O savcının hepinize selamı var

O savcının hepinize selamı var
GÜNDEM Haberleri

Bir savcının başlattığı soruşturmayı başsavcıdan gizlemesinin açıklaması ne olabilir?

Adalet parmak hesabına kadar düştü. Parmak hesabı yapıyoruz: HSYK'nın 22 üyesi var, 13 bildiri yayınladı, 5'i muhalefet şerhi koydu, bu durumda tablo nasıl olur: 22-13..13-5.. Nereye baktıklarını bilmiyoruz ama dağılım şöyle oluyor: 9-8-5Savcılarda toplama çıkarma yapamıyoruz. O taraf bu taraf diyemiyoruz. Tahmin yürütüyoruz.
Hakimlerde hesap yapamıyoruz.
Kararlara bakıyoruz. Şu mahkeme tahliye etti, bu mahkeme oy birliği ile talebi reddetti..
İş saklambaç oyununa döndü. Biri kapıya koşup bildiri okuyor.. Öbürleri destek mesajı yayınlıyor, bir başka grup kınıyor.
Soruşturmanın gizliliği denilince dün anlaşılanla bugün anlaşılan aynı şey değil. Dün insanlar (şüpheliler) eğer suçsuz ise itibarları zedelenmesin, rencide edilmesin anlamına geliyordu.
Bugün, kamuoyuna duyurulsun ama başsavcıdan, polis müdüründen, mülki amirden gizlensin anlamına geliyor.
Bir savcının başlattığı soruşturmayı başsavcıdan gizlemesinin açıklaması ne olabilir? Efendim başsavcı engelleyebilirdi, yukarıya haber verebilirdi.
Neden? Çünkü onların adamı!
Bu hesapla sen de başka bir yerin adamı olursun.
Bu yapı mı adalet dağıtacak..
Efendim yargı bağımsızdır.. Ne demek bu? Her mensubu canının istediğini yapar anlamına mı geliyor.
Hesap vermeyecek mi?
Denetleyeni olmayacak mı?
Bir kasıt varsa bedel ödeyemeyecek mi?
Savcı dediğin adam nihayetinde kamunun avukatıdır. Suç isnat eder, ispat etmek için uğraşır.. Altından kalkamayacağı suçlamayı yapamaz.
Şunları toplayın getirin demesi şart mı? Varsa delilin git, konuş, belge göster.. İş ciddiye binerse gözaltına aldır.
Bu memlekette avukatla savcı aynı hizada durmadıkça adalet olmaz. Aynı hakların avukatlara da verilmesi lazım. Delil toplama, kamu kurumundan bilgi isteme, özel dedektifler eliyle delil çürütme, bizde fiili soruşturmayı polis yapıyor.
Duruma bakılırsa o teşkilatta da o taraftan bu taraftan hesabı yapılıyor. Bir husumet ve başka hesap varsa bedelini kim ödetecek?
Kapının önüne çıkıp sendika sözcüsü gibi bildiri okuyan savcı mı?
Eskiden örtülü denetim işini asker yapardı.
Gelin brifing vereceğim dediği zaman 23 Nisan'da şiir okumak için sıraya giren öğrenciler gibi heyecanla koşar, brifingi alır çıkarlardı. Adı da önce devlet, devletin ali menfaati, rejimin selameti olurdu. Rejimin selameti yargıyı niye ilgilendiriyor. Asker çekildi, boşluk oluştu. Bu boşluğu dolduracak ve acil hallerde devreye girecek bir mekanizma yok.
Bugün gelinen noktada benim anladığım ve zihnimde netleşen durum şu:
Son operasyonun amacı yolsuzlukları ortaya çıkarmak değil.
Yolsuzluk bu ülkede hep vardı, yine vardır, ama önlemenin ve hesap sormanın yolu bu değil.
Hükümet müttefikleriyle sürtüşmeseydi bu iş olmazdı.
Bir savcı denetimden uzak şekilde sistemi kilitleyecek, memleketin altını üstüne getirecek iş yapamaz. Gerekçesi ne olursa olsun yapamaz. Bu ülke için acizliktir.
Poliste ve yargıda onlardan-bunlardan algısı oluşmuşsa kamu vicdanında bu yapının temize çıkarılması on yıl sürer.
Algıdan ibaret değil de varsa temizlense bile kokusu on yılda çıkmaz.
Ben daha işiyle ilgili açıklama yapan bir baro duymadım. Çoğu sefer görev emrini almış, cepheye koşan asker gibi davranıyorlar. Teklif getiren, çözüm öneren yok. Cepheye varıp sipere yatalım.
Savaşta siper olur.. Adalet dağıtırken saklambaç oynamaya, sipere yatmaya ne gerek var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...