Saç teline resim yapan sanatçı Hasan Kale; İstanbul kelebeğin kanatlarında

Hasan Kale; "Ne kadar ince çizgi çizebildiğimi gördüm. Sonra ne kadar küçük yapabilirim sorusu aklıma takıldı. Kuru fasulye ile başladım'
Bu haftaki röportajım uzaktan hayranlıkla eserlerini takip ettiğim Hasan Kale. İlk önce ortak arkadaşımız Tarhan Telli, sosyal medyada pirinç tanesine İstanbul'u çizen adam diye eserlerini paylaşınca merak edip, takip etmeye başlamış ve sonra saç teline Türk Bayrağı çizmeye kadar varan ince çizgilerine hayran kalmıştım. Evet bildiğiniz saç teli üzerine ay yıldız çizebilen bir insan Hasan Kale. Hayatın acımasızlığının her yerde arttığı bu devirde, farklı bir nefes, farklı bir yeteneğe şahit olmak gülümsetti beni. Belki sizin de gülümsemeye ihtiyacınız vardır bu aralar... Kim bilir...
Sanatla tanışıklığınız nasıl başladı?
Sanatla tanışmam 5 yaşında başladı. 5 yaşında renkle, çizgiyle ve resimle olan aşkımı yanına hedeflerimi de alarak bugünlere kadar geldim. Üniversite akademik hayatım hiç olmadı. Alaylıyım. Lise mezunuyum. 80'li yıllarda yaşananlardan dolayı maalesef bir çok insan gibi ben de eğitim hayatıma ara vermek zorunda kaldım. Sonuçta her gün resim yapmaktan asla vazgeçmedim. 80'li yılların ortalarına doğru da minyatür sanatıyla tanıştım. Akademik hiçbir bilgim olmadığı için dışarıdan ders almak için insanlara gittim, onlar beni öğrenci olarak almadılar. Ben de hocalarımı çok eski evrelerden seçtim. Mehmet Siyahkalem'den fırçanın kıvraklığını, Levni'den renk ve ahengi, Nakkaş Osman'dan da "Sultan Portre"nin inceliğini öğrendim. 6 ay eve kapandım. Günlerce uyumadan inceledim ve kendi çizgimi oluşturdum. Sonra ne kadar ince çizgi çizebildiğimi gördüm. Ne kadar küçük yapabilirim sorusu aklıma takıldı.
İlk yaptığınız çizim neyin üzerineydi?
Gece saat 3'tü mutfağa girdim ve pirinç taneleri, mercimekler filan beni çok korkuttu ve kuru fasulyeyle başladım. Aslında hedef şuydu, hiç görmediğimiz unuttuğumuz, minicik şeylerin hayatımızda ne kadar önemli olduğunu vurgulamakla başladım. Mikro sanatla uğraşmaya başladığımda aslında tüm dünyada yepyeni bir konuşma dili oluşturmak için yola çıktım. Bütün bunları yaparken, 300 farklı objeye ulaşmış dünyadaki tek sanatçıyım. İncir çekirdekleri, fasulyeler, baklagiller, kelebekler, arı kanatları, sinekler...
Sineklere resim çizmek, ilginç...
İnsanlar pata küte sinekleri öldürüyor. Ben başka türlü bakıyorum sineğin kanadının bir tarafı hastalıktır, bir tarafı şifadır. Ben böyle bakarken yazın sahil beldelerinde sinekleri ilaçla, terliklerle öldüren insanlar, bana nasıl sineği öldürür, resim çizersin diyor. Benim sineği öldürmek gibi bir derdim yok.
Sizi üzen kötü yorumlar da geliyor mu yaptığınız işlere?
Hiçbir şeyi değiştirmiyorum. Allah bana iyi bir el verdi. Ben bu yeteneğin hakkını vermezsem hiç anlamadan benden gider. Haşa benim ne haddime değiştirmek, ben bir aracım sadece. Benim nasıl baktığım önemli. Sultan, Atatürk, cami, kelebek ne çizersem çizeyim garip yorumlar geliyor.
Bu arada şu anda TT Custom Choppers'da Tasarım ve Sanat direktörüsünüz. Tarhan Telli (Türk "custom"(kişiye özel) motosiklet üreticisi) ile nasıl tanıştınız?
Bir ortak arkadaşım için mücevher tasarımı yapıyordum, onun motosikletini yaparken tanıştık ve o gündür bu gündür buradayım.
TT bildiğim kadarıyla Hollywood yıldızlarıyla olan çekimlerde Sylvester Stallone ve Jason Statham gibi ünlülere de sizin eserlerinizden hediye etti. Ne yorum yaptılar?
İstanbul'u anlatıyoruz, tanıtıyoruz bu vesile ile. İnanamamışlar eserleri görünce. Sylvester Stallone'ye 36 yaşında ölen oğlunun portresini kelebek kanadına çizip hediye ettik. Üzerine "İnsanlar kelebeklerin bir gün ömrü olduğunu söyler ama kime göre? Kelebeğe göre o koskoca bir ömür" yazdık. Çok etkilenmiş...
Ders veriyor musunuz? Birilerini yetiştiriyor musunuz?
Mücevherde evet. Mikro sanatta ise yeterince sabırlı birini bulduğumda yetiştireceğim. Henüz bulamadım. Gençlerde hem sabır yok, hem de para kazanmaya odaklılar. Bu iş de uzun soluklu aşkla yapılması gereken bir iş.
Mesela bir mercimek veya pirince çizim yapmak ne kadar sürüyor?
2 günle bir ay içinde değişiyor. Uykusuz geçen 2 gün tabi. Küçük diye kolay biter diye bir algı var, öyle değil.
Sizce yaptığınız en ilginç mikro sanat eseri hangisiydi?
Hepsi bana başka birşey öğretiyor. En son yaptıklarımdan, dünyanın en ince, en kırılgan belki de en hassas tuvaliydi. Soğan zarı. Kahve granülü mesela, eritmeden üzerine resim yapabildim. Çizimlerimi yaparken mikroskop ve büyüteç de kullanmıyorum. Sadece sonradan bitince bakmak için kullanıyorum.
Nerelisiniz?
Bursa, İnegöl doğumluyum ama uzun yıllar önce İstanbul'a geldim, İstanbul aşkını tattım ve bir daha ayrılacağımı zannetmiyorum.
BEŞİKTAŞ'A ÖZEL
"Beşiktaş'lı çok sevdiğimiz bir dostumuza ait olan bu TT motosikletin tasarımı 1903 parçanın birleşiminden oluşuyor. Beşiktaş'ın kuruluş yıl dönümü için yaptık. 1903. parçayı da stadın açılışında sevgili başkana çaktırmak istiyoruz."
İYİ PAZARLAR
BURCU ÇETİNKAYA
