Prof. Dr. Kaan Ökten: Yeni Papa siyah olmaz

Papa 16. Benedikt, önceki gün yaptığı sürpriz açıklamayla, 28 Şubat tarihinden itibaren görevinden ayrılacağını açıkladı. Görevi sürdürecek gücü kalmadığını açıklayan 85 yaşındaki Papa 16. Benedikt'in şaşırtan kararının ardından, herkesin merak ettiği, yeni sürecin nasıl işleyeceği. Vatikan ve Papalık üzerine araştırmalarıyla tanınan Kemerburgaz Üniversitesi Fen Edebiyat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kaan Ökten, yeni Papa'nın siyahî olacağı öngörülerine katılmıyor. Seçime katılacak kardinallerin 120 kişiden oluştuğunu belirten Ökten, bunların 30'unun İtalyan uyruklu olduğunu söylüyor. Geri kalan kesimin ise Avrupa ve ABD ağırlıklı olarak Kuzey Yarımküre'den çıkan kardinallerden oluştuğunu ifade eden uzman akademisyen şöyle devam ediyor: "Yeni Dünya dediğimiz Güney Yarımküre'nin etkin biçimde oy toplayacağı seçmenleri yok. Siyah bir Papa, kilisenin algısında çok ciddi değişimler oluşturacaktır. Ama şu sırada değil! Hıristiyanlıkta ağırlık merkezi henüz Güney Yarımküre'ye geçmiş değil! Ki ilginçtir Hıristiyanlığın en hızla yayıldığı alan da Güney Yarımküre. Afrika, Güney Amerika, Uzakdoğu'da yoğun bir Hıristiyanlaşma var. Ama oranın bir Papa çıkarma ihtimali düşük! Yeni Papa, muhtemelen İtalyan olur. Milano Başpiskoposu'nun epey güçlü olduğu söyleniyor." Vatikan'ın; 2005 yılında, 78 yaşında Papa olan Kardinal Ratzinger'in görevi bırakmasından gerekli dersi alacağına inanan Kaan Ökten, uzun soluklu görev yapabilecek bir Papa'nın tercih edileceği, bunun için de 60'lı yaşlarda bir ismin başa geçeceği kanısında. Ökten, Papa'nın görevden ayrılacağının iki-üç yıldır konuşulduğunun ve 1294 istifa eden son Papa Coelestin'in mezarını 2010 yazında ziyaretiyle bu dedikoduların arttığının altını çiziyor.Prof. Dr. Kaan Ökten'in en çarpıcı açıklamalarından birisi de Ratzinger'i Papa'lığa taşıyan sürecin 11 Eylül saldırılarıyla ayyuka çıkan İslamofobi'nin dünya çapında yaygınlaşması! Ünlü akademisyen düşüncelerini şöyle sürdürüyor: "11 Eylül'le başlayan İslamofobi olmasaydı, Benediktus seçilmezdi! İslamofobiyle, Hıristiyanlık ve Katoliklik daha korumacı bir hale geldi. Yaşlı, muhafazakâr ve Hıristiyanlığın özüne dair tartışma kabul etmeyen bir Papa istediler. Herhangi bir maceraya girmeyecek bir adam seçtiler. Beklentileri karşıladı. Herhangi bir revizyona gitmedi, geleneğin muhafazasına uğraştı. Nispeten yaşı daha genç olan kardinaller için son derece umut kırıcıydı. Çünkü onlar açılımdan yanaydılar." Papa 16. Benediktus'un 2006 yılında Regensburg'ta Müslümanlar aleyhine yaptığı konuşmada, Bizans İmparatoru'nun sözlerini naklederek İslamiyet'in yeni bir şey getirmediği tezini paylaştığını hatırlatan Ökten, "İslamofobia'nın yükseldiği zamanda böyle bir konuşma yaptı. Sonra biraz da özür mahiyetinde İstanbul'a geldi. Ama o yara bir türlü kabuk bağlamadı." diyor.Papa 16. Benediktus'un, kardinal olduğu dönemde, Papa 2. Jean Paul'un yanında Katolik Kilisesi'nin doktrinlerini üreten dairenin başında olduğunu belirten Kaan Ökten'e göre, dışlamacılığının o dönemle yakın bir ilişkisi var: "O dairenin başındayken hazırlattığı iki belge de Hıristiyanlık içinde çok tartışmaya yol açtı. Bunlardan birisi, İsa dışındaki herhangi bir inancın, insanları selamete taşımayacağını söylüyordu. 1960'larda yapılan 2. Vatikan Konsili'nde bir ferman vardır. O ferman tek Tanrı'ya inanan diğer dinlerin de hakikat yolculuğunda olduğunu ve selamet yolunda ilerlediğini söylüyordu. Bu belgeyi de revize etti! Bir diğer önemli kararı, kutsal ayinlerini eski Ortaçağ ritüeline ve Latince'ye dönüştürmüştü. Bu çok tepki toplamıştı." Papa'nın muhafazakarlığını; gebelik, kürtaj, kilise içindeki tacizler, Vatikan Bankası'nın şeffaflığı, diğer dinlerin mensuplarıyla özellikle de Müslümanlarla ilişki kurmak gibi konularda da sürdürdüğünü anlatan Kaan Ökten, birçok olayın hasıraltı edildiğinin altını çiziyor: "En son hizmetçisi, Vatikan'daki gizli belgeleri basına sızdırdı. 'Vatileaks' diye adı çıktı. Ortada Vatikan Bankası'ndaki usulsüzlüklerden, taciz olaylarının yönetilmesine yönelik bir sürü talimat var. Dış dünyayla ilişkilerin kontrolü noktasında bir kudret eksikliği oluşmaya başladı. O nedenle onun yerinde daha dinç bir Papa aramaya başladılar."