Öyle bir hesap sorarız ki...

İsmail Sonsuz ANKARA

Başbakan Binali Yıldırım, darbecilerin döktüğü her damla kanın hesabının sorulacağını söyledi. Çankaya Köşkü’nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Yıldırım’dan FETÖ ihanetiyle ilgili önemli açıklamalar geldi. Yıldırım, “Öyle bir çetin hesap soracağız ki, bunu görecekler. Eğer bu hesapları görmezsek bize bu dünyada öbür dünyada rahatlık yok. Bu, milletimize karşı en ulvi görevimizdir” dedi. Darbecilere karşı meydanlara inen halka, darbenin karşısında yer alan medyaya, yargıya, hükümetin yanında saf tutan muhalefet ve STK’lar başta olmak üzere toplumun herk kesimine teşekkür eden Yıldırım, şunları söyledi.

“Milletin olduğu yerde illet olmaz. Tankların tepesine çıkanlar, oradaki askerleri alıp onlara nasihat edenler ve tankın üzerlerine yürüdüğünü bile bile meydandan ayrılmayan, kucaklarında bebekleriyle, yanlarında bastonlu dedeleriyle, hep sokakta olan aziz milletime ne kadar teşekkür etsek azdır. Darbeyi yapmaya kalkışanların TSK’nın vatanını, milletini seven mensuplarıyla zerre kadar alakası yoktur. Bunlar, asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı canilerdir, terör örgütü mensuplarıdır. Canilerle TSK’yı aynı tutmayın. TSK ülkemizin göz bebeğidir, emniyetimiz, Silahlı Kuvvetlerimiz bölücülüğe karşı büyük mücadele vermektedir. Hain girişimde bulunanlar asla ve asla TSK’yı temsil edemez. Vatandaşlarımız, askerimizin, ordumuzun itibarına zarar verecek hareketlerden uzak olsun. Halkımızı her türlü provokasyona karşı uyanık olmaya çağırıyoruz.”

AYRIŞMA DEĞİL BİRLİK GÜNÜ

“Ayrıştırıcı olmayalım, kucaklayalım, dostluk halkasını genişletelim. ‘Senin partin ne, düşüncen ne, fikrin ne, zikrin ne’ diye bunlara takılmayalım. Gün bir olma, beraber olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür. İlk günden itibaren başlatılan heyecan, demokrasiye sahip çıkma azmi azalmamalı, artarak devam etmeli. Çünkü tehdit tektir, tehdit Türkiye’nin geleceğidir. AK Parti, CHP, MHP, HDP ve bütün toplumun paydaşları, bütün vatandaşlarımız geleceğimizde söz sahibidir. Ortak kaderimize sahip çıkmada asla ve asla zafiyet göstermememizdir. Meclis normal çalışmalarına devam edecek, Gündüz vatandaşlarımız işine gücüne gidecek. Akşamları mesaiden çıkacak ve meydanlarda bir müddet daha demokrasi nöbetini tutmaya devam edeceğiz. Bütün partilerin başkanlarını, milletvekillerini, yöneticilerini de meydanlardaki şenliğe davet ediyorum.”

İDAM İÇİN HALKI DİNLERİZ

“Vatandaşlarımızın isteği bizim için emirdir, ama olayın sıcaklığında aceleci karar vermek doğru değil. Ama vatandaşımızın talebini göz ardı edemeyiz. Meclisimizde düşünülür, konuşulur, bu bir anayasa değişikliği gerektiren bir husustur. Burada halkın kanaatine göre hareket ederiz. Peşinen reddetmemiz peşinen de kabul etmemiz şu aşamada çok sağlıklı sonuçlar vermez. Finansal sistemimiz de tıkır tıkır çalışıyor. Bu darbe, demokrasinin, milli iradenin temsilcisi siyasi otorite, hükümet tarafından bastırılmış, hayat normale dönmüştür. Piyasanın verdiği mesaj budur.”

“Bir başka tezvirat da ‘Darbe girişimi dolayısıyla hükümet bütün enerjisini buna ayırdı, dış tehditlere, bölücü terör örgütüne karşı zaafiyet var’ diye yapıldı. Bunlarda da yanıldılar. Çünkü Türkiye büyük bir ülke, Türkiye’nin yüzyıllık geleneği var. Dış tehditlere karşı alarm halimiz devam ediyor. Bölücü terör örgütlerine karşı da en ufak gevşeme yoktur.”

12 EYLÜL BİLE BUNU YAPMADI

“Bu kalkışmayı başlatan terör örgütü, FETÖ mensuplarıdır. Bunların her ne kadar ‘kainat imamı’ dedikleri, ‘Bizim haberimiz yok, Hükümet böyle bir oyun oynuyor, kendi emellerini gerçekleştirmek için böyle bir tezgah içinde’ dese de cümle alem biliyor. Gözaltına alınan 7 bin 500 kişiden, bu işin adresinin neresi olduğu çok net olarak belgeleriyle elimizde. Hepsini zamanı gelince söyleyeceğiz. Durum kontrol altına alındı. Şu anda kalkışmanın artçı etkilerini yok etmekle bir anlamda arazi temizliği yapmakla meşgulüz. 12 Eylül Darbesi bile vatandaşlarının üzerine bomba atmadı, Meclisimizi, polisi, Cumhurbaşkanlığını bombalamadı... Bunu Suriye’de Esed yaptı.”
“(Gülen için delil isteyen ABD’ye) Bundan (darbeden) daha iyi delil olur mu? Dostlarımız halen bize ‘delil gösterin’ diyeceklerse hayal kırıklığı yaşarız ve burada dostluğumuzun sorgulanması bile gündeme gelebilir.”