Silah, Kürtlerin garantisi değil
Kaynak: OZEL

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Başbakanı Neçirvan Barzani'nin danışmanı ve Kürt uzmanı Mustafa Şefik'le Erbil'de görüştük: "Artık silah, Kürtlerin problemlerinde ne bir çözümün ne de bir garantidir. Silahın sorunun çözümünde hiçbir fonksiyonu da kalmamıştır. Kürt sorunu bir çözüm sürecine girmiştir ve bu da 4 ülke arasındaki farklı sistemden kaynaklanan değişik yöntemlerle mümkün olacaktır."
Kürt meselesinden dolayı tıp ve hukuk fakültesini terk etmek zorunda kaldı. Kürtlerin yaşadığı dört ülkenin dillerini (Türkçe, Arapça ve Farsça) anadili gibi bunların yanı sıra Almanca ve İngilizce'yi de biliyor. Avrupa'da uzun süre yaşadıktan sonra o da Neçirvan Barzani tarafından Kürt Federe Bölgesi'ne yani doğduğu yere davet edildi. Pek çokları gibi geri dönüş yaptı. Bu kişi PKK'yı da iyi bilen Mustafa Şefik... O şimdi bölgesel hükümetin, başbakanına danışmanlık hizmeti veriyor. Şefik'le Orta Doğu'nun ve Kürt sorunun çözümünü konuştuk...
![]() |
ERBİL'DE
GÖRÜŞTÜK
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Başbakanı Neçirvan Barzani'nin danışmanı Mustafa Şefik'le Erbil'de Kürt sorununu ve bölgeyi konuştuk.
##tgvideo##
Kürtlerin yaşadığı dört ülkede de sorunu var. Meselenin çözümünü nasıl görüyorsunuz?
1990 yılında Saddam Hüseyin'in Kuveyt'e girmesinden sonra Kürt sorunu Orta Doğu'nun siyasal dengelerinde çok büyük bir etki unsuru haline geldi. Yani, mesele 20. yüzyılın gizli ve siyaset dışı kalmış bir konu olmaktan çıkıp, 21. yüzyılda çok güçlü bir şekilde siyasal sahneye girdi. Bütün dengeleri etkiledi ve giderek de bu bölgede gelişen politikalarda bu etki büyüyor. 'Güçler' de bunu her yönüyle ele almaya çalışıyorlar.
gt; 'Güçler' derken, küresel güçler mi?..
Evet. Uluslararası güçler için büyük bir önem kazanmıştır. Gerek ABD ve Batı için gerekse Rusya, Çin ve diğer Aysa güçlerinin gözünde giderek önemi artıyor. Sanırım Kürdistan'ı bölmüş parçalamış ülkeler de (İngiliz ve Fransızlar) bunun farkında ve eğer Orta Doğu bölgesinde etkili bir politika yürütmek isterlerse kesinlikle Kürt sorununa dünyanın da verdiği önemi vermek zorundalar. Sorunun çözümünde de bunun büyük bir etkisi olacaktır. Şimdi mesele bir çözüm sürecine girmiştir ve çözüm de 4 ülke arasındaki farklı sistemden kaynaklanan farklı yöntemlerle mümkün olacaktır.
gt; Kürt Federe Bölgesi bağımsızlığa doğru gidebilir. Bu başka bir çözümdür. Bu konuda en kilit ülke hangisidir ve kim diğerlerine rol model olur?
Şimdi, bunu bilmiyorum. Biz, 90'lı yıllarda da Kürtlerin büyük bir bölümünün Türkiye'ye bağlı olması ve Türkiye'nin daha gelişkin, daha modern bir ülke olmasından hareketle sorunun Türkiye açısından daha fazla önem taşıdığını ve çözüm noktasında da daha büyük bir rol alacağını düşünüyorduk. Ama gelişmeler biraz farklı oldu. Çözüm biraz daha zayıf noktalardan başladı. Mesela Kuzey Irak dediğiniz bu parça bir çözüm noktasına gidiyor.
gt; Irak merkezi hükümeti ile Kürtlerin ilişkisini nasıl görüyorsunuz. Kürtlerin hükümetten çekilmesi söz konusu mu?
Hâlâ merkezi hükümetle sorunlarımız çok ama bir model üzerinde anlaşmışız. Şimdi sorun bu sistemin oturtulmasıdır. Bu normaldir. Dünyanın herhangi bir ülkesinde hatta etnik grupların olmadığı bir ülkede bir sistemden başka bir sisteme geçildiği zaman 20 sene hatta daha fazla bir zaman da gerekli olabilir. Önemli bir husus da dış etkenlerin burada önemli bir rolünün olması. Orta Doğu genelde bir mezhep çatışmasına doğru gidiyor ve onun Irak'ta da büyük bir etkisi var. Bu mesele belki 10 sene daha sürebilir.
İRAN'DA DA PROBLEM VAR
gt; Türkiye, Irak ve Suriye'de Kürt sorunu konuşuluyor. İran'da niye konuşulmuyor?
İran'daki sorun tartışılmıyor değil. İran'da da Kürdistan Demokrat Partisi özellikle İran devriminden sonra sürekli rejim ile çatışma halinde. İran'da her gün Kürt gençleri asılıyor. Farklı bahanelerle asılıyor. Mafya, eroin ve sair gerekçelerle asılıyor. Ama işin gerçeği hepsi politik insanlar ve rejime karşıt gençler. Büyük bölümü de Kürt. İran'da rejimden kaynaklanan bir basın ambargosu olduğundan medyaya yansımıyor. Ama Kürt sorunu orda da canlı canlı duruyor. Kürtler orada vazgeçmiş değiller. Tabi orda İran rejiminden kaynaklanan bazı durumlar var. Diğer ülkelerden farklı. İran hiçbir zaman Kürtleri inkâr etmedi. Eskiden de İran'da Kürt radyosu vardı, televizyonda Kürt programları vardı. Kürtçe gazeteler, dergiler vardı. Belki o noktada biraz daha yumuşama var. Ama politik olarak Kürtler üzerindeki baskılar Türkiye ve Suriye'den daha fazla. Onun için Kürtlerin oradaki mücadeleleri diğer ülkeler kadar sert olmadı. Sanırım Suriye'nin sorunu çözülürse sıra ondan sonra İran'a geliyor. İran tamamen bir dağılmaya mahkûmdur. Sadece Kürtler değil, Arapları, Azerileri, Belucileri de baskıya tabi tutmuştur. Beş temel millet İran'da yaşıyor. Sanırım bu rejim giderse artık bu beş milleti tek çatı altında tutmak da imkânsız hale gelir.
gt; Suriye, Irak'tan farklı olur mu?
Artık birleşik bir Suriye'yi düşünmek imkânsızdır. Beşar Esad kalsa da gitse de, Suriye parçalanmaya mahkûmdur. O açıdan Kürtlerin de yeni Suriye'nin oluşumunda büyük bir rolü olacağı kesindir. Çözümün Irak'taki gibi olması şart değil. Coğrafi durum, Kürtlerin nüfus dağılımı biraz farklıdır. Ama benim kanaatim federal model çözüm modelidir.
gt; Türkiye bunu gördü de onun için mi başkanlık sistemini tartışmaya başladı?
Türkiye dünyadaki gelişmeleri iyi görüyor. Yani vizyon Türkiye'de bir noktaya kadar açıktır. Benim görebildiğim gerek iktidarda gerekse diğer aydın çevrelerde belli bir seviyeye gelmiştir, diğer ülkelerdeki gibi değil. Ama çözüm noktasına geldi mi, Türkiye eski ile yeniyi aynı anda götürmek istiyor. Bu Türkiye'yi zorluyor. Sorunları görüyor ama sorunları sadece Türk milli çıkarları temelinde ele almak istiyor ve diğer milletleri görmüyor. Sanırım önümüzdeki yıllarda bunu pek tasvip etmeyecektir. Türkiye'de asıl mesele demokratikleşmenin hangi yöne gideceğidir. Ankara kimseyi taklit ederek demokratikleşemez. Türkiye'de Türklerin ve diğer halkların isteklerine bakarak en iyi çözümü bulacak.
gt; Kuzey Irak Kürtleri ile Türkiye'nin ilişkileri nasıl olacak?
Bence stratejik bir ilişkimiz olacak. Uzun bir süre Türkiye burayı göz ardı etmek istedi. Küçümsemeye çalıştı ama realiteyi değiştiremedi. Bizim Türkiye ile stratejik bir bağımız her zaman olacaktır. Tabi bunun üzerinde oynayan diğer güçler var. Özellikle İran büyük bir rol oynuyor bu noktada.
gt; Suriye için en kötü senaryo nedir?
Türkiye hâlâ Suriye'de doğru veya gerçek bir Kürt çözümünü engelleyebileceğini düşünüyor. Bu kesinlikle başarılı olmaz. Suriye krizinde İslami gruplara verdiği önem başından beri Kürt gruplara verilseydi kesinlikle şu an iç savaşta daha fazla ilerleme olacaktı. Türkiye'nin oradaki rolü daha etkin olacaktı ve Kürtler açısından da durum daha iyi olacaktı.
gt; PKK ve BDP var, ondan dolayı Türkiye'nin kaygıları haklı olamaz mı?
Kanaatim göre PKK veya BDP Suriye'de bir çözüm gücü değil.
gt; Bölgesel Kürt Hükümeti, Kürt sorununun çözümü için ne kadar istekli?
Burada benim görebildiğim Irak KDP'si yani Barzani tarafı, Türkiye'nin daha etkili bir rol oynamasından yanadır. Buna her zaman destek vermiştir. Baştan beri Türkiye'nin stratejik rolüne ve ortaklığına inanmıştır. O gözle bakmıştır ve bakmaya devam ediyor. Suriye sorununda da Irak Kürtleri ile Türkiye arasında bir çözüm noktasına götürmek buranın isteğidir. Sadece bazı dengeler var belki bu dengelerin şu anki Suriye'ye daha etkin bir müdahaleyi engelliyor. Hâlâ da genel Suriye durumu karanlıktır. Güçler çok ters bir istikamette gittiler. Özellikle Özgür Ordu ve diğer güçler demokratik bir devrimden çok daha şiddete dayalı bir noktaya götürdüler. İslami güçlerin gerek Mısır, Tunus ve diğer Arap ülkelerinde de demokratik devriminden de biraz sapmaları, savaşın çözümünü biraz ertelediler. Ve bu da kaos bir durumun ortaya çıkmasına neden oldu. Suriye rejiminin genel durumu netleşince sanırım bu Kürt sorununda da cepheler daha netleşecek.
ÇÖZÜM NASIL OLUR?
gt; Son sorumuz: PKK'yı da çok yakından tanıyorsunuz. Onlar da sizi biliyorlar. 30 yıldır devam eden silahlı mücadeleyle bir sonuca gitmek mümkün mü?
Günümüzde silah, Kürtlerin sorunlarında ne bir çözüm ne de bir garantidir. Silahın Kürt sorununun çözümünde artık hiçbir fonksiyonu da kalmamıştır. Bugün Diyarbakır'da 1 milyon insan bir araya geliyor. Kürtlerin siyasal partileri, yüzlerce dernek ve sivil toplum kuruluşları bulunuyor. Halkın bu gücüne inanmayanlar hiçbir çözüm getirmez. Türkiye'de çözüm şiddetsiz yol ve yöntemlerle olur. Sadece Türkiye'de değil dünyanın neresinde silah barış ve demokrasi getirmiş ki? Sorun gerçek çözümünü engelleyenler de sivil toplumun ve halkın gücüne inanmayanlardır. Silah sadece bazı çevrelerin çıkarlarını korur. Bu çevrelerin de barışa ve demokrasiye hizmet edeceklerine inanmıyorum.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Başbakanı Neçirvan Barzani'nin danışmanı Mustafa Şefik'le Erbil'de Kürt sorununu ve bölgeyi konuştuk.
##tgvideo##
Kürtlerin yaşadığı dört ülkede de sorunu var. Meselenin çözümünü nasıl görüyorsunuz?
1990 yılında Saddam Hüseyin'in Kuveyt'e girmesinden sonra Kürt sorunu Orta Doğu'nun siyasal dengelerinde çok büyük bir etki unsuru haline geldi. Yani, mesele 20. yüzyılın gizli ve siyaset dışı kalmış bir konu olmaktan çıkıp, 21. yüzyılda çok güçlü bir şekilde siyasal sahneye girdi. Bütün dengeleri etkiledi ve giderek de bu bölgede gelişen politikalarda bu etki büyüyor. 'Güçler' de bunu her yönüyle ele almaya çalışıyorlar.
gt; 'Güçler' derken, küresel güçler mi?..
Evet. Uluslararası güçler için büyük bir önem kazanmıştır. Gerek ABD ve Batı için gerekse Rusya, Çin ve diğer Aysa güçlerinin gözünde giderek önemi artıyor. Sanırım Kürdistan'ı bölmüş parçalamış ülkeler de (İngiliz ve Fransızlar) bunun farkında ve eğer Orta Doğu bölgesinde etkili bir politika yürütmek isterlerse kesinlikle Kürt sorununa dünyanın da verdiği önemi vermek zorundalar. Sorunun çözümünde de bunun büyük bir etkisi olacaktır. Şimdi mesele bir çözüm sürecine girmiştir ve çözüm de 4 ülke arasındaki farklı sistemden kaynaklanan farklı yöntemlerle mümkün olacaktır.
gt; Kürt Federe Bölgesi bağımsızlığa doğru gidebilir. Bu başka bir çözümdür. Bu konuda en kilit ülke hangisidir ve kim diğerlerine rol model olur?
Şimdi, bunu bilmiyorum. Biz, 90'lı yıllarda da Kürtlerin büyük bir bölümünün Türkiye'ye bağlı olması ve Türkiye'nin daha gelişkin, daha modern bir ülke olmasından hareketle sorunun Türkiye açısından daha fazla önem taşıdığını ve çözüm noktasında da daha büyük bir rol alacağını düşünüyorduk. Ama gelişmeler biraz farklı oldu. Çözüm biraz daha zayıf noktalardan başladı. Mesela Kuzey Irak dediğiniz bu parça bir çözüm noktasına gidiyor.
gt; Irak merkezi hükümeti ile Kürtlerin ilişkisini nasıl görüyorsunuz. Kürtlerin hükümetten çekilmesi söz konusu mu?
Hâlâ merkezi hükümetle sorunlarımız çok ama bir model üzerinde anlaşmışız. Şimdi sorun bu sistemin oturtulmasıdır. Bu normaldir. Dünyanın herhangi bir ülkesinde hatta etnik grupların olmadığı bir ülkede bir sistemden başka bir sisteme geçildiği zaman 20 sene hatta daha fazla bir zaman da gerekli olabilir. Önemli bir husus da dış etkenlerin burada önemli bir rolünün olması. Orta Doğu genelde bir mezhep çatışmasına doğru gidiyor ve onun Irak'ta da büyük bir etkisi var. Bu mesele belki 10 sene daha sürebilir.
İRAN'DA DA PROBLEM VAR
gt; Türkiye, Irak ve Suriye'de Kürt sorunu konuşuluyor. İran'da niye konuşulmuyor?
İran'daki sorun tartışılmıyor değil. İran'da da Kürdistan Demokrat Partisi özellikle İran devriminden sonra sürekli rejim ile çatışma halinde. İran'da her gün Kürt gençleri asılıyor. Farklı bahanelerle asılıyor. Mafya, eroin ve sair gerekçelerle asılıyor. Ama işin gerçeği hepsi politik insanlar ve rejime karşıt gençler. Büyük bölümü de Kürt. İran'da rejimden kaynaklanan bir basın ambargosu olduğundan medyaya yansımıyor. Ama Kürt sorunu orda da canlı canlı duruyor. Kürtler orada vazgeçmiş değiller. Tabi orda İran rejiminden kaynaklanan bazı durumlar var. Diğer ülkelerden farklı. İran hiçbir zaman Kürtleri inkâr etmedi. Eskiden de İran'da Kürt radyosu vardı, televizyonda Kürt programları vardı. Kürtçe gazeteler, dergiler vardı. Belki o noktada biraz daha yumuşama var. Ama politik olarak Kürtler üzerindeki baskılar Türkiye ve Suriye'den daha fazla. Onun için Kürtlerin oradaki mücadeleleri diğer ülkeler kadar sert olmadı. Sanırım Suriye'nin sorunu çözülürse sıra ondan sonra İran'a geliyor. İran tamamen bir dağılmaya mahkûmdur. Sadece Kürtler değil, Arapları, Azerileri, Belucileri de baskıya tabi tutmuştur. Beş temel millet İran'da yaşıyor. Sanırım bu rejim giderse artık bu beş milleti tek çatı altında tutmak da imkânsız hale gelir.
gt; Suriye, Irak'tan farklı olur mu?
Artık birleşik bir Suriye'yi düşünmek imkânsızdır. Beşar Esad kalsa da gitse de, Suriye parçalanmaya mahkûmdur. O açıdan Kürtlerin de yeni Suriye'nin oluşumunda büyük bir rolü olacağı kesindir. Çözümün Irak'taki gibi olması şart değil. Coğrafi durum, Kürtlerin nüfus dağılımı biraz farklıdır. Ama benim kanaatim federal model çözüm modelidir.
gt; Türkiye bunu gördü de onun için mi başkanlık sistemini tartışmaya başladı?
Türkiye dünyadaki gelişmeleri iyi görüyor. Yani vizyon Türkiye'de bir noktaya kadar açıktır. Benim görebildiğim gerek iktidarda gerekse diğer aydın çevrelerde belli bir seviyeye gelmiştir, diğer ülkelerdeki gibi değil. Ama çözüm noktasına geldi mi, Türkiye eski ile yeniyi aynı anda götürmek istiyor. Bu Türkiye'yi zorluyor. Sorunları görüyor ama sorunları sadece Türk milli çıkarları temelinde ele almak istiyor ve diğer milletleri görmüyor. Sanırım önümüzdeki yıllarda bunu pek tasvip etmeyecektir. Türkiye'de asıl mesele demokratikleşmenin hangi yöne gideceğidir. Ankara kimseyi taklit ederek demokratikleşemez. Türkiye'de Türklerin ve diğer halkların isteklerine bakarak en iyi çözümü bulacak.
gt; Kuzey Irak Kürtleri ile Türkiye'nin ilişkileri nasıl olacak?
Bence stratejik bir ilişkimiz olacak. Uzun bir süre Türkiye burayı göz ardı etmek istedi. Küçümsemeye çalıştı ama realiteyi değiştiremedi. Bizim Türkiye ile stratejik bir bağımız her zaman olacaktır. Tabi bunun üzerinde oynayan diğer güçler var. Özellikle İran büyük bir rol oynuyor bu noktada.
gt; Suriye için en kötü senaryo nedir?
Türkiye hâlâ Suriye'de doğru veya gerçek bir Kürt çözümünü engelleyebileceğini düşünüyor. Bu kesinlikle başarılı olmaz. Suriye krizinde İslami gruplara verdiği önem başından beri Kürt gruplara verilseydi kesinlikle şu an iç savaşta daha fazla ilerleme olacaktı. Türkiye'nin oradaki rolü daha etkin olacaktı ve Kürtler açısından da durum daha iyi olacaktı.
gt; PKK ve BDP var, ondan dolayı Türkiye'nin kaygıları haklı olamaz mı?
Kanaatim göre PKK veya BDP Suriye'de bir çözüm gücü değil.
gt; Bölgesel Kürt Hükümeti, Kürt sorununun çözümü için ne kadar istekli?
Burada benim görebildiğim Irak KDP'si yani Barzani tarafı, Türkiye'nin daha etkili bir rol oynamasından yanadır. Buna her zaman destek vermiştir. Baştan beri Türkiye'nin stratejik rolüne ve ortaklığına inanmıştır. O gözle bakmıştır ve bakmaya devam ediyor. Suriye sorununda da Irak Kürtleri ile Türkiye arasında bir çözüm noktasına götürmek buranın isteğidir. Sadece bazı dengeler var belki bu dengelerin şu anki Suriye'ye daha etkin bir müdahaleyi engelliyor. Hâlâ da genel Suriye durumu karanlıktır. Güçler çok ters bir istikamette gittiler. Özellikle Özgür Ordu ve diğer güçler demokratik bir devrimden çok daha şiddete dayalı bir noktaya götürdüler. İslami güçlerin gerek Mısır, Tunus ve diğer Arap ülkelerinde de demokratik devriminden de biraz sapmaları, savaşın çözümünü biraz ertelediler. Ve bu da kaos bir durumun ortaya çıkmasına neden oldu. Suriye rejiminin genel durumu netleşince sanırım bu Kürt sorununda da cepheler daha netleşecek.
ÇÖZÜM NASIL OLUR?
gt; Son sorumuz: PKK'yı da çok yakından tanıyorsunuz. Onlar da sizi biliyorlar. 30 yıldır devam eden silahlı mücadeleyle bir sonuca gitmek mümkün mü?
Günümüzde silah, Kürtlerin sorunlarında ne bir çözüm ne de bir garantidir. Silahın Kürt sorununun çözümünde artık hiçbir fonksiyonu da kalmamıştır. Bugün Diyarbakır'da 1 milyon insan bir araya geliyor. Kürtlerin siyasal partileri, yüzlerce dernek ve sivil toplum kuruluşları bulunuyor. Halkın bu gücüne inanmayanlar hiçbir çözüm getirmez. Türkiye'de çözüm şiddetsiz yol ve yöntemlerle olur. Sadece Türkiye'de değil dünyanın neresinde silah barış ve demokrasi getirmiş ki? Sorun gerçek çözümünü engelleyenler de sivil toplumun ve halkın gücüne inanmayanlardır. Silah sadece bazı çevrelerin çıkarlarını korur. Bu çevrelerin de barışa ve demokrasiye hizmet edeceklerine inanmıyorum.
Kaynak: OZEL