Ramazan Can: Milletvekilleri o gece ölümü satın aldılar

Ramazan Can: Milletvekilleri o gece ölümü satın aldılar
GÜNDEM Haberleri

AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can: Hainlerin, Meclis’e indirme yapacakları bilgisi geldi. Ben de ‘Silah getirin çatışalım’ dedim ama kimse gelmedi.

Osman Çobanoğlu ANKARA

15 Temmuz gecesi TBMM’deki direnişin en önemli isimlerinden birisi AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’dı. Can, o gün yaşadıklarını detaylarıyla gazetemize anlattı. Evden çıkarken ailesiyle helalleşmesinden, o dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile buluşmalarına kadar birçok ayrıntıya yer verdi. Vekil “Milletimiz 15 Temmuz’da kararlılığını gösterdiği için, hiç kimsenin buna bir daha cesaret etmesi mümkün değil” dedi. İşte Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’ın anlatımıyla o karanlık gece: Meclis, perşembe gecesi çalışmalarını bitirdi. Cuma günü de Kırıkkale’de program yaptık. Program bitti, akşam 19.00-20.00 gibi eve gittim. Yemek yedik. İlerleyen saatlerde kızım ‘baba uçaklar çok yakından uçuyor’ dedi. Evimiz Keklikpınar’da onuncu kat mesafesinde. Uçaklar bizim evin mesafesinin altında uçuyor, bunu çocuklar görüyor. Bu çocuklarda travma oluşturdu. Televizyonda kanalları izliyoruz ama TRT’de bir hareket yok. Bu ara Bakanımız Bekir Bozdağ’ı aradım. ‘Bir şey yok’ dedi. Yarım saat veya 1 saat sonra tekrar beni aradı. ‘Dediğin doğruymuş, TRT şu an sıkıntılı bir süreç yaşıyor ve darbe teşebbüsü var’ dedi. Sonra Binali Bey’in bir açıklaması oldu. O arada da TRT’den bildiri yayınlandı. O zaman biz, ordunun içerisinde lokal bir yapı değil de sanki kurumsal bir şey varmışçasına olayın büyük olduğunu anladık. Abdestimizi aldık, çocuklarla helalleştim çıktım. Kendi özel arabama bindim. Milletvekili kimliği ile kartı torpidoya attım.

Ramazan Can: Milletvekilleri o gece ölümü satın aldılar

“BEKİR BOZDAĞ’I DURDURAMADIM”
Yoldayken Halil Özyolcu (Milletvekili) beni aradı. ‘Görüşelim’ dedi. Onun evine çıktım. Bekir Bozdağ Bakanımızın oğlu Alperen beni aradı. ‘Abi acilen görüşmemiz lazım, babamı durduramıyorum’ dedi. Yüzüncü Yıl’da buluşalım dedik. Orada da hazin bir tablo vardı. Bankamatiklerde insanlar kuyruk olmuş. Bekir Bey’i hususi bir arabada gördüm. Sağa sola talimatlar yağdırıyordu. ‘Memleketin bağımsızlığı için elinizden geleni yapın’ diyordu. Arabaya bindim ‘Hadi gidiyoruz’ dedi. ‘Genelkurmay’a gideceğiz. Orada insanları memleketin birlik ve beraberliğine sahip çıkması için motive edeceğim’ dedi. Ben de ‘Siz Bakan’sınız, şu an memleketimizin başında bir bela var. Bir organize içerisinde belli karargâhlar kurularak bununla mücadele etmek lazım. Siz etkili bir bakansınız, sağa sola talimatlar vererek bunlarla uğraşmak lazım’ dedim. Ama ikna edemedim. Zırhlı tugayın oraya gittik. Giremedik, tanklar vardı, geri döndük. Ayrıca askerler sivil bir şekilde koşuyordu. ‘Bizi birliğe çağırdılar’ dediler. Evcileri de çağırmışlar. Bu arada ben Sayın Bozdağ’a ‘Diyanet İşleri Başkanı’nı arasak da camileri harekete geçirsek’ dedim. ‘Ben zaten söyledim ama tekrar arayayım’ dedi.

Ramazan Can: Milletvekilleri o gece ölümü satın aldılar

“ÖLÜMDEN KORKMADIK”
Evden çıkarken de eski gazetecileri, meclis muhabirlerini aradım. ‘Böylesi bir ortamda ne yapmamız lazım, bize bir yol gösterin’ dedim. Bu noktada basına çok teşekkür etmek lazım. Rahmetli Özal’ı da anmak lazım, özel televizyonların ne kadar önemli olduğunu tekrar gördük. Telefonlarda şarj sıkıntısı vardı. Oradan Yüzüncü Yıl’da Halil Özyolcu’nun avukatlık bürosuna geldik. Bekir Bey canlı yayınlara çıktı. Ciddi bağlantılar oldu. Telefonlar şarj olunca, Bekir Bey tekrar ‘Genelkurmay’a gidelim’ dedi. O arada da Meclis açıldı. Meclis’te konuşmalar yapılacağını duyduk, rotayı değiştirdik. Güvenlik caddesinde tankın, bir arabayı kâğıt gibi altına aldığını gördüm. Meclis zaten bombalar altında. O anda Güvenlik Caddesi kapısından ben, Bekir Bozdağ ve Halil Özyolcu TBMM’ye girdik.
Bir süre sonra Bekir Bey kürsüye çıktı. Konuşmasının 15’inci dakikasında büyük patlama oldu. Patlamayla birlikte bir toz yığını kalktı Meclis’ten. Ama buna rağmen hiçbir korku ve tereddüt yok. Bütün milletvekillerinin ben o gün ‘ölümü satın aldığını’ bizzat gözlerimle şahit oldum. CHP’li, MHP’li, AK Partili milletvekilleri için istisnasız söyleyebilirim. Camların kırılması orada bir kargaşaya sebep oldu. Ardından ikinci patlama oldu. Güvenlik biz orada duralım dememize rağmen bizi güya sığınak denilen aslında bodrum kata yönlendirdi. Şu anki düşüncülerim olsa bizim konuşmalarımıza devam etmemiz lazım geldiğini düşünüyorum.

“‘TİYATRO’ DİYEN HAİNDİR”
Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla beraber insanlarımız meydanlara akın etti. Emperyalist güçlere ‘dur’ dedi. O gün bir dayanışma oldu Türkiye’de. O anki yaşanan o atmosferin bir tiyatro olduğundan bahsetmek için ya meczup ya da hain olmak gerekir. Cumhurbaşkanı’mız sığınakta bulunan milletvekillerine bir yayın yaptı. O yayından sonra da Meclis’in nizamiye girişinin olduğu yere bomba atıldı. Oraya indirme yapacaklarına ilişkin bir bilgi geldi. Bu durum ister istemez soğuk duş etkisi yaptı. Ben de kendi bulunduğum ortamda ‘Bize silah getirin çatışalım’ dedim. ‘Tabanca var’ dediler. ‘Tabanca olmaz, biz de çatışalım vuruşalım. Millet her yerde canlarını ortaya koyarken biz de burada mücadele edelim’ dedim. O anki ruh hâlimiz itibariyle silah istedik. İlerleyen saatlerde yavaş yavaş milletvekilleri sakinleşti. İndirme olayı da gerçekleşmedi. Aslında teşebbüs etmişler ancak Dikmen kapısındaki polislerin ateşiyle kaçmışlar. Sonra Hakan Çavuşoğlu ile sabah 05.30-06.00 gibi bombanın ilk atıldığı yere çıktık. Resmen savaş alanı. O ruh hâliyle Bakan’ımızla röportajlar yaptık.

Ramazan Can: Milletvekilleri o gece ölümü satın aldılar

MECLİS'TE KONUŞULANLAR TUTANAKLARA GEÇMELİ
15 Temmuz gecesi TBMM kürsüsünde sözcülerin ciddi konuşmalar yaptığına dikkat çeken Ramazan Can “Demokrasi kültürümüz ve tarihimiz için 50-100 yıl sonra atalarının nasıl sahip çıktığını göstermesi açısından tarihe not düşen konuşmalar yaptılar. O gün teknik olarak mümkün olmadığı için tutanak tutulamadı. Onun için bu konuda bir bilimsel çalışma ortaya konulup o gün ne konuşulmuştur bunların tek bir vücut hâline getirilerek, onaylandıktan sonra, resmî tutanak olarak TBMM kayıtlarına geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.

“BENZER DÜŞÜNEN BEDELİNİ ÖDER”
15 Temmuz’dan sonra alçak FETÖ’nün devletin içerisindeki yapılanmalarını bertaraf ettik. Bitmedi. Bu açık, şeffaf bir yapı değil. Tamamen kripto, tamamen hain, dünyada emsali görülmeyen alçak bir yapı. Bu bir süreç devam edecek. Devletimizin, istihbaratımızın teknolojileriyle bunların inlerine adeta girilerek çökertilmeye çalışılıyor. Mücadeleye devam edeceğiz. Milletimiz 15 Temmuz’daki kararlılığını gösterdiği için hiç kimsenin buna cesaret etmesi mümkün değil. Bundan sonra da hiç kimse böyle bir şeye cesaret edemez. Düşünenler, teşebbüs etmek isteyenler de olacak ama çok büyük bedel öderler. Milletimiz o gün hazırlıklı değildi. Şimdi hazırlıklı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...