'Savcılık dosyaya el koydu, bizi dinlemedi bile'
İzmir'deki "askeri casusluk soruşturması"nda FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddialarına ilişkin 12'si tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada, bazı sanıklar savunma yaptı.
İzmir'deki "askeri casusluk soruşturması"nda, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin, 12'si tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada, bazı sanıklar ilk savunmalarını yaptı.
İkinci Ağır Ceza Mahkemesindeki, "askeri casusluk soruşturması" için duruşma salonu haline getirilen İzmir adliyesi sosyal tesislerinin konferans salonunda görülen duruşmada, bazı sanık ve müştekilerle taraf avukatları hazır bulundu.
Kimlik kontrolünün ardından Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt alınan duruşmada mahkeme heyeti, sanıklar hakkındaki suçlama ve talep edilen hapis cezalarını hatırlattı.
Tutuksuz sanıklardan Mustafa Göksel İşkol, yaptığı savunmada, halen İzmir Emniyet Müdürlüğünde önemli bir görevde olduğunu, soruşturmanın yürütüldüğü sırada Asayiş Şube Müdürlüğünde Ahlak Büro Amirliği görevinde bulunduğunu belirterek, 2010/640 sayılı soruşturmanın başlama gerekçesi olan ihbar mailinde 15 kişinin isim ve cep telefonunun olduğunu, bu isimlerin de daha önce fuhuş olaylarında isimlerinin karıştığını bildiklerini ve haklarından işlem yaptıklarını ancak istihbarattan gelen rapor doğrultusunda konuyu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ilettiklerini anlattı.
"Savcı, bizi dinlemedi bile ve dosyayı bizden aldı"
Olayı, fuhuş suçu konusu olarak değerlendirdiklerini ifade eden İşkol, "İzmir adliyesine giderek konuyla ilgili savcıya dosyayı götürdüğümde, savcı 'Olayda cebir konusu var' şeklinde tespitte bulundu ve dosyaya Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun bakması gerektiğini söyledi. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundaki savcıya gittiğimizde, savcılık dosyaya el koydu. Savcı, bizi dinlemedi bile ve dosyayı bizden aldı, 'Size daha sonra bilgi vereceğim' dedi ama bize bir geri dönüş yapmadı. Aradan geçen sürenin ardından, yaptıkları dosyanın askeri casusluk ve fuhuş soruşturmasına dönüştürüldüğünü, basında çıkan haberlerden öğrendik." dedi.
Tutuksuz sanıklardan Aşkın Çoksever, soruşturma sırasında Asayiş Şube Müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yaptığını ancak müdürünün yıllık izinde olması nedeniyle vekaleten bazı evraklara imza attığından sanık olarak yargılandığını ifade ederek, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Çoksever'in avukatı Tolga Yurdakul, müvekkilinin adli konularda herhangi bir yetkisi ve soruşturmayla ilgili kendisinin doğrudan bilgi sahibi olmadığını savunarak, evrakın adliyeye gönderilmesi için imza atmak zorunda kaldığını ileri sürdü.
Tutuksuz sanıklardan Hatice Poyraz ve Murat Demirkıran savunmalarında, kasıtlı herhangi bir uygulamada bulunmadıklarını, kendilerine isnat edilen suçlamaları kabul etmediklerini belirttiler.
Mahkeme Başkanı, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmesine karar vererek, duruşmaya yarına kadar ara verdi.
Dava ve iddianame
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.