Mehdi Eker, '7 Şubat milletin iradesi ile geri püskürtüldü'

7 Şubat olayını Türkiye'de zaman zaman gerçekleşen geçmişte darbe teşebbüslerinin ve darbe sürecinin bir halkası olarak değerlendiren Eker, "Emniyet ve yargı üzerinden sivil siyaset alanına müdahaledir. 7 Şubat aslında sivil siyasetin Türkiye'nin kronik bir meselesini çözme teşebbüsü ve gayretiyle onun belirlediği, çizdiği bir siyaset çerçevesine savcı ve polis üzerinden müdahalede bulunmak ve bunu engelleme teşebbüsüdür" dedi.
İFADEYE GİTSEYDİ TÜRKİYE'NİN İSTİKAMETİ DEĞİŞİRDİ
Eker şunları söyledi: "MİT Müsteşarı Hakan Fidan o gün kurumun başında olduğu için çağırıldı. O gün hem süreci bir şekilde durdurmak, kesintiye uğratmak, hem sivil siyasetin alınana müdahale etmek, bir gözdağı vermek, hem de Hükümete ulaşmak, siyaset kurumunun ifadesini almaya cüret ettiler. Eğer ifade vermeye gitseydi, Türkiye bir istikamet değişikliğine gidecekti. Ama Hükümetin başındaki Sayın Recep Tayyip Erdoğan, millete yaslanarak, millete dayanarak, milletin aldığı güçle, destekle, duayla ve sevgiyle bütün bu gelişmeleri, 7 Şubat'ı da, 7 Şubat'ın bir manada ardılı olan, artçısı ve belki de bu defa daha büyük bir enerjiyle, daha büyük bir güçle ve daha vahim niyetle 17 Aralık ve 25 Aralık süreçlerini de aynı iradeyle geri püskürttü."
HEDEFİMİZ 76 MİLYONUN KARDEŞÇE YAŞAMASI
PKK ile silahlı bir mücadeleye başlanmasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmaya kadar annelerin gözyaşlarının dinmediğini ve Türkiye'nin demokratikleşmesinin engellendiğini vurgulayan Eker, "Oslo süreciyle gelişen yeni paradigma, bu eski yanlışlara bir daha düşmeme ve bu meseleyi doğru biçimde ele alıp doğru biçimde teşhis ve doğru yöntemlerle tedavi etmedir. Türkiye'yi bu sıkıntıdan, bu sorundan kurtarmaktır. Eğer siz Oslo sürecinde yapılan birtakım görüşmeleri, sivil siyasetin bu alanda geliştirdiği modeli ve tasavvuru cezalandırmaya kalkışır, bunu kesintiye uğratmaya kalkışırsanız, o zaman siz tekrar Türkiye güvenlikçi politikalara geri dönsün istiyorsunuz demektir" diye konuştu. Eker, Hükümetin hedefinin Türkiye'de kalıcı barışın sağlanması, Türkiye'de 76 milyon vatandaşın tamamının birlik ve beraberlik içerisinde kardeşçe demokratik ve sivil bir rejimle yönetilmesi olduğunu söyledi.
ÇÖZÜM SÜRECİ DİYARBAKIR'I DEĞİŞTİRDİ
Çözüm sürecinin Diyarbakır'ın görüntüsünü değiştirdiğini kaydeden Bakan Eker, "Diyarbakır'a her gittiğimde turist kafileleriyle karşılaşıyorum ve herkes bana 'Bakanım, biz bu şehri böyle bilmiyorduk, ne kadar güzelmiş, biz başka bir şey zannediyorduk' diyorlar. İşte bu aslında Türkiye'nin zenginleşmesi demektir. Türkiye'nin Kürt'üyle, Türk'üyle barışı inşa ettiğinde daha büyük, daha muazzam bir gelecek inşa etmesi demektir" dedi. Kalıcı barışa karşı çıkanlar olduğunu ve bu süreci engellemeye çalıştıklarını kaydeden Eker, şöyle devam etti: "7 Şubat da, 17 Aralık da 25 Aralık da farklı projeleri, farklı adlarla farklı tarihlerde gerçekleşen projeler. Belki aktörlerinde bile farklılıklar olabilir. Zihniyet aynı, mekanizma aynı. Türkiye'nin istikrarını, barışını, Türkiye'nin çözümünü, çözüm sürecini hep bu anlayışlar hedefledi ve biz bunlarla da sonuna kadar mücadele etme kararlılığındayız."
Damla Peker ANKARA