Suriye helikopterleri ihlal etmiştir. Uçağımız tamamen kastı mahsuse ile hasmane bir tutumla hedef alınmıştır. Arama sırasında CASA tipi uçağımıza yapılan taciz ateşi takınılan tavır kasıt olduğunun ispatıdır.
TARİHİ UYARI
Buradan tüm dünyaya açıkı açık şunu ifade ediyorum. Türkiye yerini, zamanını ve yöntemini kendi tayin ederek bu haksızlığa karşı uluslar arası hukuktan doğan haklarını kullanacak gereken adımlarını kararlılıkla atacaktır. Biz Suriye yönetiminin kendi halkı için bir tehdit haline geldiğini biliyor ve görüyoruz. Son olay Esed yönetiminin kendi halkıyla birlikte Türkiye'nin güvenliğine de açıkça yakın tehdit haline geldiğini ortaya koymuştur. Son olaydan sonra artık yeni bir aşamaya geçilmiştir. Türkiye olarak Suriye rejiminin sınırlarımızda oluşturduğu güvenlik risklerini hiçbir şekilde tolere etmeyecek, karşılıksız bırakmayacağız. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin angajman kuralları artık bu yeni aşamaya göre değiştirilmiştir. Suriye'den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecek ve askeri hedef olarak muamele görecektir. Buradan Suriye rejimini bir hata yapmaması, Türkiye'nin kararlılığını, dirayetini sınamaması yönünde uyarıyoruz. Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu ya da husumeti test edilecek bir ülke değildir. Bunu bugüne kadar anlamayanlar varsa biz hiç tereddüt etmeden Türkiye'nin sınanamayacağını, test edilemeyeceğini çok açık net kararlı bir şekilde ispat ederiz ve edeceğiz. Türkiye eylem planı çerçevesinde ne yaptığını da ne yapacağını da gayet iyi bilmektedir.
Elbette savaş çığırtkanlarının, provakatörlerin tuzağına düşmeyiz. Uluslar arası sularda uçağımıza yapılan bir saldırı karşısında da susacak, tepkisiz kalacak, elimiz kolumuz bağlı oturacak bir ülke değiliz. Uluslar arası hukuk çerçevesinde bu hadisenin üzerine gitmeyi kararlılıkla gitmeyi sürdüreceğiz.
DAĞLICA ÖRGÜTÜN İNTİHAR SALDIRISI
Başbakan Erdoğan, terör örgütünün Dağlıca saldırısını "intihar saldırısı" olarak tanımladı. Saldırı sonrasında 31 teröristin etkisiz hale getirildiğini hatırlatan Erdoğan, gayretleri nedeniyle güvenlik güçlerine teşekkür etti. Erdoğan, "Umutların yeşerdiği her dönemde terör örgütü karanlık yüzünü gösteriyor. Çözüm süreçlerini sabote edecek bu tür provakatif eylemlere başvuruyor. Güvenlik güçlerimizin başarılı operasyonları sonucu sıkışıklık yaşayan terör örgütü tek çareyi bu tür intihar saldırısı türü eylemlerde görüyor. Kayıp vereceğini bile bile gençleri ölüme gönderiyor. Umut ediyoruz ki Dağlıca saldırısı sonrasın örgütün kirli ve kanlı yüzü bir kez daha görülmüştür" dedi.
EN ÇOK ALKIŞI ALDIĞI AN
AK Parti'nin yasama yılının son grup toplantısında Başbakan Erdoğan'ın Suriye ağırlıklı konuşması tam 54 dakika sürdü. Erdoğan, konuşmasını dost ve kardeş ülke halklarını selamlayarak bitirdi.
-Erdoğan'ın tarihi konuşması İngilizce ve Arapca'ya çevrildi. Erdoğan'ın en son Mavi Marmara olayına ilişkin yaptığı grup konuşması 1 Haziran 2010'da 3 dilde yayınlanmıştı.
- Konuşmada, "Türkiye'nin dostluğu ne kadar değerliyse herkes bilsin ki Türkiye'nin gazabı da o kadar şiddetlidir" cümlesi, en çok alkış alan bölüm oldu.
-Erdoğan'ın sözleri salondakiler ve AK Parti Grubu'nu ziyaret vesilesiyle locada bulunan Kuveyt heyeti tarafından da alkışlandı.
-Erdoğan, alkışlar ve sloganlar nedeniyle konuşmasına zaman zaman ara vermek zorunda kaldı.
-Erdoğan, parlamentonun 1 Temmuz'da tatile gireceğine işaret ederek, milletvekillerine çalışmaları nedeniyle teşekkür etti.
-Erdoğan, AK Parti milletvekillerinin yaklaşan ramazan ayını da tebrik etti.
-Erdoğan'a grup toplantısı sonrasında İstanbul Taksiciler Odası tarafından korsan taksi düzenlemesi nedeniyle teşekkür plaketi sunuldu.