O bu dünyadan göçtü organları yaşıyor

Düzenleyen:
O bu dünyadan göçtü organları yaşıyor

GÜNDEM Haberleri

15 Temmuz destanının en küçük şehidiydi Halil İbrahim. Daha 15 yaşına bile basmamıştı. Hain kalkışmayı duyunca ok gibi fırladı. Babasıyla direnirken kör bir kurşuna hedef oldu. Bugün organları beş kişide yaşıyor.

Ahmet Münir Eren
O gece vatanperverlerle vatansızların, şerefliyle kansızların hiç de adil olmayan savaşı verildi. Bir yanda bomba saçan uçaklarla ihanet kusan alçaklar diğer yanda tekbirini silah saymış, bu destana inanmış silahsız mühimmatsız onur erleri. Bunlardan biri de Halil İbrahim Yıldırım idi. Henüz 15 yaşına girmemişti. O karanlık gecenin en genç şehidi olarak tarihe geçti. Vatanı için canını feda ettiği gibi çaresiz bekleyen 5 hastaya da umut oldu.
BAMBAŞKA BİR ÇOCUKTU
İbrahim’in hayatının her safhasının başkalıklarla dolu olduğunu söyleyen acılı baba Bahattin Yıldırım, oğlunun hayatını ve 15 Temmuz gecesini şöyle anlattı gazetemize; “İbrahim daha birkaç aylıkken memlekette hastalanınca köşe bucak deva aradık. Şişli Etfal, Haseki, Çapa, özel hastaneler... Çalmadığımız kapı kalmadı. En son bir poliklinikte verilen ilaçlarla şifa buldu. Akabinde üzerine çok titredik. Onu dinine, vatanına, bayrağına bağlı bir evlat olarak yetiştirmek için annesiyle çok emek sarf ettik. Bugün baktığımızda İbrahim’in 14 yıl gibi kısa bir zaman diliminde büyük izler bıraktığını görüyoruz. Evinde anasına, atasına saygıdan tutun da sokaktaki ağızsız dilsiz hayvanlara olan merhamete kadar tam bir güzel ahlak numunesiydi. O Mevla’nın ihsan ettiği güzel bir evlattı. Nimetti gelişine şükrettik. Gidişine sabrediyoruz. Her şey ondan geldi ona dönecek (Baba gözyaşlarını tutamıyor)
 O GECE NASILDI?
O gece çocuklarımla birlikte parkta oturduk. Uzaklara dalıp giden bakışlarında anlayamadığımız bir hâl vardı. Evde üstünü değiştirdi, yastığı kucağına koydu derinlere daldı. Oğlum hayırdır uykun mu geldi dedim “Yok” dedi. Televizyonda Cumhurbaşkanımızın çağrısını işitince ok gibi fırladı. Köprüde mücadele veren bacıyı gösterip ‘Bu abla kadar da mı olamayacağım’ deyip söylene söylene çıktı. Peşinden koşup yetiştim. Sonra berberde üstünü başını düzeltti. Beraber gitmeye başladık. Yolda markete üşüşen insanları görünce ‘Baba bu gıdalar bitince ne yapacaklar’ dedi. Hâlbuki kendi rızkı bitmiş. Korkudan eser yoktu. Salaların tekbirlerin arasında gidiyorduk. Vatan sevgisi başka bir şey. Bunu her insan için söylemiyorum. Mermiye koşarak gideni gördün mü deseler, görmesem anlatamam ama İbrahim’i gördüğüm için anlatırım. Bazen soruyorum arkadaşlara uçaklara kafa tutan, tanklara karşı duran, helikoptere, silaha meydan okuyanları gördünüz mü? Köprüde hepimiz izledik vurulan kişiyi bırakıp arkadakiler vurulmasın diye merminin üzerine koşuyor. Böyle bir şey mümkün mü? Kalpte iman olmasa, vicdan olmasa bu mümkün mü? Çevik kuvvete giderken ortalık ana baba günüydü. Trafik sıkışıktı. Baktım İbrahim düşmüş. Önce ayağı taşa takıldı sandım. Kalk oğlum dedim. Baktım kalkmıyor. Elimi başının altına koydum ki elimdeki kanı gördüm. Oradakilerden bir arkadaş bu çocuk vurulmuş dedi. Silah sesi falan da duymamıştık. Alel acele Bayrampaşa acile götürdük. Doktorlar kurşun sıyırmış dedi. Beyin ölümünün gerçekleştiğini söylemediler.
 BEŞ KİŞİDE YAŞIYOR
Orada biraz kaldık. İbrahim’in kimliğini getirin dedim evdekilere. Onlarda hayırdır deyince ben de düştü dedim. Vuruldu diyemedim. Doktorlar, yapacak bir şey yok dedi. Babasın, evladın gitmiş. Annesine söyleyemedim. Baba her zaman umut taşır. O yüzden gidip her an doktora sordum yaşayacak mı diye. Giren kurşun beyni yok etmiş. Kalp atışı var ama dedim. Evet dedi. Kalp durduğu zaman geri gelir ama beyin durduğu zaman geri gelme ihtimali yok dedi. Ben kağıtları imzalayıp eve geldim. Çaresiz beklerken telefon çaldı. Bir saatiniz var organlarının diğer hastalara verilmesi için dediler. Tabii onlarca insan organ nakli beklerken hayır diyemedik. Sonra baktım gazetelerde 18 yaşında bir kızımız, bir yaşında beri böbrek bekliyormuş. Televizyonda doktorların şehit Halil İbrahim’in böbreğini verdik diye açıklamasını duyunca İbrahim yine kalbimizde yaşıyor dedik. 5 çare bekleyen hastaya deva oldu. İnşallah organları ile deva bulan kişiler şehit uzuvlarını hak yolda kullanırlar. İbrahim’in hayatı da mematı da güzeldi. Şehit olduktan sonra herkes sen nasıl bir evlat yetiştirdin diye imrenerek taziyede bulundu. Bunlar hep Rabb’imin ihsanı. Ben çocuklarımın boğazından haram lokma sokmadım. Dinimizi anlattım. Çocuklarımın hepsi Kur’ân-ı kerimi hatmettiler. Evladım vatan için gitti. En hayırlı yolda gitti.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...